''Toplumar Büyük Ayrışma İçinde''

Yeşilay Genel Başkanı ve İbn Haldun Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mücahit Öztürk, bugün toplumların büyük bir ayrışma içerisinde olduğunu belirterek, "Bu ayrışmanın iki yönü var.

Yeşilay Genel Başkanı ve İbn Haldun Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mücahit Öztürk, bugün toplumların büyük bir ayrışma içerisinde olduğunu belirterek, "Bu ayrışmanın iki yönü var. Temel ayrışmanın birinci yönü kültürel normların ortadan kalkmasıdır. Yani aslında o çok kültürlülük dediğimiz şeylerin ortadan kalkıp, sürekli var olan genel kültürün tüm dünyaysa hakim olması ve ayrılıkların bu anlamda ortadan kalkması çok büyük bir sorun. İkincisi, insanı insan yapan değerlerle ilgili temel değerlerin neredeyse ortadan kalkmaya başlaması."

Öztürk, İbn Haldun Üniversitesi tarafından düzenlenen, öğrencileri, alanında uzman isimler, akademisyenler ve kanaat önderleriyle bir araya getiren "Geleceğim Sosyal Bilimler Zirvesi"nde, ruh sağlığı ve psikoloji ile ilgili tecrübelerini "21. Yüzyılda Psikolog Olmak" başlıklı söyleşide öğrencilerle paylaştı.

Öztürk, üniversite tercihi yapacak öğrencilere tavsiyelerde bulunarak "Mesleğinizi sürekli düşünmek, yaşamak ve bir şey üretmek istiyorsanız 24 saat mesleğinizle yaşamak zorundasınız." diye konuştu.

Ruh sağlığının alanına giren konularak değinen Öztürk, şöyle konuştu:

"İnsan, ruh sağlığı bakımından kabaca üç ana ögeden oluşuyor, duygu, düşünce ve davranışlar. Bu üç ana öge bizim insan olarak ilişki kurmamızı, üretmemizi ve sağlıklı bir toplum içerisinde yaşamamızı belirleyen unsurlardır. Davranışlarımızı daha çok duygu ve düşüncelerimiz oluşturuyor. Bizim temelde var olan bütün bu özelliklerimizin bir armonisi olarak da kişilik özelliklerimiz ortaya çıkıyor. O yüzden farklı kişilik özellikleriyle beraber hareket ediyoruz ve bu farklı kişilik özellikleriyle birlikte olma durumunda kalıyoruz."



"Psikoloji hayatın her alanında etkindir"

İnsanın kişilik özelliklerini ortaya çıkartan iki ana alan olduğunu ifade eden Öztürk, bunların genetik kodlama ile aktarılan özellikler ve dünyaya geldikten itibaren içerisinde bulunulan çevre olduğunu söyledi.

Çocuk yetiştirmede yaşanan sorun ve davranışlara karşı ebeveynlerin destek alması gereken bir takım kurumlara ihtiyaç olduğunu dile getiren Öztürk, şunları kaydetti:

"Bu kurumlar içerisinde çocuk ruh sağlığı kurumları olmazsa olmaz temel unsurlardan bir tanesidir, koruyucu ruh sağlığı anlamında. Koruyucu ruh sağlığıyla ebeveyne bilgi aktararak, eğiterek bireylerin ruh sağlığı yerinde kişiler olarak yetişmesini sağlamak ve en önemlisi ebeveynin yanlış yapmasını minimuma indirmek önemli. İnsanın olduğu yerde hata olur ama bunu minimize etmek de ruh sağlığı ile çalışacak insanların görevidir. Bir diğer alanımız problemler oluştuğunda onların çözümüne yönelik süreçte bizler varız ruh sağlığı hekimi olarak. Bizim klinik psikoloji dediğimiz insanın var olan sorunlarını azaltma, bazen de yok etme üzerine çalışan bir alan. Psikoloji bununla sınırlı değil, hayatın her alanında etkindir. Sosyal yaşamımızla ilgili alanlarda da yaşadığımız bir takım bireysel süreçleri yönetmemize destek veren bir alandır."

Öztürk, 21. yüzyılın, insan psikolojisinin her zaman konuşulması ve çözüm üretilmesi gereken bir yüzyıl olduğunu belirterek, insanların temel değerlere uygun bir bireysel yapılanma içerisinde olmasının önemini vurguladı.

Bugün toplumların büyük bir ayrışma içerisinde olduğunu aktaran Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanlar bireysel anlamda kendilerini değiştirmedikçe, bireysel sıkıntılarını ve problemlerini çözmedikçe, toplumsal bir huzurun ve barışın oluşması, toplum anlamında katmanların sağlıklı ilerleyebilmesi ve sağlıklı geçişlerin olabilmesi mümkün değil. 21. yüzyıl insanın yalnızlaştığı, bireyselleştiği, neredeyse aileden de uzaklaştığı bir durumda sağlıklı olarak ayakta kalabilmek, sağlıklı dinamik mekanizmalar oluşturabilmek için gerçekten bize çok iş düşüyor.

Bugün bildiğiniz gibi toplumlar büyük bir ayrışma içerisinde. Bu ayrışmanın iki yönü var. Temel ayrışmanın birinci yönü, kültürel normların ortadan kalkmasıdır. Yani aslında o çok kültürlülük dediğimiz şeylerin ortadan kalkıp, sürekli var olan genel kültürün tüm dünyaysa hakim olması ve ayrılıkların bu anlamda ortadan kalkması çok büyük bir sorun. İkincisi, insanı insan yapan değerlerle ilgili temel değerlerin neredeyse ortadan kalkmaya başlaması ve bununla ilgili bir takım süreçlerin bilinçli ya da bilinçsiz oluşturulması. Bu şu anlama geliyor, bizleri bir toplum, bir insan olarak hayatta tutan temel değerleri yok ettiğinizde aslında psikolojisini de yok ediyorsunuz. Bugün birçok ülkenin karşı karşıya kaldığı gençlik krizler, bağımlılıktaki artış, evliliklerin sürdürülebilir olmaması, çocuğun olmadığı bir topluma doğru gidişin, hepsinin altında temelde değerlerin kaybedilmesiyle ilgili sorun söz konusu."

Kaynak:www.haberler.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Psikoloji Haberleri