Terörle Mücadele Kanunu ve Çocuk Mahkumlar

TMK mağduru çocukların aileleri, kendileri ve çocuklarının yaşadıklarını anlattı, TMK'nin bir an önce değiştirilmesini istedi: “Ufacık çocuklara 25 yıl hapis. Böyle adalet olur mu?”

SEVGİM DENİZALTI / Birgün Gazetesi


Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mağduru çocukların aileleri, Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları’nın düzenlediği etkinlikte bir araya geldi. Çocuklarının tutuklanmalarıyla birlikte yaşadıkları travmaları ve değişimi anlatan aileler,  “Sanki çocuğumuz gitti, yerine başkası geldi. Yaşadıklarının hesabını kim verecek? Bu nasıl hukuk, nasıl adalet?” diye isyan etti.

‘ÖZELLİKLE BÖBREKLERİNE VURUYORLAR’

Batman’daki TMK mağduru çocuklardan S.Ş.’nin babası Mehmet Ş., çocuğunun Terörle Mücadele Şubesi’nde kötü muamele gördüğünü, oğlunu gördüğünde tanıyamadığını anlattı. Mehmet Ş., “Ayaklarının üstünde duramıyordu, öyle dövmüşlerdi ki bacakları mosmor olmuştu. Çocuğumun o görüntüsü gözlerimin önünden gitmiyor” dedi. Oğlunun bir süre yattığı Batman Cezaevi’nden Diyarbakır Cezaevi’ne nakledildiğini kaydeden Mehmet Ş., “Oraya benim çocuğum gitti, yerine adeta başka çocuk geldi. Berbat koşullarda kalıyorlar. Yemeklerine çivi, hayvan dişi, parça bez atılıyor, yemek bile yiyemiyorlar” diye konuştu.

Diyarbakırlı H.A.’nın babası Arif A. da, çocukların gördüğü kötü muameleye dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Gözaltına alırken başını bastırıp arabaya atıyorlar. Her gelen tekmeyi basıyor, etmedik hakaret bırakmıyorlar. Böbreklerine vuruyorlar özellikle. Artık böbrekte tahribat olduğundan mıdır nedir, yıllarca geçmiyor acısı. Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüyorlar. Hücreye götürene kadar, aynı top gibi, önce biri, sonra biri vuruyor. En son sırtına tekmeyi basıp hücreye tıkıyorlar.”

Kimlik tespiti yapılan çocuğun daha sonra sağlık ocağı ya da hastaneye götürüldüğünü söyleyen Arif A., bu hastanelerin de rastgele seçilmediğini belirtti: “Onlar gibi düşünen, onların istediği gibi rapor verebilecek olan doktorları önceden tespit ediyorlar, çocukları hep onlara götürüyorlar.”

‘OĞLUM DEPRESYON İLACI KULLANIYOR’

Oğlunun birkaç ay önce tahliye olduğunu ancak yaşadığı travmayı hala atlatamadığını belirten Arif A. “Oğlum şimdi ülser ve depresyon ilacı kullanıyor. Yaşadıklarını unutabilsin diye onu çeşitli kurslara gönderiyoruz, hem o hem de biz psikolojik destek alıyoruz. Ama kolay kolay atlatamayacak kuşkusuz.”
Diyarbakır’da çocuk psikoloğu sayısının yetersizliğine vurgu yapan Arif A., “Bir psikolog var, onun da eşi asker. 37 aileyiz, yalnızca 2 çocuk destek alabiliyor” diye konuştu.

15 YAŞINDA ÇOCUĞA 116 YIL

Vanlı Y.T.nin ağabeyi Cebbar T., kardeşinin 15 yaşında tutuklandığını, mahkemesinin 4 yıl sürdüğünü kaydetti. Kardeşine çeşitli suçlardan 116 yıl ceza verildiğini, daha sonra yaşının küçüklüğünden ötürü cezanın 75 yıla indirildiğini belirten Cebbar T., “Bana hep ‘Beni beklemeyin, ben bitmişim’ diyor. Çok üzülüyorum. Kardeşimin serbest bırakılmasını istiyorum” dedi. Van’da tutuklanan Z.H.’nin babası Adil H. ise çocuğunun hapse girmeden önce sporla ilgilendiğini, Vanspor’da futbol oynadığını, ancak tahliye edildikten sonra sporu bırakarak içine kapandığını anlattı.

İNTERNET KAFEDEN, OKULDAN, EVDEN…

Medyada TMK mağduru çocuklara “taş atan çocuklar” denilmesine karşın, ailelerin anlattıkları, çocukların çoğunun gösteri sırasında tutuklanmadığını da ortaya koydu. Adil H., polislerin çocuğunun okuluna kadar gelerek, sınıfından almak istediğini, okul müdürünün buna engel olduğunu ifade etti: “Okul müdürü, ‘çocuğu okuldan almayın, çıkınca alın’ demiş. Çocuk okuldan çıkar çıkmaz alınmış. Benim 6 saat sonra bundan haberim oldu.” Batman’da Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilişinin yıldönümünde tutuklanan A.A.’nın babası Şirin A. ise, kendilerinin gazete bayilerinin olduğunu, o gün çocuğunu gazeteleri teslim etmesi için ana bayiye gönderdiğini anlattı. Ana bayinin kapalı olması üzerine A.A.nın eve gitmek istediğini, eve giderken de gözaltına alındığını söyleyen Şirin A. bu sırada polislerin çocuğa “Sen teröristsin, mutlaka eylemden gelmişsindir, elbiselerin de siyah” dediğini öne sürdü.
Hakkâri’de tutuklanan C.E.nin babası Hüseyin E. ise iddianamede somut deliller olmadığına dikkat çekerek şunları kaydetti:
“İddianamede ‘çocuğun ağzı açıktı’ deniyor, ne malum slogan attığı, belki arkadaşıyla konuşuyor, böyle adalet böyle hukuk olur mu? Küçücük çocuğun 25 yıl hapsi isteniyor.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri