HABER7.COM - Radyo 7 programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının dünkü konuğu Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op Dr. Tamer Vardaloğlu oldu. Aşırı terlemenin nedenlerinden bahseden Tamer Vardaloğlu aşırı terlemenin tedavi yöntemlerini anlattı. Terlemenin de derecesi olduğun söyleyen Vardaloğlu uyurken terleyen insanlardaki bu durumun başka hastalıkların belirtisi olabileceğini belirtti.
EDA: Aşırı terleme yaz mevsimiyle daha belirgin hale geliyor. Bu durum hem fiziksel hem ruhsal sıkıntılara yok açıyordur. Aşırı terleme nedir? Neden kaynaklanır?
TAMER VARDALOĞLU: Öncelikle terleme vücudun kendisini korumak için yapmış olduğu bir reaksiyondur. Terlemenin asıl amacı vücudun ısısını dengelemektir. Vücudumuzdaki sempatik sinir sistemi denilen bir sinir sisteminin aşırı çalışmasından dolayı vücudumuzun belli bölgelerinde gereğinden daha fazla ter üretilmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Günde herkes belli miktarlarda terlemek zorundadır. Eğer terlemezsek yaşamla bağdaşmayacak olaylar meydana gelir. Bu durum elini kullananı, göz önünde olanı rahatsız eder. İnsanların soysal ilişkilerinin gelişmesiyle, iş alanlarının artmasıyla insanlar terden rahatsız olmaya başladılar. İnsanların elinin terlemesi de gerçekten çok zor bir terlemedir. Bu kişiler biriyle tokalaşmaya çekinirler. Kalem tutarlarken kalem ellerinden kayar. Biz bunları tedavi etmeye çalışıyoruz.
EDA: Terlemenin bir derecesi var mı?
TAMER VARDALOĞLU: Terlemenin derecesi var. Bu tamamen görecelidir. Bu durum kişiyi ne kadar rahatsız ettiğiyle ilişkilidir. Psikolojik sebeplerden dolayı insanlar terleyebilirler. Ancak bizim bahsettiğimiz terleme psikolojik nedenlerden değildir. Hatta kendisi psikolojiyi bozar. Ne yazık ki bu şekilde psikolojik denerek tedavi edilmiş çok hastamız vardır. Oysa o hastanın sempatik aktivasyonu vardır. Kullandığı ilaçlarla da ne yazık ki ter artabiliyor.
EDA: Terlemenin herhangi bir hastalığın habercisi olduğu da söylenebilir mi?
TAMER VARDALOĞLU: Tabi ki söylenebilir. Öncelikle bizim ilgilendiğimiz ter ile yan hastalıklardan gelen teri ayırmak lazım. Bölgesel hiper hidroziz dediğimiz hastalıktaki klinik şudur: benim hastalarım doğdukları günden beri nemli, terli insanlardır. Ailede mutlaka %60’ın üzerinde birilerinde ter vardır. Soğuk, sıcak, yaz, kış, gece, gündüz, gülerken, ağlarken kısacası her durumda benim hastalarım terlerler. Sadece uyku da asla terlemezler. Tek muayene yöntemimizde budur. Hastalarıma sadece şunu sorarım: uykudayken elleriniz ya da ayaklarınız ıslak mıdır, kuru mudur? Baş, yüz terlemesi havanın sıcaklığına ya da yediğiniz besinlere göre uykuda ter yapabilir. Ama özellikle el, kol veya koltuk altı uykuda ter yapmaz. Bunun sebebi sempatik sinir sistemimiz uykuda sizinle beraber uyur. O yüzden terlemeyiz. Enfeksiyon hastalıkları, metabolizmayı yükselten tüm hastalıkları gece terlemesiyle beraber görülür.
EDA: D vitamini eksikliğinin genelde baş terlemesini beraberinde getirdiğini söylerler. Doğru mudur?
TAMER VARDALOĞLU: Evet doğrudur. Ama bu çocuklar için geçerlidir. Baş terlemesi geçmeyen çocuklar için çocuk hastalıkları uzmanları ilk başta D vitaminiyle ilgili bir problem var mı diye bakarlar. Ve o D vitamini eksikliğine bağlı olarak oluşan bir hastalık olabilir ama D vitamini eksikliği erişkinde de genel bir vücut terlemesi yapar.
EDA: Aşırı terlemenin tedavisi var mı?
TAMER VARDALOĞLU: Aşırı terleme tedavisinin pek çok yöntemi var. Ama öncelikle sempatik sinir sistemine bağlı hiper hidroz olduğuna emin olacağız. Bunu da muayeneyle anlarız. Biz bu tedavi yöntemlerini kalıcı ve geçici olarak ikiye ayırıyoruz. Geçici tedavi yöntemlerinde bazı ilaçlar kullanırız. Bu ilaçlar sinir sistemini etkileyerek sempatik aktivasyonu azaltan ilaçlardır. Literatürde sadece Finlandiya da bir doktor bu ilaçları güvenle kullandığını iddia eder. Oysa bunların ciddi yan etkileri vardır. Refleks azalması olur, vücudumuzun bütün suyunu kuruturlar. Sadece ilgili bölgedeki teri değil gözyaşımıza kadar her sıvıyı kuruturlar. Bunlar çok fazla güvenle kullandığımız ilaçlar değildir. Ama tabi ki uygun vakalarda kullanılacak ilaçlar bunlardır. İlaçlardan sonra kremler, losyonlar vardır. Teknik anlamda ter kanalların ağzını kapatıp kanalları büzerek etki ettiği iddia edilen kremlerdir. Bunlar geçici tedavi yöntemleridir. Aşırı olmayan terlemelerde bu ilaçlarla başarı sağlayabiliyoruz.
EDA: Terlemenin yaşla bir ilgisi var mı?
TAMER VARDALOĞLU: İstatistiksel anlamda erkek kadın ayrımını ortaya koymuş değiliz. Bu iş en fazla Amerika’da ciddiye alınarak araştırılmış. Orada beyaz olanların %20’si civarında bir terleme durumu var. Bu özellikle Amerika’da yaşayan Asyalılarda %25’i bulacak kadar fazla. Ama erkek, kadı, çocuk gibi bir ayrım yapmak çok bilimsel değil.
EDA: Terlemenin yoğunlaştığı bölgeler eller, ayaklar ve koltuk altları mı diyebiliriz?
TAMER VARDALOĞLU: Evet, özellikle o bölgelerde günlük aktiviteleri bozduğu için daha fazla rahatsız ediyor.
EDA: Kimi insanlarda eller çok fazla terlemezken kimilerinde daha yoğun oluyor. Bunun nedeni nedir?
TAMER VARDALOĞLU: Bu aslında tamamen sempatik aktivasyondur. Bizim hastalığımız da budur.
EDA: Yani terlemeye bir hastalık diyebiliriz.
TAMER VARDALOĞLU: Evet terleme bir hastalıktır ve kozmetik bir problem değildir.
EDA: Hastayı doktora götürme sebebi sağlıkla mı ilgili oluyor yoksa psikoloji mi oluyor?
TAMER VARDALOĞLU: Her ikisi de beraber oluyor.
EDA: Bununla ilgili testler yapıyor musunuz?
TAMER VARDALOĞLU: Tedavi planlaması için bazı testler vardır. Bunların hiçbiri gerçek anlamda bir klinisyeni ilgilendirmiyor. Çünkü bizim tek bir muayene yöntemimiz var. Hastalığın hikâyesi ve hasta burada çok önemlidir. Hastanın şikâyetlerini çok iyi değerlendirip tek soruyla bu işi aşmanız gerekiyor. Bu hastalıkta gece veya gündüz uykuda terleme olmaz. Eğer oluyorsa bu durumda ciddi tetkikler yapmak lazımdır. Özelikle uykudaki hastaya tetkik yapıyoruz.
EDA: Bunu sadece uykuda terleyen için yapıyorsunuz değil mi?
TAMER VARDALOĞLU: Evet. Mutlaka bu kişinin yandaş bir hastalığı vardır. Beklide bu durum o hastalığın habercisidir.
EDA: Hangi durumlarda bir terlemeyi sorun olarak kabul edelim?
TAMER VARDALOĞLU: Kişinin mesleki, sosyal, psikolojik yaşamında hayatını olumsuz olarak etkileyen her durum aşırı terleme ile izah edilebilir.
EDA: İyontoforez tedavisi nasıl oluyor?
TAMER VARDALOĞLU: İyontoforez dediğimiz tedavi yöntemi bildiğimiz çeşme suyuna düşük voltajlarda elektrik verilerek yapılan bir tedavi yöntemidir. Cildimizin en üst tabakasını arttırarak etki ettiği düşünülür. Kolay uygulanabilen tedavi yöntemlerindendir. Hasta önce cildi yakmayacak dozu bulmak için hastaneye gider. Ellerini ayaklarını kutunun içindeki suya sokar. Bu şekilde bir tedavi sağlayabilir. Geçici bir tedavidir. Bir diğeri de botokstur. Botoksta terleyen bölgelere verilen zehirdir. Altı aylık bir süresi vardır. Buda geçicidir. Bölgedeki ter bezlerini felç ederek etki ediyor.
EDA: Sonradan bir daha botoks yaptırmak şart oluyor mu?
TAMER VARDALOĞLU: Botoks devam etmesi gereken bir tedavidir.
EDA: Bu tedavinin yan etkisi var mıdır?
TAMER VARDALOĞLU: Botoksun elinize uygulanan tedavide parmak uçlarınıza yakın yere yapılmaması gerekir. Yapılırsa o bölgede hissizlik olabilir. Ama bütün ilaçlarda olduğu gibi onda da bazı yan etkiler vardır.
EDA: Terlemeyi önlemek için ter bezleri alınıyor mu?
TAMER VARDALOĞLU: Tabi ki oda bir yöntemdir. Özellikle koltuk altında uygulanan bir yöntemdir. Gerek açık cerrahi yöntemle gerek kazıyarak koltuk altından girerek yapılan tedavi yöntemidir.
EDA: Bu yöntem daha fazla hangi yaşın üstündekiler de uygulanıyor?
TAMER VARDALOĞLU: Ben 12 yaşı baz alıyorum. 40’ından sonra çok fazla gerek kalmıyor. İnsanlar alışmışta oluyor. ama özellikle 12-18 yaş arasında çok yoğun talep var.
EDA: Terleme bu zaman kadar dikkate alınıyor muydu yoksa insanlar şimdi sağlığına daha mı çok önem veriyor?
TAMER VARDALOĞLU: Kesinlikle insanlar sağlığına, sosyal çevresine dikkat etmeye başladı. Eskiden insanlar ellerini az kullanıyorlardı. Şimdi hastalarım bilgisayar kullanırken çok terlediklerini, farenin ıslandığını söylüyorlar. Eskiden tokalaşmak yoktu. Bir yere gittiğiniz zaman insanlar size hoş geldin diyerek sarılırlardı. Bu durumdaki insanın elinin terlemesi o insana sosyal yaşamında rahatsızlık vermeyecektir.
EDA: Ter kokar mı?
TAMER VARDALOĞLU: Evet ter kokar. Ama şöyle söyleyeyim benim hastalarım kokmazlar. Çünkü onlar su üretirler. Bu kadar aktif bir bölgede de bakteriler, mantarlar gelen yağlı teri parçalayacak ne zaman bulabilirler ne de o materyali bulabilirler. Terin kokması daha çok beslenmeyle, hormonal dengeyle ilişkilidir. Çok terleyen değil de gerçekten az terleyen kokabilir bu da son derece normaldir.
EDA: Terleyen kişiye su öneriyor musunuz?
TAMER VARDALOĞLU: Önermeme gerek yok çünkü hastam mecburen su içer. Terin asıl amacı vücut ısısını dengelemektir fakat kanallardaki elekroitleri kaybettirir. Vücuttan tuz çıkar, bu da halsizlik yapar. Tuz çıktığı sürece vücut su ister. Bu bilinçli değildir, vücut istediği içindir.
EDA: Ameliyat aşırı terlemede kesin çözüm müdür?
TAMER VARDALOĞLU: Ameliyat kesin çözümdür. Fakat ameliyatın da teknikleri vardır. Sempatik sinir sisteminde keserek, yakarak veya klips konularak ameliyat yapılabilir. Biz klipsi tercih ediyoruz. Bunun da tek sebebi geri dönme şansının olmasıdır. Kitaplar 6 aylık bir dönem içinde bir problem olduğunda klipsi alırsanız sistem eski haline döner. 11 aydan sonrada geri dönüşümsüzdür derler. Kesme, yakma veya klips koyma arasındaki fark şudur: yeterli zaman sonunda klipste kesmiş gibidir. O bölgedeki beslenmeyi bozarak siniri öldürür. Bu sinirler vücudumuzun başka bölgesindeki başka fonksiyonla ilgili değildir. Sadece sorun budur. Yani bir felce, başka bir fonksiyon bozukluğuna yol açmaz. Sadece elinizin terini keser.
EDA: Kişisel yöntemlerle terlemeyi hafifletebiliyor muyuz?
TAMER VARDALOĞLU: Öncelikle çok fazla sıcaklarda durmamamız lazım. Belki giysilerle bu işi aşabiliriz. Genel bir vücut terlemesi varsa tek doğru yöntem tabi ki sabun ve sudur.