Gökler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son zamanlarda sayıları artan yaşam koçluğu, kişisel gelişim merkezleri gibi ruh sağlığı alanında eğitim görmemiş kişilere ya da merkezlere dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Birinci derecede psikiyatrlar, klinik psikologların terapi ya da grup terapisi yapabileceğine işaret eden Prof. Dr. Bahar Gökler, ''Dolayısıyla terapide kişilerin nereye, kime başvurduğunu bilmesi lazım. Doğrudan psikiyatrlara ya da klinik psikologlara başvurmaları lazım'' dedi.
-''Terapiyi herhangi bir meslekten gelen kişi yapamaz''-
Prof. Dr. Gökler, ruh sağlığı alanında mutlaka ciddi eğitim almış kişilerin terapi yapabildiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Terapi adı üstünde sağaltım demek, iyileştirme demek. O yüzden herhangi bir uzmanlık alanından, herhangi bir meslekten gelen kişi yapamaz. Bu konuda son dönemlerde ciddi bir yöne doğru giden kötüye kullanım söz konusu. Yaşam koçluğu gibi, kişisel gelişim merkezleri gibi psikiyatri, ruh sağlığı ya da psikoloji alanında eğitim görmemiş olan, çok farklı alanlardan gelen kişiler de üç beş günlük, bir aylık kurslarla bu işleri yapabildiklerini söyleyebiliyorlar. Bu etik değil. Dolayısıyla, hem terapist hem de grup terapisti, psikodramatist olabilmek, uzun yıllar gerektiren ciddi bir eğitimle mümkün.''
Gökler, grup terapisinin ise terapistliğin yanında ayrı bir eğitimi daha gerektirdiğini söyledi.
-Grup terapisi ile bireysel terapinin farkları-
Grup terapisinin, bir grup insanın terapist eşliğinde çatışmalarını, sorunlarını dile getirmeleri ve ortak çözüm yolları bulmaları için kullanılan yöntem olduğunu anlatan Prof. Dr. Gökler, şu bilgiyi verdi:
''Özellikle sosyalleşme konusunda ya da kendi sorunlarını başkalarıyla paylaşma konusunda zorlukları olan kişileri grup terapilerine davet ederiz. Hem başka kişilerle iletişim içinde o sorunları gözden geçirme, paylaşma, sosyalleşme ve kendini grup içinde görme fırsatı, başkalarında da benzer sorunların olduğunu görerek kendi çelişki ve çatışmalarının çözümlenebilir olduğunu görme fırsatı yaratıyor. Yani özellikle iletişim sorunları olan kişilerde daha çok tercih ediyoruz.''
Koruyucu ruh sağlığının önemini de değinen Prof. Dr. Gökler, ''Örneğin grup psikoterapileri ya da psikodrama sadece sağaltıcı değil, koruyucu ruh sağlığı için de önemli. Yani sorun ya da hastalık ortaya çıkmadan önce insanların kendini, kendi çatışmalarını tanıması, ruhsal açıdan güç kazanması adına bu hizmetlerin kullanılması önem taşıyor'' dedi.
AA