Terapinin ne olduğunu anlamadan önce ne “olmadığını” anlamak, bu surece açık görüşlü bir tüketici olarak yaklaşmanıza yardımcı olabilir.
Terapi ile ilgilien yaygın 6 yanlış ve doğru:
1. Yanlış: “Terapist yakın arkadaş satın almak gibidir, yakın arkadaşlarımla dertleşmeyi tercih ederim.”
Doğru: Terapist ve yakın arkadaş arasında bir çok fark vardır. Terapistler ikili ilişkilerden kaçınmak konusunda eğitim alırlar ve danışanlarını seans dışında göremezler. Arkadaşlıkta paylaşım iki yönlüdür, yani iki taraf da paylaşım yapar ama terapide dikkat tamamen danışanın üzerindedir ve paylaşım tek yönlüdür. Çoğu insan yakın çevresine kendisini filtreleyerek anlatır çünkü yargılanmaktan ve ayıplanmaktan korkar. Terapi tamamen gizlidir ve paylaştıklarınız, terapi odasından dışarıya çıkmaz.
2. Yanlış: “Deli değilim ki terapiye gideyim”.
Doğru: Yardım almak zayıflık değildir, herkes bazen zor günlerden geçer ve destek almanın deli olmakla bir ilgisi yoktur. Çoğu insan hayatinin bir döneminde depresyon, acı, endişe duygularını yasar. Terapiye giden danışanlar medyada abartılı bir şekilde gösterilir ve bu da halk arasında on yargıya sebep olur. Terapiye giden kişilerin çoğunun günlük hayatta etrafınızda gördüğünüz insanlardan bir farkı yoktur.
3. Yanlış: “Terapi, başı sonu belli olmayan bir süreçtir”
Doğru: Terapi hayat boyu sürmez. Gördüğünüz terapistin yaklaşımına göre tedaviniz için hedefler belirlenir. Danışan bu hedeflere ulaşınca terapi sureci tamamlanır. Terapistler etik olarak danışanlarınım hedeflerinin tamamlanmasından sonra finansal kazanç için danışanı görmeye devam etmez.
4. Yanlış: “Uzun uzun derdimi anlatacağıma ilaç alırım daha iyi”
Doğru: Bütün problemler ilaç ile çözülmez. İlaçlar genellikle semptomları hafifletir fakat kişinin yasadığı sorunlara (örn: duygusal stres, boşanma, ölüm) direk olarak odaklanmaz. Terapist sizi seanslarda belirli bir yöneltme ile konuşturarak sizin olayları çözümlemeniz, analiz etmenizi ve farkındalık kazanmanızı sağlar. Terapist ilaç yazmaz, ilaç yazan kişi Psikiyatristtir.
5. Yanlış: “Geçmişi deşmeye gerek yok, olan oldu zaten”.
Doğru: Geçmişe ışık tutulmaz ise geçmişte çözülmeyen meseleler hayat boyu kişinin peşini bırakmaz. Kişinin bugün olaylara verdiği tepkiler, düşünceler ve duygular geçmiş yaşantının birikimidir. Sağlıklı bir terapi sürecinde kişi, geçmişindeki yaralara bakarak çözülmeyen duyguları çözer. Geçmişte yaşanan anılar bellekte saklanır ve kişinin bugünkü olaylara verdiği tepkilerin temelini oluşturur.
6. Yanlış: “Bir kere terapiye gittim bir ise yaramadı”
Doğru: Terapistin eğilime göre terapinin ilk üç seansı terapistin danışanını tanımaya çalışması amacıyla bir takım sorular sormasına bağlıdır. Terapist, danışanını ne kadar iyi tanırsa o kadar iyi yardımcı olabilir. İlk seanslardan sonra büyük değişiklikler beklemek gerçekçi bir beklenti değildir. Terapistlerin elinde sihirli değnek yoktur ve terapi bir süreçtir.
Psikoterapi nedir?
Psikoterapi veya konuşma terapisi kişilere bir çok zihinsel hastalık ve duygusal zorluklarda yardımcı olma yoludur. Psikoterapi, kişinin semptomlarını azaltıp kontrol altına alarak sağlıklı bir yasam sürmesini sağlar. Psikoterapinin yardımcı olduğu problemlere şunlar örnek verilebilir: günlük yasamda başa çıkılamayan problemler, travma, tıbbi rahatsızlıklar, ölüm, yas ve kayıp, depresyon, anksiyete gibi zihinsel rahatsızlıklar.
Terapi danışan ünitesi birey, aile, çift veya grup olabilir. Çocuklar, ergenler ve yetişkinler terapiden faydalanabilirler. Seanslar genellikle 50 dakikadır. Terapi surecine danışan ve terapist aktif olarak katılırlar. Terapist ve danışan arasında güven bağının oluşması, terapinin işe yaraması için en önemli faktördür. Terapi kısa vadeli veya kronik problemlerde uzun vadeli olabilir. Danışan ve terapist, tedavi hedefleri ve terapi sıklığı konusunda süreç boyunca konuşurlar. İlk seansta terapist, sorunun kaç seansta çözüleceğine dair garanti veremez, bunu süreç gösterir. Terapide gizlilik çok önemlidir. Danışanlar her ne kadar kişisel hislerini ve duygularını terapiste açsalar da terapist ile dostluk veya romantik bir birliktelik kurulamaz. Bunun sebebi danışanın haklarının korunması ve terapinin güvenli alan kavramının korunmasıdır.
Psikoterapi yapabilmek için kişilerin psikoterapi eğitimini tamamlaması ve süpervizyon alması gerekmektedir. Amerika standartlarında bu şart yasalar ile korunmaktadır. Klinik Psikoloji, Evlilik ve Aile Terapisi, Sosyal Hizmet Uzmanlığı yüksek lisans mezunları, Psikoloji doktora mezunları ve Psikoterapi eğitimi bulunan Psikiyatristler, otoriteler tarafından belirlenmiş süpervizyon saatleri tamamlandıktan sonra terapi yapma hakkına sahiptir. Türkiye’de psikoterapi almak isteyenlerin gidecekleri kişinin en az yüksek lisans derecesine sahip olmalarından ayni zamanda süpervizyon ile hasta görme tecrübesinin olduğundan emin olmaları gerekir.