Doç. Dr. Hatice Güz, depresyonun ihmale gelmeyeceği, gerekli tıbbi önlemlerin alınmadığı takdirde ciddi sonuçların ortaya çıkabileceğini söyledi. Depresyonun kendine özgü belirtileri olan, çok iyi tanımlanmamış ciddi ve ciddiye alınması gereken bir hastalık olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Güz, hastalığın halsizlik gibi insanın kendince çözebileceği bir sorun olmadığını, biyolojik temelleri olması nedeniyle tıbbi olarak tedavi edilmesi geren bir hastalık olduğunu kaydetti.
KENDİNİZE SAYGI DUYUN
Depresyonun ilk belirtilerinin kişinin kendisine olan saygısının azalması, aşırı yorgunluk, kendini suçlayıcı şekilde eleştiri, aşırı uyuma, uykuya dalamama, uykunun bölünmesi olduğunu anlatan Güz, “Bu süreçten sonra kişi hiçbir şeye yaramadığı, hatta yaşamaya değmeyeceği düşüncesi ile intihar düşüncesine kadar gidebilir. Kendinizi gün boyu üzgün, ke-derli, moral bozukluğu, çaresiz hissediyorsanız, eskiden zevk aldığınız şeylerden artık zevk almıyorsanız, iştahınızda azalma veya artma varsa, istediğiniz halde kilo alıp veremiyorsanız, cinsel isteğiniz azalmışsa, bedeninizde nedeni bulunmayan ağrılar, nefes darlığı, yorgunluk, baş ağrısı, mide bulantısı ve kabızlık varsa, suçluluk duygusu, düşüncelerin belli olmaması ve karar verememe varsa depresyondasınız” dedi.
Bebekler de depresyona girebilir
Depresyonun bebeklikte dahil görülebildiğini, ortalama başlangıç yaşının 25, sıklık yaşının ise 15-19, 25-29 olduğunu dile getiren Güz, “Depresyon, tedaviye çok iyi yanıt veren ve sonunda tam olarak iyileşebilen bir hastalıktır. Oysa çoğu kişi bunu bilmez. Normal yaşam biçimi, kader veya kişilik özellikleri olarak görülür. Oysa depresyonda tedavi yardımı almak için soğuk algınlığından çok neden vardır. Depresyon ne bir akıl hastalığıdır, ne de utanılacak bir şeydir. Tedavi edilmediği takdirde fizyolojik olarak da sorunlar kendini göstermeye başlar” diye konuştu.
Yeni Şafak