“Tatili nasıl geçirsem” değil de “tatilimi nasıl değerlendirsem” düşüncesine sahip olanlar zinde bir beyinle dönecekler okul sıralarına. Tatili en anlamlı kılacak aktivite de, kanaatimce bolca kitap okumak olacaktır.
“Kitap en iyi dosttur. Kitap en iyi arkadaştır.” Bu sözleri hep duyarsınız ancak bunlar sizin için hiçbir anlam ifade etmiyorsa gerçek bir okuyucu değilsiniz. Okuma-yazma bilmekle okur-yazar olmak bambaşka şeylerdir. Ülkemizde okuma-yazma oranı % 90’ken gerçek okur-yazar oranı acaba % 1’i geçer mi? Memleketimizde ortalama 51 kişi için bir kitap basılırken, Japonya’da 1 kişi için 51 kitap basılmaktadır. Aradaki okur-yazarlık farkıyla gelişmişlik farkı ne tesadüftür ki doğru orantılıdır.
Günlük 1 saat kitap okuyan bir öğrenci, üniversite hayatını tamamladığında 2500 civarında kitap okumuş olur. Hayata 2500 kitaplık bilgi donanımıyla başlayan birisinin okuduğu bir kitaptan anladığı ile hiç okumayana birisinin aynı kitabı okuduğunda anladığı ve kendilerine kattıkları arasında muazzam bir fark olacaktır. Çünkü bilgi katlanarak ilerler.
Okuma yazma bilmeyen bir insan ile okuma-yazma bilip de okumayan arasında ne fark var? Hepimizin ömrü boyunca çok kitap okumaya ihtiyacı vardır. Sadece şahsi gözlem ve tecrübelerle hayatımızı geliştiremeyiz, kitaplarla bakış açımızı zenginleştirmeliyiz.
Bir kitap okuyan her şeyi bildiğini zanneder.
İki kitap okuyan bilmediğim şeyler de varmış demeye başlar.
Üç kitap okuyan meğer ben hiçbir şey bilmiyormuşum der.
Hiç okumayan, mikrobu kimin bulduğunu bilmez. Biraz okuyan, Pasteur’un bu alandaki çalışmalarıyla karşılaşır. Okumaları devam ettikçe, Pasteur’dan yıllarca önce Avrupa’da mikrop üzerine araştırmalar yapıldığını öğrenir. Daha da okursa, Pasteur’dan yüzlerce yıl önce Fatih’in hocası Akşemsettin’in; “hastalıkların kaynağının gözle görülemeyecek derecede küçük canlılar olduğunu” yazarak mikrobu tarif ettiğini görür.
Bütün cevaplar kitapta.
Yazın hava sıcak olduğu halde, denizden çıktığımızda neden üşürüz? Cevabı kitaplarda.
Gök niçin mavidir? Ağaçlar neden yeşildir? Cevabı kitaplarda.
Niçin öksürürüm, niye ateşlenirim? Cevabı kitaplarda.
Neden unuturum? Nasıl hatırlarım? Cevabı kitaplarda.
Tüm cevapları, okuyanlar öğrenir. Cennet mahallesi’nde büyüyen, aşk oyunu oynayan, kurtların vadisinde yetişen, acı hayatları seven, sihirli anneleri olanlarsa okuma zevki nedir bilmezler.
Fakat ben inanıyorum ki sizin parmaklarınız televizyonu –kumandadan değil- üzerlerindeki düğmeden kapatacak güçtedir.
İnanıyorum ki sizin parmaklarınız kitap sayfalarını çevirecek güçtedir.
İnanıyorum ki sizin parmaklarınız derslerde hep havaya kalkacak güçtedir.
Hepinize muvaffakiyetler diliyorum.