Erciyes Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Oğuzhan, yüksek tansiyon hastalığının yüzyılın sağlık sorunlarından olduğunu, Türkiye'de her 3 kişiden birinde yüksek tansiyon bulunduğunu bildirdi.
Yüksek tansiyonla ilgili çok sayıda araştırma yapıldığını, tedavi yöntemleri geliştirildiğini ifade eden Oğuzhan, düşük tansiyonla ilgili çok fazla araştırma yapılmadığını kaydetti.
Yüksek tansiyonda olduğu gibi düşük tansiyonun da aslında sağlık sorunu olduğunu ancak düşük tansiyonun çok ciddi sorunlara neden olmadığını bildiren Oğuzhan, şunları söyledi:
''Tansiyon, kalbin pompaladığı kanın damarlara uyguladığı basıncı ifade eder. Bu basıncın ölçülmesi için büyük ve küçük tansiyon ifadeleri kullanılır. Büyük tansiyon kalbin kasılma anında pompaladığı kanın uyguladığı basınç, küçük tansiyon ise kalbin gevşeme anındaki damarlardaki kan basıncıdır. Normal tansiyon ölçüleri büyük tansiyonun 120, küçük tansiyonun 80 civarında olmasıdır. Büyük tansiyonun 140 ve üzeri küçük tansiyonun 90 ve üzeri olması durumunda yüksek tansiyondan söz edilebilir. Büyük tansiyonun 100 ve altında, küçük tansiyonun ise 60 ve altında olması durumunda da düşük tansiyon var demektir. Yüksek tansiyon, beyinde felç riski ile kalp ve böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Düşük tansiyonun ise bu kadar ciddi sonuçları olmaz.''
Hipotansiyon olarak adlandırılan düşük tansiyonun birtakım fiziksel nedenlere bağlı olabileceği gibi doğuştan kaynaklanabildiğini de belirten Oğuzhan, düşük tansiyonun kalbin olması gerekenden yavaş çalışması anlamına da gelebileceğini söyledi.
''KADINLARIN TANSİYONU DAHA DÜŞÜK OLUYOR''
Düşük tansiyonun birtakım belirtilerle anlaşılabileceğini bildiren Oğuzhan, şöyle devam etti:
''Düşük tansiyonu olanlarda ayağa kalkarken baş dönmesi, yorgunluk, uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, gözlerde karıncalanma gibi belirtiler görülebilir. Böbrek üstü bezlerinin yetersiz çalışması, kalp adalelerinin zayıf olması veya bazı ilaçların kullanımı düşük tansiyona neden olabilir. Düşük tansiyon hastaları, belirtilerden şikayetçi olabilir. Ancak bazı durumlarda hastalar bu belirtileri hissetmeyebilir. Şikayetler fazla miktardaysa birtakım önlemler alınabilir. Belirtiler şikayet edilecek boyutta değilse düşük tansiyonu olanlar, kalpleri yorulmadan çalıştığı için daha uzun süre yaşayabiliyor. Bu durum, bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Kadınların tansiyonu genelde erkeklere oranla daha düşük oluyor. Buradan direkt kadınların erkeklerden daha uzun süre yaşadıkları sonucu çıkarılmayabilir ancak tansiyon düşüklüğü bu konuda etkilidir. Çünkü, tansiyon düşüklüğünde kalp yavaş çalışmakta, yorulmamakta ve zorlanmamaktadır.''
Düşük tansiyonu olanların uzun süreli fiziksel aktivitelerden kaçınmaları gerektiğini kaydeden Oğuzhan, bu kişilerin uzun süre ayakta kalmamaları, bol sıvı almaları, şikayetlerinin fazla olması durumunda gerekirse ilaç tedavisine başlamaları gerektiğini sözlerine ekledi.