Tahmin Edilecek Şekilde İrrasyonel

'Neden yapmanız gereken işleri sürekli erteleyip, yumurtanın kapıya dayanmasını bekleriz?', 'Sadece ahlaksız kişiler mi yolsuzluk yapar?', 'Bazıları neden kellerden hoşlanır?', 'Cinsel dürtü mantıklı karar vermeyi engeller mi?'

Simla YERLİKAYA-Merve AKBAŞ
ntvmsnbc


Dan Ariely 18 yaşında geçirdiği bir travmanın ardından irrasyonel davranışları araştırmaya başladı. 'Neden yapmamız gereken işleri son güne erteleriz?', 'Cinsel dürtü mantıklı karar vermeye engel mi?' gibi soruları cevapladığı kitabı, ABD'de en çok satanlar listesine girdi.

İnsan trajik bir deneyimden sonra nasıl toparlanır? Hayata nasıl tutunur? Ve neden hiç de mantıklı olmadığı halde bazı davranışları tekrarlamaya devam ederiz? Neden insan beğenmediği davranışlarını değiştiremez? Akademisyen Dan Ariely kariyerini bu sorulara cevap arayarak sürdürüyor. ABD'nin Duke, Berkeley, MIT gibi en köklü üniversitelerinde dersler veren Prof. Dan Ariely, ABD'de en çok satanlar listesine giren "Predictably Irrational" (Tahmin Edilecek Şekilde İrrasyonel) kitabının da yazarı. Davranışsal ekonomi alanında uzmanlaşana Dan Ariely'nin tüm bu araştırmalarının arkasında ise 18 yaşında yaşadığı bir travma var.

Ariely, 18 yaşında lise son sınıftayken, üyesi olduğu gençlik kulubünün bir gösterisine havai fişek almak için bir depoya gitti. O esnada kimya deposunda gerçekleşen patlamada vücudunun yüzde 70'inin yanması, hayatını tamamen değiştirdi. Tedavi sürecinde çektiği acılar, onu psikoloji üzerine araştırmalar yapmaya yöneltti ve bu alanda çalışmaya, akademisyen olmaya karar verdi.

Ariely "Tahmin Edilecek Şekilde İrrasyonel" kitabında, ekonominin varsaydığı "rasyonel insan" modelinin neden yanlış olduğunu ve insanların nasıl bazı irrasyonel kararlarda sürekli ısrar ettiğini anlatıyor. 'Neden yapmanız gereken işleri sürekli erteleyip, yumurtanın kapıya dayanmasını bekleriz?', 'Sadece ahlaksız kişiler mi yolsuzluk yapar?', 'Bazıları neden kellerden hoşlanır?', 'Cinsel dürtü mantıklı karar vermeyi engeller mi?'

Dan Ariely bu soruların cevabını, 18 yaşında yaşadığı travmanın onu nasıl araştırma yapmaya yönlendirdiğini ve önümüzdeki hafta çıkacak kitabı "İrrasyonalitenin İyi Yanı"nı ntvmsnbc'ye anlattı.

NEDEN BANDAJLARI HIZLI ÇEKİYORSUNUZ?

Neden irrasyonelliği araştırmaya başladınız?
Ben 18 yaşında çok ağır bir şekilde yandım ve hastanede oldukça fazla zaman geçirdim. Her yanık hastasının başına gelen en kötü şeylerden biri bandajların çıkarılmasıdır. Hemşire olduğunuzu düşünün; bunu hızlı mı yaparsınız, yavaş mı? Eğer hızlı yaparsanız çok acılı olacak ama kısa sürecek, öbür türlü daha az acıyıp daha uzun sürecek. hemşireler bunu hızlı yapmayı tercih ediyordu. Ama bu yanlıştı, bana daha çok acı veriyordu. Hastaneden çıktığımda bu konuyu araştırdım. Marangozda ahşap bir düzenek yaptırdım. İnsanların parmaklarını bu düzeneğe sıkıştırarak farklı süreler için değişik acı düzeyleri uyguladım. Sonunda hemşirelerin yanıldığı ortaya çıktı.

Birincisi acının süresi tahmin ettiğiniz kadar önemli değil. Bir şeyi iki kat daha uzun yapmak, iki kat daha acılı yapmıyor. Ama acının şiddetini değiştirirseniz tüm deneyim değişiyor. Ayrıca bir acının giderek şiddetlenmesi onu daha dayanılmaz yapıyor. Şiddeti giderek azalan acıya dayanmak daha kolay. Acı uzun sürecekse, ara vermek de çok işe yarıyor. Hemşireler ise bunu anlamıyordu ve garip bir şekilde hepsi aynı yanlışı sürdürüyordu. Halbuki tüm hemşirelerin, tüm hastalar üstünde her gün aynı hatayı tekrarlaması hiç de ekonominin rasyonel insan mantığına uygun değil.

HEMŞİRELER: BİZ DE ACI ÇEKİYORUZ

Ama onların neden böyle yaptığının da bir açıklaması olmalı...
Birincisi hiç denemiyorlardı. İnsanlar hep aynı şeyi yapıp, bir konuda deneyimli olduğunu düşünür. Halbuki diğer yolları hiç denemediğiniz için, değilsinizdir. Araştırmamdan sonra tabii gidip hemşirelerle konuştum. Sevdiğim hemşirelerden biri bana, onun çektiği acıyı dikkate almadığımı söyledi: 'Bu işlem benim için de pikniğe gitmek gibi bir şey değil, ben de bu işi yaparken acı çekiyorum ve benim için bu işin süresi önemli oluyor." Tabii o maddi değil, duygusal bir acıdan bahsediyordu. Ayrıca her şeye rağmen benim yanıldığımı da düşünüyordu. Bu konudaki içgüdüsünü de test etmek niyetinde değildi.

SOSYAL BİLİM ÖNEMSEDİĞİM SORUNLARI ÇÖZMEKTİR

Onlara test sonuçlarını gösterdiniz mi?
Tabii, sonuçları gördükten sonra bana inandılar ve bir şeyleri değiştirmeye de başladılar. Ama bu sadece birkaç yanık departmanında oldu. Gerçi son on yılda ağrı ilaçları da gelişti. Bu da acının azalmasında önemli rol oynuyor. Acı hala var, ama o günlerdeki kadar sefil olunmuyor.

Peki kendiniz böyle bir durumdayken kalkıp araştırma yapacak motivasyonu nereden buldunuz?
Tedavim bitmişti. Hastane dışındaydım. Ama düşünürseniz kişisel olarak ilgilenmediğim bir alanda çalışma motivasyonu bulmak daha zor. Benim için sosyal bilim, benim önemsediğim sorunların çözülmesinden ibarettir.

ÇİKOLATALI SUFLE YERİNE ELMA YEMEK ZORDUR

Size göre irrasyonel olan nedir?
Klasik ekonomik teorilerde, hep kendi çıkarlarımızı düşünerek karar verdiğimiz ve uzun dönemde çıkarlarımıza zarar verecek bir eylemde bulunmayacağımız varsayılır. Ama hepimiz biliyoruz ki duygular da bu esnada karşımıza çıkar. Çikolatalı sufle veya pizza yerine elma yemek çok zordur. Tembellik yapmadan veya işleri son güne ertelemeden çalışmak da böyle. Her dönem öğrenciler, derse gelmeden okumaları yapacaklarını, projelerini son güne kalmadan bitireceklerini söyler, ama bir şekilde bu işi hep son güne bırakırlar. Ya da sarhoş araba kullanmak, güvensiz seks yapmak, çok kahve içmek...

Neden bu irrasyonel davranışları yapıyoruz?
Bunu bazen açıklayabiliyoruz. Mesela bizler yaratılış olarak duygusalız ve hislerimizle hareket ediyoruz. Halbuki canlılar normalde sadece güdü ve istekleri ile hareket eder. Bir de kayıplara karşı nefretimizin, kazançlara karşı olan sevincimizden daha çok olduğu yolundaki güdü vardır. Borsada aynı oranda kaybettiğiniz ve kazandığınız iki günü düşünün. Kazandığınız gün de sevinirsiniz, ama kaybetiğiniz gün yaşadığınız üzüntü daha büyüktür.

CİNSEL UYARI VARKEN KARARLAR DEĞİŞİYOR

İrrasyonel davranışlara neden olan durumlar ile ilgili birçok araştırmanız var. Bunların en ilginçlerinden biri de cinsel uyarım ile ilgili. Cinsel uyarım varken, rasyonel karar vermek mümkün mü?
Cinsel uyarım çok önemli bir duygu. Ve öfke, korku gibi negatif değil. Biz araştırmamızda Berkeley Ünversitesi öğrencisi erkeklere ne tarz cinsel deneyimlerden hoşlandıkları, prezervarif kullanıp kullanmadıkları ve bir kadına kendileri ile olmaları için ne kadar yalan söyleyebileceklerini sorduk. İlk gruptaki sorular "Terleyen biri ile beraber olur musun?"dan, "Hayvanlarla beraber olmuş biriyle beraber olur musun?"a kadar gidiyordu. Son grupta ise, "Kadınla beraber olmak için onu sevdiğini söyler misin?", "Sarhoş etmeye çalışır mısın?", "Dur dese bile ilişkiye devam eder misin?" gibi sorular yer aldı.

Devamı için Tıklayınız

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri