Psikolojik tedavi görenlerin 'deli' diye damgalandığı yıllar çok geride kaldı. Fransa'da yayınlanan Management dergisinde yer alan araştırmaya göre bu ülkede beş milyon kişi bugüne kadar en az bir defa psikoloğun kapısını çalmış. Ülke nüfusunun yaklaşık 50 milyonu bulduğu düşünüldüğünde rakamın ne kadar yüksek olduğu ortada. Aynı araştırmada görüşlerine baş vurulan doktor Benjamin Lubszynski ilginç bir benzetme yapıyor: 'Bugün bir yöneticinin İngilizce öğrenmesi nasıl bir gereklilikse, psikolojik yardım alması da öyle bir gerekliliktir.' Üstelik bu yardım için eskiden olduğu gibi büyük paralar ödemeye, yıllar süren tedaviler görmeye de gerek yok. Aynı örnekten devam edelim: Nasıl İngilizce kursları çoğalıp fiyatları düştüyse, aynı şeyler psikolojik yardım konusunda da oldu. Artık tedaviler daha kısa süreli ve daha hesaplı.
Önce iyi şeyler düşünün
Bu tedavilerin içerisinde Avrupa ve ABD'de en gözde olanlardan biri neurolinguistic programming (NLP). Türkçeye 'Sinir Dili Programlaması olarak' geçmiş. 1970'li yıllarda Amerika'da ortaya çıkmış olan bu yönteme göre hayattaki can sıkıntılarımız, bunalımlarımız, içimize attığımız duygularımızın bir tezahürü. Tedavi görerek bunlardan kurtulmak, daha doğrusu bunların yerine yeni alışkanlıklar koymak da pekala mümkün. Lubszynski, bu yöntemi kabaca şu şekilde anlatıyor: "Gevşemeniz için hoşunuza giden, sizi sakinleştiren anılara konsantre olun. Bu bir koku da olabilir, orada olmaktan keyif alacağınız bir ortam da... Ya da hoşunuza giden herhangi bir şey". Bu hoşunuza giden şeyi düşünerek gevşerken doktor sizden bir hareket yapmanızı isteniyor. Baş parmağınızla işaret parmağınızı itmek gibi. Burada hedef, artık baş parmağınızla işaret parmağını ne zaman iterseniz, olmak istediğiniz, hoşunuza giden duygusal durumda olmanız. Yaklaşık 15 seans sonra hasta iyileşmeye başlıyor. Wikipedia'da yer alan bir makaleye göre ise NLP tedavi yönteminin destekleyenler de var, karşı çıkanlar da. Merak edenler için söyleyelim, bu yönteme ilişkin pek çok bilgi internette var.
Kötü anılar siliniyor
'Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme' ya da İngilizcesiyle 'Eye Movement Desentralization and Reprocessing' (EMDR) 1987 yılında Amerikalı doktor Francine Shapiro tarafından uygulanmaya başlanmış bir diğer yöntem. Tedavi şekline gelince... Hastanın önce yatırılarak gevşemesi sağlanıyor. Sonradan kurtulmak istediği anısını hatırlaması isteniyor. Bu aşamada, doktorun odaya yansıttığı ışığı gözleriyle izlemesi ve düşüncelerini bir şekilde formüle etmesi talep ediliyor. Doktor, bir seansta, ışığın yerini 20 ya da 30 kez değiştiriyor. Hastanın içinde bulunduğu ve kurtulmak istediği yoğun duyusal halden yavaş yavaş uzaklaştığı, kötü anıların yavaş yavaş silindiği görülüyor. Genelde 10 seans kadar hastanın iyileşmesi için yeterli. Bu yöntemin Sigmund Freud Dünya Psikoterapi Derneği ödülünü aldığını da kaydedelim. Bu yöntemin Fransa'daki uygulayıcılarından olan doktor Thierry Berrou, Management dergisine bir örnek olay anlatıyor: "Bir üst düzey yönetici şirket birleşmesi sonucunda bayağı sorgulanmış ve yıpratılmıştı. Adam, eski çalışma arkadaşlarının kendisine ihanet ettiklerini düşünüyordu. Depresyona girmişti. Kimseye güveninin kalmadığını söylüyordu. İşe ilk önce 'ihanet' kavramıyla başladık. Birkaç seans sonunda tamamen iyileşmişti."
Üç boyutlu animasyonla tedavi
Video oyunlarını sever misiniz? Belki pek çok yönetici gibi siz de vakit kaybına yol açtığı için onları görmek bile istemiyorsunuz. Ama aslında pek çok tedavide kullanılıyor ve son derece de iyi sonuçlar veriyor. Utangaçlık, bir yönetici için herhalde en kötü özelliklerden biri. Çözüm oyunlarda. Doktor, duruma uygun olarak hazırlanmış olan rol dağımı oyunuyla, bir animasyonunun içerisinde, sanal alemde, sizi yolda giderken tanımadığınız insanlarla ilişki kurmanızı, patronun yer aldığı bir toplantıda başarılı bir konuşma yapmanızı sağlıyor. Özellikle üç boyutlu animasyonlar sayesinde mesafe kat etmek mümkün. Örneğin daha önceden uçak korkusu tedavisi olmayan bir psikolojik rahatsızlık olarak biliniyordu. Şimdi ise bazı uçak şirketleri, sizi ve psikoloğunuzu uçuş simülasyonu programına alıp bu korkudan kurtulmanızı sağlıyor. Ama fiyatlar biraz pahalı. Örneğin, Air France bu tür bir hizmet için seans başına 600 euro talep ediyor. Ama söz konusu olan uçak korkusunu yenmekse bu paraya değer gibi görünüyor. Yöntemler çeşitli. En iyisi bir psikoloğa görünüp sizin için en iyi olanı birlikte belirlemeniz.
Aydın DEMİRER / İşte İnsan