Stres ve kaygının insan yaşamına olan etkileriyle ilgili açıklamalarda bulunan psikolog Enise Öziç, "Stres ve kaygı birçok insanın tamamen hayatından çıkartmak istediği ve karşılaşılmasının kötü bir durum olarak değerlendirildiği kavramlardır. Bu sebeple bazı insanlar yaşadıkları herhangi bir olayda stresli olduklarında ya da kaygı yaşadıklarını hissettiklerinde kontrollerini kaybedecek olmaktan, toparlayamayacaklarından veya bu durumla başa çıkamayacaklarından dolayı istem dışı korkuya kapılmaktadırlar. Ancak bilimsel veriler bu durumun tam aksini ortaya koymaktadır. Araştırmalar stresin veya kaygının belirli bir düzeyde olmasının kişinin yaşamını olumlu yönde etkilediğini kanıtlamıştır diye konuştu.
Zor durumlardan kaçılmaması gerektiğini ifade eden Enise Öziç, "Yıkıcı değil, yapıcı stres veya kaygıyı yaşamak istiyorsak ve farklı bir engelimiz de yok ise karşılaştığımız zorlu durumdan kaçınmak yerine onunla yüzleşmeli ve cesaretli olmalıyız. Kendimize 'yapamayacağım', 'başaramayacağım', 'beceriksizim' gibi yıkıcı telkin vermemeliyiz. Bu yıkıcı telkinlerin yerine 'deneyebilirim', 'başarabilirim' ya da 'yapamasam da bununla baş edebilirim' gibi yapıcı ve motive edici telkinlerde bulunmalıyız. Düşünüldüğünde yeryüzünde hiç hatası olmayan ve karşılaştığı her sorunu mükemmel şekilde çözen hiç kimse yoktur. Kendimize bir de bu açıdan bakmalıyız ve kendimize de hata yapma şansı tanımalıyız. Eğer stresten kaçınma ve yüzleşememe gibi davranışlar yapmadığımız halde yine de sorunun çözümünü sağlayamıyorsak ve bu durum bizim yaşam kalitemizi ve biyolojik sağlığımızı olumsuz yönde etkilemeye başladıysa böyle bir durumda mutlaka bir uzmandan yardım almalıyız" şeklinde konuştu.