’Otoyola girmeden önce son istasyon’ adlı kişisel gelişim programlarını düzenleyen DÜ öğretim görevlisi ve kişisel gelişim uzmanı İbrahim Yenigün, vatandaşlara stresten nasıl uzak kalacakları konusunda önerilerde bulundu. Günümüz insanının yoğun yaşam temposunun yanı sıra sürekli negatif uyaranlara maruz kalmasından dolayı, ciddi oranda stres yaşadığını ve bunun insan üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler oluşturduğunu belirten Yenigün, yaşanan bu yoğun stresin, korku filmlerinde görülen, denizlerin acımasız ve ürkütücü yaratığı köpekbalıklarının saldırılarından oluşacak zararlar gibi, negatif hatta bazen geri dönüşümü imkansız sonuçlar oluşturabileceğini söyledi.
Hayati bir durum
Bugüne kadar gerçekleştirdiği birçok kişisel gelişim programımda da üzerinde durarak yer vermeye çalıştığı konunun insanlar için her an karşılaşabilecekleri hayati bir durumu teşkil ettiğini vurgulayan Yenigün, şunları kaydetti:
"Sabah uyandığımız andan itibaren başlayıp, belki de en rahat etmeyi düşündüğümüz akşam evimizdeki koltuğa oturduğumuz ve televizyonun kumandasına dokunmamızla bile dünyanın dört bir yanından gelen felaket, savaş gibi olumsuz haber bombardımanına maruz kalmamızla süregelen ve belki de en önemlisi gelecek endişeleriyle yoğunlaşan yaşamlarımız, bizleri ister istemez strese sokmaktadır. Daha da kötüsü, yaşanan kaygı ve endişelerin artmasına bağlı, stresin de her geçen gün yaşattıkları olumsuzluklarla daha da büyümesidir. Ancak, varlığı hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olarak kabul edilen stresten, köpekbalıklarının deniz altı çekimlerinde kullanılan çelik koruyucular misali, alınan hayati deneyim ve bilgilerle korunmak ve hatta bazı tekniklerle de üstesinden gelmek mümkündür."
Profesyonel destek alınmalı
Strese karşı önerilerde de bulunan Yenigün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hayatımızı daha kaliteli, anlamlı ve mutlu bir hale getirmek için öncelikle stres kaynaklarını belirleyip, onlarla etkili bir şekilde baş etmeyi öğrenmeliyiz. Bu, baş edebilme yöntemlerinin belki de en önemlilerinden biri profesyonel destek almaktır. Özellikle ihtiyacın yoğun bir şekilde hissedildiği dönemlerde, çeşitli fırsatlar oluşturarak, bocalama yaşanan konuyla ilgili olarak, etkili kişisel gelişim seminer veya programlarına katılmak büyük yarar sağlayacaktır. İşte bu noktadan hareketle, ortaya çıkarıp, geliştirdiğimiz, son dönemde büyük ilgi ve beğeni gören ‘Otoyola girmeden önce son istasyon’ adlı kişisel gelişim programı da bunlardan biridir. Programımız birçok iletişim kanalının aktif olarak kullanıldığı, hayata dokunan, etkili ve keyifli bir formata sahip. Programın isminden de anlaşılacağı üzere, hepimiz bir hayat yolculuğunda yol almaya devam ediyoruz. Ancak yoğun yaşam şartları veya rutin yaşananlar bazen bizleri sıkıntılı ve mutsuz kılabiliyor. Dolayısıyla bizleri bu düşüncelerden uzaklaştıracak, bazen farkındalığı adına giderek daha az önemsediğimiz bazı değerlerimizi tekrar hatırlatacak, kendimizle baş başa kalabileceğimiz, istasyonlarda gerçekleştirilen molalara benzeyen zaman dilimlerine ihtiyaç duyuyoruz. Bunlara bağlı olarak hazırlayıp, katkı sağlamayı hedeflediğimiz programda, değişik sürpriz bölümlerle yaşama dair her zaman hatırlanması gereken değerlerimizi, mutluluk ve başarı formüllerimizi aktarmaya çalışıyoruz."