Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloğu Feriha Kaşifoğlu 6 Kasım Stres Farkındalık Günü'ne ilişkin açıklamasına bu tanımlamayla başladı. Kaşifoğlu, belirli bir oranda ve kontrol edilebilir stresin, kişinin verimliliğini, odaklanma ve öğrenme faaliyetini arttırma ve başarıyı tetikleme gibi yararlı etkiler sağlayabildiğini ifade etti. Klinik Psikolog Feriha Kaşifoğlu ancak sık ya da uzun süreli yaşanan stres veya stresle baş edememe durumunun kişinin hayatını olumsuz etkilediğini ve verimliliğini düşürdüğünü vurguladı.
Stresin pek çok kaynağı olabileceğini söyleyen Feriha Kaşifoğlu, olumsuz yaşam olayları, geçirilen bir trafik kazası gibi büyük stres kaynaklarının yanında uyum gerektiren herhangi bir durum, aşık olmak ya da belirli bir amaç için çok çalışmak zorunda kalmanın da strese neden olduğunu kaydetti.
“Stresin birçok farklı belirtileri var”
Kaşifoğlu, “stresin çevresel etkenlere uyum sağlamak zorunda olmak, gündelik olaylar, trafikte kaybedilen zaman, yol ve hava şartlarına uyum sağlamak, toplumsal stres etkenleriyle baş etmek, iş yerindeki sorunlar ve değişimler, ödenmesi gereken borçların yanı sıra hastalıklar, yaşlanma, kötü beslenme alışkanlıkları, yeterince dinlendirici olmayan uyku gibi fizyolojik etkenlerden de kaynaklanabilir” dedi.
Kaşifoğlu, stresin kalp çarpıntısı, baş ağrısı, bulantı, çene kasılması, terleme, titreme, soğuk ya da sıcak basması, kasılma ve eklem ağrıları, gastrointestinal sorunlar, yorgunluk hissi, nefes alış verişte hızlanma, enerji kaybı, mutsuzluk, ilgide azalma, çabuk ağlama, sıkıntı, kaygı ve endişe hali, ruhsal durumun hızla değişmesi, sinirlilik, öfke patlamaları, gerginlik, karar vermede güçlük, konsantrasyon problemleri, unutkanlık gibi fiziksel, duygusal ve zihinsel belirtileri olduğunu söyledi.
Stres anında vücudumuzda ne olur?
Stresin vücudumuzda oluşturduğu etkilerden bahseden Kaşifoğlu, “Korkutucu bir durumla ya da bir tehditle karşılaştığınızda, kendinizi savunmak ya da tehlikeden kaçmak gerektiğinde, organizma tehdit altında olduğunu varsayar. Sinir sistemi organizmayı korumak için otomatik olarak adrenalin gibi bazı stres hormonları salgılar ve organizmayı ‘savaş ya da kaç' tepkisine hazırlar. Adrenalinin görevi bedeni kavgaya hazırlamaktır. Tehlike anında kişi kaçmak ya da savaşmak zorundadır. Kalp hızı, solunum hızınız artar, kaslar gerilir, kan basıncı yükselir ve karnınızda kelebekler uçuşuyormuş gibi duygular yaşarsınız. Bu tepki vücudu koruyan bir sistemdir. Stres, aşırı uyarılmışlığa sebep olduğu için uyku sorunlarına yol açabildiği gibi buna paralel olarak sinirlilik ve ağlama hissinin yanı sıra konsantrasyon, öğrenme ve hafıza problemleri yaşanmasına da sebep olabilir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.