SORU
Çocuğumuzu gün boyunca bakıcısıyla bırakıyoruz. Bakıcının ona iyi davrandığından nasıl emin olabilir
CEVAP
Böyle bir durumda çocuğun yaşının ne olduğu çok önemlidir. Bebeklik döneminde, bebeğin ne kadar keyifli olduğuna bakarak, ne kadar gergin ne kadar rahat olduğu hakkında fikir sahibi olunabilir. Ancak bu dönemde bebeğin doğuştan getirdiği kişilik özellikleri de çok önemli bir role sahip olduğundan çok net bir kanıya varabilmek zordur. Daha sonraki dönemlerde, çocuğun bakıcıya ne kadar bağlı olduğu, onunla bir şeyler yapmaktan ne kadar hoşlandığı, onu bir aradan sonra görünce nasıl tepki verdiği, onun dediklerini ne ölçüde yerine getirdiği anne-babaya bir fikir verebilir. Çocuk konuşmaya başladığında, çocukla bakıcısı hakkında kısa sohbetler yapılabilir. “ Ablayla neler oynuyorsunuz? Bugün yemek saati nasıl geçti? Televizyonda neler seyrettiniz? Ablayla en çok ne yapmayı seviyorsun?” gibi sorulara verilen yanıtlar çocuğun bakıcısıyla nasıl bir ilişkisi olduğu hakkında fikir verir. Ancak unutulmaması gereken bir nokta, çocuğun anne ve babasıyla olan ilişki şeklinin de bakıcıyla olan ilişkiyi belirlediğidir. Çocuğuna çok az zaman ayıran, onun ihtiyaçlarını kavrayamayan ailelerin çocukları, sağlıklı ilişki kurmayı öğrenemedikleri için, bakıcılarıyla olan ilişkileri de sağlıklı olmayacaktır.
SORU
16 yaşındaki çocuğum dış görünüşünü kesinlikle beğenmiyor, saatlerini ayna karşısında geçiriyor ve sürekli yeni kıyafetler almamızı istiyor. Bizler nasıl davranmalıyız?
CEVAP
Ergenlik döneminin en belirgin özelliklerinden biri de gencin çevreye nasıl bir izlenim verdiğinin onun yaşamında çok belirleyici bir konuma gelmesidir. Ancak bu “çevre” yi yetişkinler olarak değil, akranları olarak anlamakta yarar vardır. Her dönemde, ergenlik dönemindeki kişilerin geçerli kıldığı, güzel olduğunu düşündüğü bir dış görünüş vardır. Bu görünüş şekli yetişkinler için son derece estetikten uzak olabilir. Gençleri en önemli ihtiyaçlarının başında bir gruba ait olmak gelir. O yaşta da her grubun “aidiyet duygusu” veren bir takım ortak özellikleri olmalıdır. Bu grup büyük veya küçük ölçekli olabilir. Bu özelliklere sahip gençler grubun içinde yer alır, sahip olamayanlar ise dışlanır ve hatta alay konusu olabilir. Sonuç olarak arkadaşların beğenisini ve onayını almak bu dönemde kişilik oluşumunun çok önemli bir parçası olduğundan dış görünüşün genel beğeniye uygun olması da her türlü zahmete değmektedir.
SORU
Çocuğumuz anaokuluna gidiyor. Evde çok rahat olduğu halde okulda çok içine kapanık. Bu neden olur ve ne yapmamız gerekir?
CEVAP
Bu durum, özellikle tek çocuk olup, sürekli kısıtlı bir çevrede sosyal ilişkiler kurabilmiş çocuklarda gözlenmektedir. Çevredeki kişilerin tüm ilgisi bu çocukların üzerindedir; çocuğun kendini tam olarak ifade etmesine gerek kalmadan, isteği hemen anlaşılır ve yerine getirilir. Çocuğun evde çok fazla söz hakkı vardır. Bu yaşam biçiminin içinde yetişen çocuk, çevredeki herkesin kendisi için varolduğunu düşünür. Oysa yuva ortamında, kendi yaşıtı olan bir çok çocuk vardır. Üstelik öğretmeni sadece kendisiyle değil, diğer çocuklarla da ilgilenmektedir. Çocuk, yaşıtlarının arasından nasıl sıyrılıp ön plana çıkacağını bilemez. Bu nedenle sessizce bir kenarda oturur ve olanı biteni anlamaya çalışır; diğer bir deyişle yeni bir sosyal şifreyi çözmeye uğraşır. Bu özellikteki çocukların ilk yapmaya çalıştıkları şey, öğretmenle bağlantı kurmaya çalışmaktır. Ancak kendilerini öğretmen, yani oradaki yetkili kişi tarafından anlaşılmış ve kabul edilmiş hissederlerse, arkadaşlara doğru yavaş yavaş adım atabilmeye başlarlar.
Alıntı Kaynağı: MERSİN ÇÖZÜM PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK