Ey talib!
Son seslenişim bu sana
Son küstahlığım
Son günahım
Son günahın
* * *
Herkes kendine verilen en değerli armağanı kullanırmış yolu bulmak için
Sözcüklerimden başka değerli bir şey yoktu yanımda, onları sundum sana
Kabir taşlarına kazınmış küflü sözcükler... kefen bezlerine işlenmiş belli belirsiz kanlı heceler...
Gönlümce en değerlilerini seçip fısıldadım kulaklarına... en eskilerini...
Belki en doğrularını değil ama inan ki en güzellerini...
Bazen ulu dağların zirvelerinden, bazen engin ummanların derinliklerinden
Mecnunun âhını duyasın diye
Ölüler diyarından... çölden... daima dostların yanından
Meczub iniltilerini işitesin diye
Kuytu kûşelerde âşıklar mushafından şiirler okudum sana
Kur'an'dan
İki damla gözyaşı uğruna
Yanmazsam yanmazsın sandım da
Yandım.
Yanmadın.
* * *
Geçmişimi hatırlamak için başkalarının tanıklığına ihtiyacım var
Başkalarının sesine
Senin sesine
Ruhumdan nefhalarla kardım toprağını
Sırf seni sende senden duyayım diye
Sînende
Sırf bir aks-i sada... sade bir âh... sadece bir inilti...
Hatırlamam için
Unuttuğumu... kaybettiğimi... kendimi...
Bulmam için
Yolu
Yordamı
VE seni...
Bulamadım
Yılmadım... yazdım sana... durmadan yazdım... asırlarca...
Belki bulurum diye
İnadına
Sen sustukça ben yazdım... usanmadan... biteviye...
Rüzgâr masamdan mektubunu havalandırırken
Yazmazsam yazmazsın sandım da
Yazdım.
Yazmadın.
* * *
Yeşillere bürünmek, Hızır'a tahammülün bedeli
Bir yandan dostların gemilerine zarar vermek, öte yandan hasmın köyündeki duvarları güçlendirmek
Daha da acısı nedir bilir misin?
Çocukları öldürmek
Kötü çocukları
Geçmişe zarar vermesinler diye ellerinden geleceklerini almak
Geçmişe, yani kutsala
Bu yüzden öldürmeliydim seni
Kan gölünün tam da ortasında
Gür nârâlar savura savura
Bezirgân tezgâhlarını tekmelerken
Her kuşku bir diğerinin ötesindeyken
Yakalayıp perçeminden yere çalmalıydım o pis nefsini
Nefsimi
Yapamadım
Hızır'a ihanet ettim
İki denizin birleştiği yerde yolumu kaybettim
Yolumu, yani sorularımı
Bir dizi cevap dudaklarında ölürken
İnanmazsam inanmazsın sandım da
İnandım.
İnanmadın.
* * *
Bir varmış bir yokmuş
Masal gibi sanki
Hem lâ hem illâ imiş
Hakikat
Önce yok demeyi bilmekmiş
Edeb
Anladım bezm-i elestin sırrını
Benim ilk günahımmış illâ,
Lâ benim son günahım!