Müge Akgün / Referans Gazetesi
Bir toplu taşıma aracındasınız.. Birden bir yolcu, hırsızlık olduğunu, para cüzdanının çalındığını söylüyor. Şoför kapıları açmayacağını, duraklarda durmayacağını, en yakın polis karakoluna gideceğini ilan ediyor.
Hınca hınç dolu araçta her kafadan ayrı ses çıkıyor. Kimi çok önemli bir randevusu olduğunu, kimi sınava, kimi hastaneye, kimi de uçağa yetişmeye çalıştığını söylüyor. Başta cüzdanı çalınan olmak üzere kimileri de şoförün sırayla herkesin ceplerini, çantasını aramasını öneriyor poliste vakit kaybetmek yerine.
Şoför ise sesler yükseldikçe sinirlenmeye başlıyor, eli-ayağı birbirine dolaşıyor. Öfkeli insanlar karşısında nasıl konuşacağını, onları nasıl ikna edeceğini bilemiyor. Tek bildiği, herkesten daha fazla bağırarak kontrolü ele almak.
Yaşamın sürdürülmesi için gerekli, son derece insani, duygusal bir tepki olarak tanımlanan öfke sınırlandırılabildiği sürece de işe yarıyor. Ama kontrol edilemediğinde hem kişinin kendisine hem de çevresine zararlı olabiliyor. Ve kesinlikle de bir problem çözme aracı değil.
Yüzlerce yolcunun taşındığı toplu taşıma araçlarında özellikle de otobüslerde şoförlerin krizleri yönetememeleri büyük bir sorun. Otobüslerde meydana gelen hırsızlık, çatışma, kavga, saldırı ya da yangın gibi olaylarda yolcuların güvenliğini sağlamak için özel eğitim almaları gerekiyor.
İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Dursun Koçel'in bir grup gazeteciyle buluştuğu yemekte anlattığına göre şoförler çok yakında bu eğitimi almaya başlıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Genel Müdürlüğü, İstanbul Valiliği ve İstanbul Kültür Üniversitesi geçen perşembe günü bu amaçla bir protokol imzalamış.
Kültür Üniversitesi İETT'nin 7 bin otobüs şoförüne direksiyon başındayken kriz anlarında nasıl davranacaklarına ilişkin "Öfke yönetimi" kursu verecekmiş. "İstanbul'da Güvenli Yolculuk Projesi" kapsamındahaftada elli kişi 12 saatlik eğitime alınacakmış. 27 ay içinde bitmesi planlanan eğitimde dersler doktor, avukat, pedagog ve psikolog gibi uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından veriliyormuş.
Anlaşma öncesi pilot bir uygulama yapılmış. Şoförler, etkili iletişim becerileri, zor yolcularla baş etme, öfke kontrolü ve stres yönetimi, kurumsal imaj, araçların temizliği ve korunması, uzun süre araç kullanmaya bağlı hastalıklar, korunma ve tedavi yollarının anlatıldığı bu kurslardan çok memnun ayrılmışlar
Aslında öfke yönetimi kurslarının daha ehliyet alınırken trafiğe çıkan tüm araçların sürücülerine verilmesi gerekiyor. Nedense direksiyonun başına oturan pek çok insanda kişilik değişimi oluyor. Bencillik düzeyi yükseliyor. Saldırganlık duyguları artıyor. Bildiğiniz gibi kazaların nedeni frenleri boşalan araçlar değil. Çoğunun nedeni sürücülerin egoları, kontrol edilemeyen öfkeleri...