Evlilik, iki farklı insanın bir ömrü iyi ve kötü anlarda birlikte ve birbirine destek olmak amacıyla paylaştıkları bir hayat yoludur. Bir yuva kurulurken amaç uzun yıllar boyunca omuz omuza, sırt sırta vererek zorlukları aşmak, sıkıntıların birlikte üstesinden gelmektir. İki ayrı ailede, farklı kişiliklerle büyüyen iki insanın elbette ki hep aynı şekilde düşünmesi, aynı şeylerden hoşlanması ya da aynı görüşe sahip olması beklenmez. Zaten hayatı renklendiren kısım da burasıdır. Taraflardan birisinin hiç fark etmediği, düşünmediği ya da sevmediği şeyleri, diğer tarafın göstermesi, farklı pencere açması, bakış açısını zenginleştirmesi önemlidir. Bu şekilde farklı bir zevk, değişik görüşler daha önce hiç beğenmediğimiz şeylerin aslında reddedilmeyecek kadar güzel tarafları olduğunu görmemizi sağlar.
FARKLI GÖRÜŞLERE SAHİP OLABİLİRSİNİZ
Eşinizden farklı düşünebilir, hatta onunla tamamen zıt düşüncelere sahip olabilirsiniz. Ancak bu onunla çatışma yaşayacaksınız anlamına gelmemeli çünkü iki ayrı ailede iki farklı tutumla yetişmiş bireylerin pek çok konuda farklı düşünmesi normaldir, doğrusu da budur zaten. Bu farklılık çocuk yetiştirmekten tutun, yeme zevkine kadar hayatın pek çok anında karşınıza çıkabilir.
FARKLI PARTİLERE OY VEREBİLİRSİNİZ
Siyasi görüşler konusunda da ayrı fikirlere sahip olmak, farklı partilere oy vermek doğaldır. Bütün mesele kendi düşüncenizin doğru olduğuna siz ne kadar inanıyorsanız karşınızdaki insanın da kendi düşüncesine aynı şekilde inanıyor olduğunu unutmamanız. Özellikle günümüzde haberleşmenin öneminin arttığı, teknolojinin cep telefonlarıyla her an ulaşılabilir olduğu bir dönem yaşıyoruz. Bu, her tür siyasi ve politik gelişmenin herkes tarafından ulaşılabilir olduğu anlamına geliyor. Kadın ya da erkek pek çok insan artık an be an bütün gelişmeleri izliyor, fikir yürütüyor ve görüşlerini paylaşıyor.
ONU SİZİN GİBİ DÜŞÜNMEYE ZORLAMAYIN
Özellikle sosyal medyanın bu açıdan önemi giderek artıyor ve sosyal medya aracılığıyla her dakika ne olup bittiği yakından takip edilebiliyor. Dolayısıyla artık herkesin bir görüşü var ve birçoğumuz düşüncelerimizi başka insanlarla paylaşıyor, tartışıyoruz. Tartışmak demek diğer insanlarla kavga etmek değil elbette. Aile içinde de en çok dikkat edilmesi gereken nokta budur. Farklı düşünceleri savunabilirsiniz ama sizinle karşıt düşüncede olan eşinizin de karakteri, kimliği, kişiliği ve kendine ait görüşleri olduğunu ve onu sizin gibi düşünmeye zorlayamayacağınızı unutmayın. Bu birbirinize saygı göstermeniz demektir ve hem ikili ilişkilerde hem de sosyal çevremizle olan ilişkilerde en çok önem taşıyan duygu budur: Saygı. Bir insanı sevmeyebilirsiniz, onunla ilişki geliştirmeniz gerekmeyebilir ama insan olarak bir insana saygı göstermek sizin de toplum içindeki yerinizi belirleyen bir durumdur. Başka insanlara nasıl davranıyorsanız o şekilde davranışlarla karşılaşırsınız.
GÖRÜŞ AYRILIKLARI YÜZÜNDEN BİRBİRİNİZİ KIRMAYIN
Siyasi görüşlerde fikir ayrılığına düşmek ve fikirlerinizi savunmak için tartışmaya girmek başka, fikirlerinizi savunmak adına diğer fikirleri küçümsemek, insanlarla kavga etmek başka. Maalesef bazen aradaki ince çizgi kayboluyor ve eşler birbirine düşman hale gelebiliyor. Oysa bugün görüyoruz ki, siyasi açılardan birbirine taban tabana zıt partiler ve liderler bile bir araya gelebiliyor, ortak noktalar bulabiliyor hatta birlikte hükümet kurabiliyorlar. Artık görüş ayrılıkları yüzünden birbirimizi kırma zamanı değil, aksine farklı düşünüyor olsak bile farklılıklara değil, aynılıklara odaklanma zamanı. Ayrışmaya değil, bütünleşmeye ihtiyacımız var. Size birebir benzeyen, sizinle tamamen aynı beğenileri olan, siz ne düşünüyorsanız sizi sürekli doğrulayan, her şeye siz öyle istiyorsunuz diye evet diyen bir insanla beraber olduğunuzda bir süre sonra her şey tekdüze olmaya başlar. Kendisine tıpa tıp benzeyen bir insanla yaşayarak hayatı renklendirmek kolay değildir.
EVLİLİKTE OLMASI GEREKENLER
Evliliklerde sorun genellikle farklı siyasi görüşte olmaktan kaynaklanmaz, karşısındaki insanı kendisi gibi düşünmeye zorlamaktan, onun kendisine ait düşünceleri olabileceğini ve bu düşüncelerini savunabileceğini kabullenmemekten kaynaklanır. Göz önünde bulundurulması gereken nokta da tam olarak budur. Evlilikte olması gereken, eşlerin kendi kimlikleriyle, kişilikleriyle, değer yargılarıyla, inandıkları ya da inanmadıklarıyla bir arada yaşamayı başarabilmeleridir. Diğer türlü sadece bir kişinin dediğinin olduğu, bir kişinin inandığının ve düşündüğünün tek doğru kabul edildiği bir ilişki bir süre sonra soluk alınmayan, tarafları daraltan, rengini ve zenginliğini kaybeden bir ilişkiye dönüşür. Siyaset, siyasi ve politik arenada hararetli tartışmalarla gündeme gelen bir düşünce ve eylem sistemidir. Evliliklerde kavgaya ve tartışmaya yol açarsa, o evliliği yıpratan, sarsan bir stres odağı olmaktan öteye gidemez. Oysa evlilik bir arada yaşamak ve zorlukların birlikte üstesinden gelmek, iyiliklerde birlikte mutlu olmak, hayattan keyif almak amacıyla kurulan bir beraberliktir. Farklı siyasi anlaşmazlıklar uğruna harcanmamalıdır.