“Rüzgâr kendi işini yapıp eser,
Canı olan onu canına seçer”
Mevlana
Şiir ve insan. Tanımlardan yola çıkarak açıklama yapmaya çalıştığımızda şiiri de insanı da tam anlamıyla sözcüklerle ifade edip tanımlamanın mümkün olmadığını gördüm. Onun için “Psikoterapist sayısı kadar psikoterapi yöntemi vardır” sözünün şiir içinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Her şairin kendine göre bir şiir anlayışı olduğuna göre, herkesin kabul edeceği bir tanımlama yapmak olanaksız görünmektedir. Bizde tanımı Tagorun dediği gibi yapalım; “ Şairin kullandığı sözcüklerde insanlar için çeşitli anlamlar vardır; herkes beğendiğini seçer.”
Kişiliğin görünen yüzü ile görünmeyen yüzü arasındaki ilişki gibidir şiiri anlamak. Şiiri anlamak ile insanı anlamak arasında garip bir benzerlik vardır özü itibariyle. Psikanalizin merkezinde duran buzdağını, anlam arayışına girdiğinizde şiirde de görürsünüz. Sözlük anlamı ile okuduğunuzda şiir size buzdağının üstünde kalandan başkasını söylemez. Anlamak istiyorsanız çaba göstermelisiniz ve iyi bir “şiir psikoterapisti” olmalısınız.
Erdem BEYAZIT’ın yazdığı şu mısralara bir bakın. Bu mısraları salt sözlük anlamıyla değerlendirdiğinizde karşınıza çıkacak olan anlam ile felsefi boyutta değerlendirdiğinizde çıkacak anlam arasında ne kadar fark olacağını kendiniz tasavvur edin.
“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”
Kişinin yaşadığı kültürden edindiği yaşam deneyimleri kişiliği şekillendirir, kişilik ile kültür etkileşiminin sonucu olarak da herkes kendi anlamını arar şiirde. Şair ise kendi anlamını paylaşır bizimle. Ve biz şairin şiirine aynı anlamı yüklediğimiz ölçüde şairle ve şiirle yakınlaşırız, tıpkı bir terapistin danışanı ile empati kurmayı başarması gibi.
Bazı şairlerin şiirlerinde felsefi bir boyut karşınıza çıkarken bazılarında anlam arayışının gereksiz olduğu düşüncesini görürsünüz. Bazıları içinse şiir sadece bir araç olarak kullanılır amaca giden yolda.
“Yağmur, bir gün elimi ellerinde bulsaydım
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım”
Yukarıdaki mısralarda derin bir anlamın izlerini görürsünüz ve anlamak için şiirin elinden tutmanız gerekir. Şiir sizin terapistiniz olacak ve anlamsızlığınıza bir anlam verecektir. Kendi başınıza çıktığınız yolda yol arkadaşınız olacaktır. Şiirdeki seçiciliğinizde kişiliğinizin tezahürü olacaktır bu noktada. Nasıl ki psikoloji de yer alan bazı kuramlar size daha anlamlı ve kabul edilebilir geliyorsa, bazı şiirlerde tarafınızdan öyle kabul görecek. Terapistinden memnun olan danışanın halidir bu aslında. Doğru şiiri bulan kendini doğru terapistin zihnine emanet etmiş demektir.
Kişiliği anlamak için ortaya atılan kuramların hepsi insan kişiliğinin altında yatan sebeplerin bireye özgü davranışları nasıl etkilediğini açıklamaya çalışır. Bu farklılıkları açıklarken ortaya çıkan bir durum çok önemlidir; o da aynı olayın farklı kişilerde farklı şekilde davranış ortaya çıkarmasıdır. Onun içindir ki kişilikteki bu farklılıklar şiirde de kendini gösterir ve aynı şiir farklı kişilerde farklı anlamlar bulur. Her tedavi şeklinin her hastaya uymaması gibi her şiir de her kişiye uymaz. İnsanın şiirdeki seçiciliği bu yol ayrımında ortaya çıkar. Gençlik yıllarında aşk ve sevgi sözcüklerinin yer aldığı şiirlere ilgi gösterir herkes zira o dönemin temelinde bu duygular yer alır. Zamanın getirdiği değişim, kişinin ilgi duyduğu şiir türünü kişiliğinin bir yansıması olarak karşımıza çıkarır.
Bu noktada şiir ile romantizm ilişkisini baltalamak da yarar görüyorum. Her şiir okuyan romantik değildir ve her şiirde romantizmin peşinden koşmaz.
“Şark’a bakmaz, Garb’ı bilmez görgüden yok vâyesi;
Bir kızarmaz yüz, yaşarmaz göz bütün sermayesi!”
Diyen Mehmet Akif’in şiirine romantik demek, şiirini romantik çatısı altına sığdırmak bir yiğide etek giydirmekten farksız bir durumdur. Bu düşünce özü itibariyle şiirin doğasına da bir haksızlıktır.
Şiirin içinde bir ahenk vardır, yaşamın acıları vardır, haksızlıklar vardır, kötülüğe karşı tavır alma iyinin yanında olma vardır, umut vardır, gelecek güzel günler vardır, iyi bir şiir savaşçıdır ve mücadele eder.
İyi bir terapisttir şiir ve “Ben” demek yerine, daha çok “biz” der.