Freud, Avusturya İmparatorluğu'nun Moravya'ya bağlı Freiberg kasabasında Aşkenaz Yahudisi bir ailenin çocuğu olarak 6 Mayıs 1856 yılında dünyaya geldi. Moravya'ya her ne kadar 1856'da Avusturya İmparatorluğu'na bağlı olsada günümüzde Çek Cumhuriyetine bağlı bir yer. Bu durumda freud Çek Cumhuriyetinde doğmuş oluyor.
Babası Jacob bir yün tüccarıydı ve kırk yaşındayken kendisinden 20 yaş küçük Amelia ile yaptığı ikinci evlilikten doğan ilk çocuk Sigmund Freud’du. Aile o zamanlar Viyana’nın kuzeyinde, yine imparatorluk sınırları içinde yer alan Moravya’nın Freiberg kasabasında yaşıyordu. İlk isim, Sieg, zafer kelimesinden gelen Almanca bir isimdi, Şolomo ise Jacob’un yeni vefat eden babası anısına verilmiş İbranice bir isimdi (Breger, 2016). Aile, Freud 4 yaşın-dayken babanın işlerinin kötüye gitmesinden dolayı Viyana’ya taşındı. Freud, 1938 yılına kadar yani ölümün-den bir yıl öncesine kadar da Viyana’da yaşadı.
1859'da Freud ailesi ekonomik nedenlerle Leipzig'e taşınmak zorunda kaldı ve Avusturya'nın Nazi ilhakına kadar viyanada kaldı.
1873'te Freud, Sperl Gymnasium'dan mezun oldu ve söylentilere göre Goethe'nin doğa üzerine yazdığı bir makalenin kamuoyuyla paylaşışmasından ilham alarak kariyer olarak tıbbı seçti. Viyana Üniversitesi'nde zamanının önde gelen fizyologlarından biriyle çalıştı. 1882'de psikiyatrist Theodor Meynert ve dâhiliye profesörü Hermann Nothnagel ile birlikte eğitim almak üzere klinik asistan olarak Viyana'daki General Hospital'a girdi. 1885'te Freud, beynin medullası üzerine önemli araştırmaları tamamlayarak nöropatoloji alanında öğretim görevlisi olarak atandı.
FİZYOLOJİDEN PSİKANALİZE
Freud, 1873’te Gymnasium’dan yüksek bir notla mezun oldu. Ardından Viyana Üniversitesi’ne yazıldı. Önce felsefe ve bilim dersleri aldı. Daha sonra tıbbi araştırmalarda çalıştığı ve o zamanlar bilim ve tıp alanında dünyaca ünlü bir fakülte olan Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçti. Bu okulda bir kısmı Almanya’dan gelen profesörler, bilimsel başarılarına ek olarak başka alanlarda da bilgili ve aktiftiler. Freud, üniversitede Helmholtz Tıp Okulu diye bilinen bir Alman bilim adamları grubu mensubu Ernst Brücke ile çalışırken kendisinden on dört yaş büyük bilim adamı ve pratisyen Josef Breuer’le tanışmış, Breuer’le çalışmaları, psikanalize giden yolu açmıştır.
1885'in sonlarında Freud, nöropatoloji çalışmalarına devam etmek için Viyana'dan ayrıldı. Fransanın başkenti Paris'te geçirdiği 19 hafta da Salpêtrière kliniğinde Jean-Martin Charcot ile çalıştı. Bu dönem Jean-Martin Charcot "Histerik" olarak sınıflandırdığı hastalarla tanıştı. Aslında Viyana Tıp Fakültesinden aldığı bursla, patolojik anatomi alanında çalışmaya gitmişti. Ama ünlü nörolog Charcot ile çalışırken histeri ve psikolojik etyoloji ile tanışmış bu tanışma freud'un hayatında bir dönüm noktası oldu. Freud, 7 yıl boyunca histerik paralizi konusundaki bir makale üzerinde çalıştı ve daha sonra bu Fransız Nöroloji Arşivleri dergisinde yayınlandı. Bu yazı, konuya psikoanalitik yaklaşımı anlatan ilk makaledir. Hatta Freud ilk oğluna Charcot'nun adını vermişti. Charcot'nun Salpetriere Kliniğindeki dersini resmeden bir tablosu muayenehanesinde asılıydı. Freud Charcot için "O bir düşünce adamı değil bir sanatçıydı. Onun da dediği gibi kendisi gören bir adamdı." demiştir.
Jean Martin Charcot Fransız nörolog. Nörolojinin babası olarak bilinir. Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud'un hocalığını yapmış ve psikanaliz üzerine ona ilham vermiştir. Histeride ilk hipnozu kullanan kişidir. 1825 yılında Paris, Fransa'da doğmuştur.
1886 yılında Sigmund Freud Viyana'da bir Psikiyatri Bürosu Açtı, Kimse Gelmedi
İlk başta, psikanalizin babası, müşteri eksikliğinden dolayı o kadar hüsrana uğradı ki, New York'a taşınmayı düşündü.
Freud, insanların cinsel ve saldırgan dürtülerin onlara karşı savunmalarla üstünlük için sürekli çatışma içinde olduğu bir bilinçdışına sahip olduğu teorisini geliştirdi. 1897'de kendisinin yoğun bir analizine başladı. 1900'de, Freud'un rüyaları bilinçdışı arzular ve deneyimler açısından analiz ettiği ana eseri 'Rüyaların Yorumu' yayınlandı.
1902'de Freud, Viyana Üniversitesi'ne Nöropatoloji Profesörü olarak atandı ve bu görevi 1938'e kadar sürdürdü. Tıp kurumu teorilerinin çoğuna katılmasa da, bir grup öğrenci ve takipçi Freud'un etrafında toplanmaya başladı. 1910'da, Freud'un yakın bir arkadaşı olan Carl Jung'un başkanı olduğu Uluslararası Psikanaliz Derneği kuruldu . Jung daha sonra Freud'dan ayrıldı ve kendi teorilerini geliştirdi.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Freud, klinik gözleme daha az zaman ayırdı ve teorilerinin tarih, sanat, edebiyat ve antropolojiye uygulanmasına odaklandı. 1923'te, zihnin 'id', 'ego' ve 'süperego'ya bölünmüş yeni bir yapısal modelini öneren 'Ego ve İd'i yayınladı.
1933'te Naziler, Freud'un bir dizi kitabını alenen yaktı. 1938'de, Nazilerin Avusturya'yı ilhak etmesinden kısa bir süre sonra Freud, eşi ve kızı Anna ile Londra'ya gitmek üzere Viyana'dan ayrıldı.
Freud'a 1923'te çene kanseri teşhisi kondu ve 30'dan fazla ameliyat geçirdi. 23 Eylül 1939'da kanserden öldü.
SİGMUND FREUD - VİDEO
SİGMUND FREUD PHOTO
PSİKANALİZ KİTAPLARI BASAN YAYINEVLERİ
Bir çok yayınevi Psikanalizle ilgili gerek çeviri gerekse yerli yazarlar tarafın hazırlanmış kitapların basımı yapıyor. Ancak ön plana çıkan yayınevleri:
- Bağlam Yayınları
- Simurg Yayınevi
- Cem Yayınları
- Say Yayınları