Şiddete Uğrayan Kadınlar Sessiz Kalıyor

Türkiye Psikiyatri Derneği "25 KASIM “KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI DAYANIŞMA GÜNÜ” dolayısıyla Kadına yönelik şiddet ile ilgili çarbıcı tespitleri kamuoyu ile paylaştı.

Türkiye Psikiyatri Derneği "25 KASIM “KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI DAYANIŞMA GÜNÜ” dolayısıyla Kadına yönelik şiddet ile ilgili çarbıcı tespitleri kamuoyu ile paylaştı. Türkiye Psikiyatri Derneği tarafından yapılan çalışmada Kadına yönelik şiddet ile ilgili şu ayrıntılara yer verildi:

Doç. Dr. Yeşibursa: “Hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye genelinde % 35, Doğu Anadolu genelinde % 40 olarak saptanmıştır. En az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin Türkiye genelinde % 49’unun, Doğu illerinde ise % 63’ünün bu durumdan daha önce hiç kimseye söz etmemiş olmaları dikkat çekicidir”

Türkiye Psikiyatri Derneği MYK Üyesi Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa, 2009 yılının Ocak ayında yayınlanan Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet Raporu'nda, ''evli kadınların yüzde 11- 29'unun eşinden ağır derecede fiziksel şiddet gördüğünü ve bunun en sık Kuzeydoğu Anadolu ve Orta Anadolu'da görüldüğünü'' söyledi.

Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen, 17.168 kişi ile yapılan görüşmelere dayanan rapora göre, ''Evli kadınların yüzde 15'inin eşinin cinsel şiddetine maruz kaldığını'' belirten Dr. Yeşilbursa, ''Eğitimsiz ve ilkokul düzeyinde eğitimi olan kadınlarda şiddete maruz kalma oranı yüzde 56 iken, lise mezunu-üniversite eğitimli olanlarda bu oran yüzde 32 olarak tespit ediliyor'' diye belirtti.

Birleşmiş Milletlerin 1999'daki kararıyla her yıl 25 Kasım tarihinin ''Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'' olarak'' anıldığını belirten Dr. Yeşilbursa, ''Türkiye'de yılda en az 25 töre cinayetinin işlendiğinin belirtildiğini, töre adına kadınlara yönelik kötü muamele, işkence, öldürme, intihara zorlama oranı son yıllarda yüzde 25 oranında artmıştır. Kadınlar kendileri için güvenli olarak kabul edilen evlerinde şiddete uğramaktadırlar'' dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) aile içi şiddet nedeniyle ceza alan ilk ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yeşilbursa, ''Bu cezanın alınmasına neden olan kişi, devlet tarafından korunamamasına bağlı olarak eşi tarafından öldürülmüş bir kadındır'' diye konuştu.

“Şiddet Eğiliminde Eğitim Ve Gelir Düzeyi Önemli Bir Etken”

Kadınlara özellikle eşlerinden ayrıldıkları süreçte şiddet riskinin arttığının bilindiğini anlatan Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa, Türkiye'de 2007'de Ayşe Gül Altınay ve Yeşim Arat tarafından ''Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet'' başlıklı geniş ölçekli bir araştırma yapıldığını belirtti. ''Her üç kadından birinin fiziksel şiddet gördüğünün saptandığı'' araştırmada, hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye genelinde yüzde 35, Doğu Anadolu genelinde ise yüzde 40 olarak seyrediyor. En az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin Türkiye genelinde yüzde 49'unun, doğu bölgesi genelinde ise yüzde 63'ünün bu durumdan daha önce hiç kimseye söz etmediği belirlenen araştırmada, şu sonuçlar elde edildi:

''Türkiye genelinde şiddet gören her iki kadından biri (doğuda her üç kadından yaklaşık ikisi) eşinden gördüğü şiddetle tek başına mücadele etmek durumunda kalıyor. Eşlerinden boşanmış veya ayrılmış kadınlarda fiziksel şiddet deneyimi yüzde 78. Okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 43 iken, yüksek öğrenim görmüş kadınlar arasında bu oran yüzde 12. Eşi okuryazar olmayan kadınların yarısı en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söylerken, eşin eğitimi yüksekokul ve üniversite düzeyine çıktığında bu oran yüzde 18'e düşmektedir.

Gelir düzeyi arttıkça fiziksel şiddet gördüğünü söyleyen kadınların oranı düşmektedir. Buna karşın hane geliri 2 bin 500 TL'nin üzerinde olan her dört ailenin birinde bile fiziksel şiddet yaşanmaktadır. Şehirlerde oturan kadınların fiziksel şiddete maruz kalma oranları ilçelerde oturanlara göre yaklaşık yüzde 42 daha fazladır.

Dayağın en az yaşandığı yerleşim birimleri ilçeler, en çok yaşandığı yerler ise illerdir. Kadınların yüzde 14'ü en az bir kez 'istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye zorlandığı'nı belirtmiştir. Cinsel şiddete uğradığını söyleyenlerin yüzde 67'si aynı zamanda fiziksel şiddete de maruz kaldığını ifade etmektedir.'

 

'Türkiye’de 'Bu Yıl İlk 7 Ay İçersinde 953 Kadın Cinayeti Gerçekleşti''

Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Şahika Yüksel, Kasım 2009'da Adalet Bakanlığı verilerine göre 2002'de 66 olan kadın cinayetinin, 2007'de bin 77'ye ve 2009'un ilk 7 ayında 953'e ulaştığını söyledi.

Kadına yönelik şiddete karşı ciddi ve kapsamlı bir eylem planının hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Yüksel’in önerileri şu şekilde;

''Kadına yönelik şiddetle, özellikle aile üyelerinden gelen şiddetle mücadele uzun soluklu, sistemli ve tavizsiz olarak gündemde yer almalı.

Aile içi cinayetler mercek altına alınmalı, bir yakınının şiddetine maruz kalma riski yüksek olan gruplar erken devrede saptanmalı ve müdahale edilmeli.

Bedensel yaraları sarmak için tıbbı tedavi, ruhsal destek yeterli değildir. Şiddet yaşadığını bildirenlere tıbbı rapor, yasal başvuru olanakları ve şiddetsiz bir yaşam sağlamak için önlemler geliştirilmeli.

Klinik deneyimlerimiz arasında da görünmez konumda olan namus cinayetleri konuya duyarlı kadın kuruluşlarının (örneğin merkezi Diyarbakır'da olan KA-MER) talepleri karşılanmalı, çalışmalarına destek verilmeli.

Namus cinayetleri, uluslararası hukuk açısından yargısız infaz olarak kabul edilmeli.

Ceza Kanunundaki 'Haksiz Tahrik' ve kadına karşı şiddet davalarında uygulanan 'haksız tahrik indirimleri'  kaldırılmalı, TCK'nın 29. maddesi uygulanmamalı.

Medya, kadına yönelik şiddet ve tecavüz haberlerini kamuoyuna aktarırken, haber dilini doğru kullanmalı, etik değerlere uymalı, tecavüzün içerdiği şiddeti arka plana itmemeli ve tecavüzü erotize edici tutumlardan uzak durmalı.''

Kadın Sağlık Haberleri

MENEPOZA YAKLAŞAN KADINLARDA DEPRESYONA GİRME RİSKİ DAHA YÜKSEK
Vajinal gençleştirme 'sağlığa zararlı olabilir'
Yeni salgın tehlikesi: Cinsel yolla bulaşan ve yayılmaya başlayan MG kadınları kısır bırakabiliyor
MUTLU BİR HAMİLELİK İÇİN YAPMANIZ GEREKEN 4 ŞEY
ERKEN ERGENLİĞE GİRMEK KIZ ÇOCUKLARIN YAŞAMLARINI NASIL ETKİLİYOR?