NURSEL DİLEK / Aksiyon Dergisi Sayı: 780
Bir bağlaç, eski Mısır tanrısı, demirin simgesi, eski dilde su, uzunluk ölçüsü birimi, mesafe, bir ilimiz, resimdeki sanatçı… Sorular böyle uzayıp gidiyor. Kimi zaman karşımıza çengel, kimi zaman sarmal, kimi zaman da kare bulmaca olarak çıkıyor. Bulmaca meraklılarının artık bir çırpıda çözdüğü sorularla kimileri saatlerce uğraşıyor. Kimileri içinse bulmaca, bir tutku. Bu tutku o noktaya geldi ki, dünya çapında yarışmalar düzenleniyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinden yüzlerce insan bir araya gelerek bulmaca şampiyonalarına katılıyor. Rakamlar, şekiller, ipuçları onların ortak paydası oluyor. Tabii bu yarışmalar bildiğiniz kare bulmacalardan ve yukarıdaki gibi basit sorulardan ibaret değil. Sadece meraklıların aşina olduğu, çoğu kişinin yabancılık çektiği binlerce bulmaca alternatifi var. Şekil Bölmece, Toplam Adaları, Atlı Yılan, Oklu Sudoku, Magic R, Harfli Su, Sayı Bulmaca gibi liste uzayıp gidiyor. Bu yıl 18’incisi düzenlenen Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonası da bu saydıklarımıza benzer yüzlerce bulmaca çeşidinin yer aldığı yarışmalardan biriydi.
Dünya Zekâ Oyunları Federasyonu’nun (World Puzzle Federation) her yıl düzenlediği yarışmanın mimarı New York Times Bulmaca Editörü Will Shortz. 1992’de ilk şampiyonaya ev sahipliği yapan Shortz, bu fikrin sahibi ve yarışma formatını belirleyen kişi. İlk yıldan beri sürekli şampiyonaya katılan Türkiye ise çıtasını gittikçe yükseltiyor. Hatta bu yıl organizasyona ev sahipliği yaptı ve tarihinin en iyi derecesini elde etti. Geçen yıl takım olarak dünya dokuzuncusu olan Türk Beyin Takımı bu sene 8 bin 431 puanla sekizinci sırada yer aldı. 21 yaşındaki Mehmet Murat Sevim ise dünyanın en zeki üçüncü insanı seçildi.
İsrail ve Yunanistan bu yıl ilk kez yarışmaya katıldı. Amerika, Almanya, Japonya, Çek Cumhuriyeti ve Türkiye yarışmanın favori ülkeleriydi. 27 ülke ve 200 kişinin katıldığı organizasyonun Türkiye temsilcisi Akıl Oyunları Dergisi. Dergi, aynı zamanda federasyonun Türkiye’deki temsilcisi ve her yıl yarışmaya katılan dört kişilik Beyin Takımı’nı seçiyor. Bu yılki beyin takımında şu isimler vardı: Mehmet Murat Sevim (Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği), Aziz Ateş (matematikçi), Murat Koz (bilgisayar yazılımcısı) ve Taner Karabulut (bilgisayar mühendisi).
Türk Beyin Takımı’ndan Aziz Ateş’in bulmaca merakı çocukluk yıllarına dayanıyor. İlkokul ikiye giderken babasının sorduğu Sihirli Kare bulmacasını çözmesiyle başlamış merakı: “Babama duyduğum saygı sonucunda o soruyu çözmek zorunda olduğumu hissettim. 20 dakika kadar uğraşıp çözdüm. Bundan sonra matematiği çok sevdiğimi fark ettim. Üniversitede bilim teknik dergilerinde soruları çözmeye başladım. Türk Zekâ Vakfı’nın yarışmalarına katıldım ve derecelere girdim.”
Beyin takımındaki diğer isim 42 yaşındaki Murat Koz. Kendisi özel bir şirkette yazılım geliştirme uzmanı olarak çalışıyor. Zekâ oyunlarıyla uğraşmaya 5-6 yaşlarında başlamış. TÜBİTAK’ın bilim ve teknik dergisindeki zekâ oyunlarını çözmüş. Ayrıca Pasaparola yarışmasında bir ilke imza atarak tüm soruları bilen ve büyük ödülü alan tek kişi. Beyin takımını oluşturan dört isim de yarışmaya günde en az 10 saat soru çözerek hazırlanıyor. Akıl Oyunları adlı mantık ve matematik oyunları dergisi onların en önemli soru kaynağı. Karşılaştıkları anda muhabbetleri bir iki dakikayı geçmiyor. İlk söylenen söz ‘Hadi kapışalım’ oluyor. Çünkü onların en büyük zevki ne futbol ne de siyaset. Aziz Ateş yarışmaya nasıl hazırlandıklarını şöyle anlatıyor: “Ben 14 yıldır düzenli olarak devamlı soru çözüyorum. Yarışmaya günler kala 10-20 saat ayırabiliyorum. Diğer günlerde ise 2-3 saat soru çözüyorum. Arkadaşlarla çalıştığım şirkette buluşuyoruz. 20 GB’lık bir arşivim var. Oradan sorular çıkarıyoruz. Ya da diğer arkadaşların hazırladığı soruları çözüyoruz. Daha önceki yarışmalardan çıktılar alıyoruz. O yüzden bizim yazıcımız hiç susmaz. Birbirimizle yarışarak gelişim sağlıyoruz. Taktik geliştirmeye çalışıyoruz. Kısacası birbirimizle kapışıyoruz ve en büyük zevkimiz bu.”
Şampiyonada bu yılki soruları hazırlayan 10 kişilik ekipteki isimlerden biri bulmaca tutkunu Serkan Yürekli. Onun bulmaca merakı da çocukluk yıllarına dayanıyor. Ortaokul yıllarında kare karala tarzındaki bulmacaları çözerek başlamış. Ardından bulmacayı kendisi hazırlayarak başkalarına çözdürmüş. Sonrası ise Akıl Oyunları Dergisi ile tanışması ve çeşitli ülkelerin yaptığı zekâ oyunları yarışmaları. 2005 yılından itibaren yeni soru tipleri hazırlamış. Yürekli şimdilerde hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada düzenlenen yarışmalara kafa yoruyor, bu yarışmalara soru hazırlıyor: “İlk önce bildiğiniz soru çözme yöntemlerini tersten uygulamaya başlıyorsunuz. Deneme yanılma yoluyla bir soru elde ediyorsunuz.” Yürekliye göre, soru hazırlamanın veya bu tür bulmacaları çözmenin zekâyla ilgisi yok. Bulmaca çözmek mantıklı düşünmekle ve bir şeyleri başarma hevesiyle ilgili. Çözülmez denilen her soruna çözülür mantığıyla bakıyor. Hatta bu düşünsel yoğunluğun faydasını bile görüyor. Etrafındaki tüm sorunlara artık çözmek için bakıyor. Kısa sürede mantıklı karar verebiliyor ve sorunun üstesinden geliyor. “Mantıklı düşünebiliyorsanız bunu çok rahat yapabilirsiniz. Ne kadar çok çözerseniz bir şeyler oturuyor.” diyor.
Yürekli, Dünya Zekâ Oyunları Yarışması’nın ilk etapta bilgiye; ancak giderek mantık yürütmeye dayalı sorulara yöneldiğini söylüyor. Normal bir kişinin bir günde çözebileceği bir bulmacayı çok kısa sürede çözebilen insanların bu tür yarışmalara katıldığını dile getiriyor.
Bulmaca meraklıları en iyi soru dizaynının ülkemizde yapıldığına dikkat çekiyor. Ancak en büyük sıkıntıları Uluslararası Bulmaca Şampiyonası’na sponsor bulamamak. Her şeyi kendi imkânlarıyla yapıyor ekip. Dünyadaki takım seçmeleri en iyi Türkiye’de yapılıyor. Diğer ülkeler internet üzerinden yaparken Türkiye’deki elemeler üç aşamada gerçekleşiyor. Her yıl 300-400 kişinin başvurduğu yarışmaya önce 30 kişi seçiliyor. Ardından bu sayı dörde düşüyor. Genel olarak bayanlar daha az katılıyor. Ancak Türkiye bu konuda şanslı ülkelerden. Deren Çağlayan, Gülce Özkütük, Necmiye Özay ve daha birçok bayan, üst düzeyde yarışabiliyor. Örneğin 2007 Sudoku Dünya Şampiyonası’nda Gülce Özkütük sekizinci olmuştu.
Çocukları şiddete değil, zekâ gelişimine yönlendirin
Erzurum’da 13 yaşındaki Musa’nın öldürülmesinin ardından internet ve bilgisayar oyunları tekrar tartışmaya açıldı. İddialara göre Musa Kang isimli çocuk, Metin2 isimli oyunu oynayarak oluşturduğu sanal karakterleri parayla satıyordu. Kaçırıldıktan altı gün sonra vahşice öldürülmüş olarak bulunan Musa’nın bu oyunun kurbanı olduğu ileri sürülüyor. Zekâ Oyunları Takımı’ndan Aziz Ateş Metin2 gibi oyunları hiç oynamadığını ifade ediyor. Çocukların, öldürmeye, birbirlerini yenmeye dayalı oyunlara ilgi göstermesinden yakınıyor: “Bu tür oyunların çocuğa hiçbir katkısı yok. Karşılıklı oyun oynuyorlar ama birbirlerini öldürmeye ve yenmeye dayalı. Asla takım hâlinde bir şey yapmıyorlar. Biz bu tür bulmaca ve zekâ oyunlarını teşvik ederek gençleri bu oyunlara yönlendirebiliriz.” Serkan Yürekli de bu konuda ailelere büyük görev düştüğünü belirtiyor. Çocuklarını bulmaca oyunlarına yönlendirmelerini tavsiye ediyor: “Sistem öyle bir yere geldi. Her şey kanlı olmaya başladı. Çizgi filmler bile kanlı. Bizim bu işi daha cazip hâle getirmemiz ve gençleri buna yönlendirmemiz şart.”