Yalnızlık mı sevgisizliği dürtüklemekte yoksa sevgisizlik mi insanı yalnızlığa itmekte?
Bu; hemen yanıt verilmemesi gereken sorulardandır. Tavuk- yumurta meselindeki gibi akıl yürütmeli arayışlara da kapılmamak gerekir. Kalıplaşmış kolaycı yöntemler de soruyu çözmeye yetmez.
Kişi, bütününe yönelik bir yenilginin verdiği mahcubiyeti saklama çabasıyla; yalnızlığını saklamaya çalışır. Bakışlarını, başka gözlerden saklar, her şey yolunda imiş gibi davranır. Yalnız insan, yalnız hisseden insandır. Dünyaya açtığı pencerelerini, teker teker kapatmak zorunda kalmıştır.
Bu insansızlığının inkârında, utancını ve başarısızlığını saklama çabası da vardır. Öyle bir çaba ki, yalnız insanı kendine de yabancı kılan, kendinden de uzaklaştıran bir yalnızlık. Kimselere ve hiçbir yere ait olamamanın getirdiği tecrit edilmişlik duygusu, yaşamın neresinde durduğuna dair bir cevap aramasını da engeller.
Sevgisizliğe gelince..Sevgisizlik aslında yalnızlığın, yalnız hissetmenin nedenidir. Sevgisiz kişi, birilerinin aklında ve yüreğinde değildir. Yaşamın içinde değildir. Onlar, başka insanlardan değerlisin, özlenensin gibi armağanlar almazlar. Doğru davranışın ne olduğunu deneyerek bulmaya çalışırken, insanları daha çok uzaklaştırırlar. Kabul, onay, saygı beklerken; hoşnutsuzlukla karşılaşırlar.
Sevgisiz insan, aslında hiç kimsenin ihtiyaç duymadığı insandır. Bu nedenle, insanlara karşı güçlenme gereği duyabilir. Başkaları tarafından fark edilmenin tek yolu gibi görünse de; güç arayışının bedeli ağırdır: Başkalarını korkuyla uzaklaştırırlar.
Bazı çocukları sevmeyi unuturlar. Sevilmeyen çocuklar, sevemeyen yetişkinler olurlar. Sevemeyen yetişkinler, kendi çocuklarını da sevmeyi bilemezler. Sevgisizliğin insanı ele geçirmesi, sinsice olmaz ne yazık. Apaçık, gözümüzün önünde olur her şey. Bin bir türlü neden öne sürülerek ya da sadece görmezden gelinerek, sevginin koruyucu gücünden uzak düşürülürler. Çocuklar; adanmış, koşulsuz bir sevgiye ihtiyaç duyarlar. Yargısız, kabul edici ve hem korunaklı, hem de özgürce hareket etmesine imkân veren bir sevgi. Sadece anne babadan değil; yakın çevrelerinden, öğretmenlerinden de bunu beklerler: Sen iyisin, sen değerlisin, sen doğru yerdesin.
Çocuk, genç ya da yetişkin; hepimizin reddedilmeyeceğimize, itilmeyeceğimize inanmaya ihtiyacımız vardır. Bu; bize ait olanları utanmadan dışa vurmamız için gereklidir. Doğamıza uygun olanı vermeyi başardığımızda; sevildiğimizi anlarız.
İnsanın sevgiye duyduğu ihtiyacın telafisi yoktur. Sevgi yoksa sevgisizlik vardır yani. Sevgisizlik ise, yalnızlık demektir.