Uzman İş Psikoloğu Serin, Endüstri 4.0’da insanı temel almak gerektiğini, değişimin moda uğruna yapılmaması gerektiği mesajı veriyor.
ENDÜSTRİ 4.0'LI KALIBA SIĞMAK
Türkiye’ye “İş Psikolojisi”ni getiren isim Uzman Psikolog Nazım Serin, Endüstri 4.0’a uygun insan modeli üzerinde çalışılırken, insan mutluluğunun esas alınması gerektiğini belirterek, “Değişeme açık olmak, insana rağmen sırf moda uğruna yapılmamalı” mesajı veriyor.
KURUMUNUZUN GÜCÜ EN ZAYIF ÇALIŞANINIZ KADARDIR
ST Endüstri Radyo'ya özel bir açıklama yapan, Nazım Serin Psikolojik ve Kurumsal Danışmanlık Başkanı Serin, kurumsal iş psikolojisi hizmetini Türkiye’nin önemli kurumlarına götürdüğü bilgisini paylaşarak, “Kurumunuzun gücü, en zayıf çalışanınız kadardır” dedi.
Takım ruhunun tesis edildiği, ortak bir amaca odaklanmış ekiplerin ulaşamayacakları hiçbir hedef olmadığını kaydeden, Serin, çalışanların iş dışında da bir araya getiren, sosyal ortamları, bu hedef doğrultusunda kurumların organize etmesini önerdi.
İnsanı tembel kabul eden “X Teorisi” yerine, ihtiyaçlarını çözen “Modern Davranışsal Metodolojisi”nin benimsendiği, günümüz dünyasında, her bir çalışanın ihtiyaçlarını gözeten ve çözüm getiren uygulamaların, aslında kuruma yönelik en büyük yatırım olduğunu belirten Serin, “Psikolojiniz kadar güçlüsünüz” diyor.
BİRBİRİNİ İYİ DUYANLAR ETKİLİ TAKIMDIR
Her bir şirketi, bir takım olarak ele alan, Uzman İş Psikoloğu Serin, şöyle konuştu: “Etkili birtakım her şeyden önce, birbirini iyi duyabilen üyelerden oluşur. İşyerlerini huzur içinde verim üreten ortamlara dönüştürmek mümkün.
DEĞİŞİM MODA DEĞİLDİR
Günümüzde özellikle insan yönetimi konusunda daha çok trendler belirleyici oluyor. Trendlerin peşinde koşmak, güncel olmanın, değişimi yakalamanın anahtarı gibi görünüyor. Fakat bu trendler aslında insanı, kendini zorlayan bir kalıba sıkıştırmaya itiyor. Trend peşinde koşmak her zaman sağlıklı değildir.
ENDÜSTRİ 4.0’DA İNSAN YÖNETİMİ
Örneğin: Endüstri 4.0 döneminde insan yönetimi gündeme getiriliyor. Ve bununla ilgili yaklaşımlarda insanı teknolojiye uyduracağız derken, ruhsal olarak hazır olmadığı davranışlara itebiliyor. Sosyal medya gündemini kaçırmayacak diye, sürekli bunu takip etme bunaltısı gibidir.
İnsanları değişime açık olmak adına trendlere yönlendirirken, insanın doğası ve duygu dünyasını da göz önüne almak lazım. İnsanı kendisine yabancılaştıran bazı iş kalıpları, sırf trend diye takip edildiğinde insanı mutsuz eden ve kendine yabancılaştıran bir kaynağa dönüşüyor.”