'Sen benim sadece eşimsin!'

Evlilik hayatında en büyük hayal kırıklıklarını eşine "Sen benim her şeyimsin!" diyen kişiler yaşıyor.

ZAMAN - Evlilik hayatında en büyük hayal kırıklıklarını eşine "Sen benim her şeyimsin!" diyen kişiler yaşıyor. Psikolog Yasemin Uçal, "Kimseye taşıyamayacağı bir rol yüklenmemeli." diyerek, "Her şeyimiz ancak Rabbimiz olabilir." şeklinde konuşuyor.  

Bir insanın sevdiği birine 'sen benim her şeyimsin' demesi, ilk başta verilen kıymeti ifade etmek açısından çok güzel gelebilir. Ancak, bu sözün fiil olarak karşılık bulmasını beklemek muhatabında aynı hoş duyguları uyandırmıyor. Çünkü, bir kişinin "anne-baba, eş, arkadaş, evlat" rollerini aynı anda karşılaması çok zor. Bu imkânsızlık, beklentileri karşılanamayan tarafı üzdüğü gibi, kendisinden çok şey beklenen tarafta da boğucu bir etki yapabiliyor. Hayatımızda sadece bir tane rolü olabileceği halde 'her şeyimizi' üstüne yüklediğimiz kişiden 'ben senin beklentilerini karşılamak zorunda değilim' cevabını aldığımızda yıkılabiliriz. O, bunu diliyle ifade etmeyip hiçbir beklentimizi vermeyerek de gösterebilir. Özellikle eşler arası ilişkide makul olan, herkesi kendi konumunda kabullenmek ve fazla beklenti içine girmemektir. Psikolog Yasemin Uçal'a göre, bu idrak seviyesine ulaşmanın yolu 'karşımızdakinin de kendimiz gibi birçok konuda aciz, eksikleri olan, mükemmel olmayan' bir insan olduğunu kabullenmekten geçiyor. Bir tane rolü olan insana, başka görevler de yükleyip onu her şeyimiz yapma isteğinin altında sorumluluktan kaçma arzusu yatıyor. Çünkü biri her şeyimiz olursa kendi işimizin azalacağını düşünüyoruz. Mesela, 'eşim benim her şeyim' diye düşünen kişi için eşinin varlığı, hayatta çok şeye sahip olmak demektir. Onu sadece eş olarak görse birçok şeyi kaybediyor ve kendisine daha çok iş düşüyor. Kendini geliştirmesi ve daha güçlü olması gerekiyor. Çünkü, hayatta huzurlu ve mutlu olmak için herkesin sorumlulukları vardır. Eksikliğini hissettiği maddi ve manevi ihtiyaçları gidermesini tek bir kişiden beklemek kişinin kendi üzerinde değişim ve gelişim yapmasını da engelliyor.

Hiç kimsenin mutlak güç sahibi olmadığını hatırlatan Yasemin Uçal, eşimizin her şeyimiz olmasını beklemenin inancımıza da ters düştüğünü söylüyor. Evlenen insanların bir taşla sayısız kuş vurmak istediğini belirten Uçal şöyle konuşuyor: "Biri her şeyimiz olacağına, sadece rolü neyi gerektiriyorsa o olsun. Eşimiz eş, çocuğumuz çocuk, annemiz anne, babamız baba olarak kalsın. Onlardan farklı roller beklemek hayatımıza birçok olumsuzluk getirir. Eş de şefkat gösterebilir; ama anne-baba yerine konulamaz. Eşimizle bütünleşiyoruz; ama dünyaya tek gelip tek gittiğimizi unutmayalım. Herkes yaptığından kendisi sorumlu. Bizi yaratan ve huzuruna dönecek olduğumuz Allah (cc) ancak her şeyimiz olabilir. Karşımızdakinin sadece kendine düşen sorumluluğu bilmesi ve ona göre davranması hayatı düzenleyen bir durumdur."

Yasemin Uçal, psikoterapi öykülerine yer verdiği 'Kendinize Hoşgeldiniz' (Timaş Yayınları) kitabında bu ve buna benzer çelişkilerimizi ele alıyor. Herkesin yaşayabileceği sorunlara dair gerçek öyküleri ve yaşanan değişimleri anlatıyor. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Psikoloji Haberleri