Çanakkale'de 12 yıldır psikologluk yapan Nurdan Hızlı, Toz Tasarım ve Sanat Atölyesi sahibi Sanat Danışmanı Tuğçe Özçelik ile bir ilke imza atarak, sanat terapisi ile psikolojik tedavi yöntemi uygulamaya başladı. 3 ay önce başlayan sanat terapisi ile psikolojik tedavi yönteminde psikolog Nurdan Hızlı, 35 danışanına maske, kolaj, resim, kostüm giydirme ve psiko-drama yöntemiyle birlikte psikolojik tedavi uyguluyor. Kişinin psikolojik sorunlarına yönelik sanat terapisi ile gerçekleştirilen tedavi yöntemi ortalama 4 ila 8 seans arasında değişiyor. Danışanların, ergenlik dönemi sorunları, depresyon, yalnızlık, karamsarlık, aile içi çatışmalar gibi şikayetlerle geldiğini belirten psikolog Nurdan Hızlı, sanat terapisinin Avrupa ve Amerika'nın yanı sıra İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde çok yaygın bir psikolojik danışma yöntemi olduğunu belirterek, "Çanakkale'de bunu ilk olarak başlatmak istedik. Her yaş grubundan danışanımız var. Bu sanat terapisi sanatı araç olarak kullandığımız bir tedavi yöntemi. Resim, kolaj, maske gibi sanatın her dalını kullanıyoruz. Ben aynı zamanda psiko-drama terapisti olduğum için, psiko-drama ile sanat terapisini içiçe uyguluyorum. Kişinin kendi kişisel gelişimini, yaşantısı içinde çatışmalarını, kişisel gelişimi içinde var olan duygu kontrolünü, sosyalleşme sürecinde yaşadığı problemleri, depresyonunu, yalnızlığını yada aile içi çatışmalarını burada sanat terapisini araç olarak kullanıyoruz. Sanatı kullandığımızda kişi kendini daha kolay ifade ediyor. Yeteneklerinin ve kişisel özelliklerinin farkına varıyor" dedi.
RESİM YETENEĞİNİ KEŞFETTİ
Sanat terapisi tedavi yöntemi ile danışanlarının tedavi sürecinde yeteneklerini de keşfettiğini söyleyen psikolog Nurdan Hızlı, "12 yaşındaki teknoloji bağımlısı bir erkek danışanımız geldi. Annesi artık çocuğunun bilgisayar dışında, hiçbirşey ile meşgul olmadığını ve derslerinde başarısız olduğunu söyledi. Biz sanatı araç olarak kullandık. Bilgisayarının onun için ne anlam ifade ettiğini, neden bilgisayarında oyunlar oynadığı üzerinde resimlerle çalıştık. Danışanımız çok güzel resim çiziyordu. Ancak yalnızdı. Arkadaşları onunla ilgilenmiyordu. Şişman bir danışanımızdı. Onunla dalga geçiyorlardı. Bunların hepsi çizdiği resimlerle ortaya çıktı. Resimleri o kadar güzeldi ki, annesi ve kendisi de çizdiği resimlere şaşırdı. Teknoloji bağımlılığının dışında var olan yeteneğini şimdiye kadar fark etmemişlerdi. Çalışmalarımız ile o yeteneği fark edildi" dedi.
Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE, (DHA)