Biritish Journal of Psychiatry adlı psikiyatri dergisinde yayımlanan araştırmada 30 kadar hastanın tedavisinde sanal gerçeklik kullanıldı.
Tedavide, sıkıntı veren sanrılar çeken bazı hastalar sanal ortamda bir metro treninin ve asansörün içine girdiler.
Hastaların bazılarına sanal ortamda da normalde sergiledikleri savunmacı davranışları sergilemeleri istendi.
Geri kalan hastalardan ise, savunma mekanizmalarını azaltmaları ve sanal ortamdaki karakterlere oldukça yaklaşarak gözlerine bakmaları istendi.
Kaygılarıyla yüzleşen bu ikinci grubun, paranoya sanrılarında azalma olduğu tespit edildi.
Araştırmayı sürdüren, Oxford Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nden klinik psikolog Profesör Daniel Freeman, BBC'ye yaptığı açıklamada "Temel olarak, paranoya, insanların tehdit altında olduklarına dair temelsiz bir inanıştır." dedi.
Freeman ayrıca "Sanal ortamda insanların güvende olduklarını tekrar öğrenmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Bu sağlandığında paranoya eriyip gidiyor" şeklinde konuştu.
Oxford Üniversitesi, toplumun yüzde 1 ila 2'sinin hayatlarının bir evresinde ciddi şekilde paranoya yaşadıklarını ve bunun şizofreni gibi zihinsel hastalıklarla bağlantılı olduğunu tahmin ediyor.
Ciddi bir güvensizliğe sahip paranoya hastaları, insanlarla temas etmekten kaçınıp evlerini nadiren terk ediyorlar.