Güneş Kayacı / TÜBİTAK
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite/aşırı hareketlilik bozukluğu (DEHB) çocuklarda sık görülen nörogelişimsel durumlardan biridir. Bu durum erişkinlikte dikkatini verememe, organize olamama, huzursuzluk, işleri bitirmekte güçlük, eşya kaybetme gibi belirtilerle kendini gösterir. DEHB'nin erişkinlerde görülebileceğinin kabul görmesi ve değerlendirmelerin ona göre yapılması 'dünün yaramaz çocukları'nı anlamak açısından önemlidir.
DEHB'nin yaşam boyu devamlılığı konusunda çeşitli görüşler vardır. Kimi bilim adamları DEHB belirtilerinin ergenlikle birlikte azalmaya başladığını iddia ederken, kimi bilim adamları bu belirtilerin nitelik ve nicelik olarak değiştiğini, ya da kişinin diğer yetilerini geliştirip kullanarak nörogelişimsel farklılığına uyum sağlamayı öğrendiğini ve belirtilerdeki azalmanın bu uyuma bağlı olduğunu iddia ederler.
DEHB tanısı almış yetişkinlerle yapılan araştırmalarda, sıklıkla geriye dönük DEHB belirtileri sorgulanır ve belirtilerin çocuklukta da var olduğu ve tedavi edilmediği için yetişkinliğe dek sürüp gittiği sonucuna varılır.
DEHB tanısı almış yetişkinlerle yapılan araştırmalarda, sıklıkla geriye dönük DEHB belirtileri sorgulanır ve belirtilerin çocuklukta da var olduğu ve tedavi edilmediği için yetişkinliğe dek sürüp gittiği sonucuna varılır. Oysa hem çocuklukta hem de yetişkinlikte benzer bir klinik tablonun olması bu belirtilerin devamlılığına veya aynı durumun çocukluktan yetişkinliğe dek devam ettiğine dair somut bir kanıt oluşturmaz. Aynı hastalık tablosunun devamlılığını öne sürmek için klinik gidişat, ailevi özellikler, ilaca uyum, nörolojik gelişim ve genel olarak tedaviye cevap gibi parametrelerin tümü göz önünde bulundurulmalı ve çalışmalar ileriye dönük olmalıdır. Diğer değişkenleri de göz önünde bulundurarak yapılmış çalışmaların ortak sonucu, DEHB'nin yetişkinliğe uzanan bir durum olduğudur. Bu konu ile ilgili olarak Faraone ve arkadaşlarının (2000) makalesi bilgi vericidir.
Günümüze dek yapılmış çalışmalarda bu belirtilerin çocukluktan yetişkinliğe devamlılığı ile ilgili farklı tezler öne sürülmüştür. Bir iddiaya göre, belirtiler çocukluk döneminde ve yetişkinlikte farklılık göstermese de bu belirtilerin davranışa yansıması farklı olabilmektedir. Bu görüşe göre, DEHB tanısı alan birey çocukken sırada bekleyememe, oyunu sessizce sürdürememe, aşırı hareket etme gibi özelliklere sahipken, yetişkin olduğunda hızlı araba kullanmayı tercih etme, birden fazla işte çalışma veya sık iş değiştirme gibi belirtiler gösterebilir. Bu belirtiler aynı dinamiklerden kaynaklanmaktadır, fakat kişinin yaşam biçimi ve içinde yaşadığı toplumun özelliklerinden etkilenerek, hatta onların doğrudan etkisi altında kendini belli eder.
Başka bir iddiaya göre, belirtiler çocukluktan yetişkinliğe geçerken niteliksel olarak bir değişim yaşar. Çocuklukta 'aşırı hareketlilik' kategorisi altında sınıflandırdığımız belirtiler sık görülürken, yetişkinlikte 'dikkat eksikliği' diye tasnif edilen belirtiler yaygın olarak görülebilir. Bu görüşe göre çocukken görülen dürtüsellik ve aşırı hareketlilik yerini yaşla birlikte ortaya çıkan ve gelişen yüksek düşünme becerilerindeki yetersizliğe ( kendini kontrol edememe, sorumlu davranışta bulunama, bir düzen içinde hareket etme ve diğer sosyal beceriler gibi ) bırakabilir.
Yetişkin hastalar hızlı araba kullanmayı tercih etme, birden fazla işte çalışma veya sık iş değiştirme gibi belirtiler gösterebilir.
Bilim adamlarının üzerinde hem fikir olduğu görüş ise, DEHB'nin uygun müdahalenin yokluğunda yetişkinliğe dek sürebileceğidir. Yapılan çalışmalar DEHB tanısı alan yetişkinlerin zamanı iyi kullanama, öfkelerini kontrol edememe, uyku bozukluğu, insan ilişkilerinde başarısızlık gibi psikososyal problemler yaşadığını ortaya koymuştur. Alkol ve madde bağımlılığı, depresyon, kişilik bozuklukları da sık yaşadıkları problemler arasındadır.
DEHB'nin çocukluktan yetişkinliğe devam eden bir durum olduğunun kabul edilmesi bağımlılık tedavisinde de önemlidir. Yapılan çalışmalarda yetişkin DEHB hastalarında alkol ve madde bağımlılığının görülme sıklığı % 50 olarak belirlenmiştir. Bu oranın yüksek olması DEHB'nin bağımlı yetişkinlerde de sorgulanması gereken bir durum olduğu ve bağımlılığa uygun müdahaleyi belirlerken dikkate alınmasını gerektiğini gösterir.
Aslında çoğu yetişkinde DEHB'nin varlığı bile sorgulanmaz, DEHB'den kaynaklanan bir takım yetersizlikler de kişilik özellikleri, irade zayıflığı veya zekâ kapasitesi ile açıklanmaya çalışılır. Alkol veya madde bağımlılığı gibi insan yaşamını ciddi oranda sekteye uğratacak bir durum da yaşanmıyorsa, o kişi toplumca olduğu gibi kabul görür. Geçmişin sözde 'yaramaz' çocuğu bugünün 'haylaz' ya da 'vurdumduymaz' bireyi haline gelir. Böyle bir durumda da, kişinin kabul görmesi, olumlanması aynı anda problemin yok sayılması anlamına gelebilir. Bu da çözümsüzlüğü doğuracak ve kişiyi baş etmesi daha güç bir dünyaya itecektir. Oysa yapılan çalışmalar uygun müdahale ile DEHB'nin her yaş döneminde tedavi edilebildiğini göstermektedir.
Kaynaklar: Faraone, S.V.,Biederman, J.,Spencer, T., Wilens, T., Seidman, L.J., Mick, E., et al. (2000). Attention-deficit/ hyperactivity disorder in adults: An Overview, Biological Psychiatry, 48, 9-20.