Esra TÜZÜN / Sabah Gazetesi
Stres ve travmatik deneyimlerin kabuslara neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Mine Özkan, "Kötü rüyalar, belirli ölçüde olduğu sürece normaldir. Ancak şiddet içeren rüyaları sık görüyorsanız, bir terapiste başvurun" dedi
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı, Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı ve Onkoloji Enstitüsü Psikoonkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine Özkan, kabuslar ile ilgili sıkça sorulan soruları yanıtladı.
Kabus görmenin altında hangi nedenler yatıyor?
Kabus nedenleri arasında stres faktörleri, travmatik deneyimler, kullanılan ilaçlar veya hastalıklar sayılabilir. Bununla birlikte, günlük hayatında hiçbir sorunu olmamasına rağmen sık sık kabus gören insanlar da vardır.
Kabuslar kişiyi nasıl etkiler? Bazen gün boyu kabusun etkisinde kalan var mı?
Korkutan ve bunaltan rüyalar, sabah uyanıldığında daha net hatırlanır. Genellikle ürkütücü rüyalar, daha çok yorumlatılır. Çünkü bir şeylerin işareti olabileceğine inanılır. Bu durum, aslında kişinin kaygısının ne derece yüksek olduğuna işaret eder. Normalde kabusun gün boyu etkisinde kalınmaz.
YAŞ SINIRI YOK!
Kimler daha sık kabus görür?
Kabus bozukluğu her yaşta ortaya çıkabilir. Ancak en sık üç-beş yaşları arasında görülür. Herhangi bir dış etken olmadan, korkutucu rüyaların görülmesi uyanmaya yol açan bir bozukluktur. Bu bozukluk, toplumda yüzde 5 oranında görülmektedir. Cinsiyetler arasında bir fark yoktur.
Psikanalistler kabusları nasıl yorumluyor?
Psikanalizin kurucusu Freud'a göre; rüyalar insanın uyanık hayatında arka plana itilmiş, sosyal ve etik değerlerle kontrol altında tutulmuş veya bastırılmış duygu ve düşüncelerin uykuda bilincin de rahatlamasıyla ön plana çıkmasıdır. Kimine göre; uyku durumu uyanıklık durumunun doğrudan devamı, kimine göre ise birbirinden tamamen bağımsızdır. Tartışmalarda iki yöntem ön plana çıkar; 'Sembolizm' ve 'Şifre' yöntemi... Sembolik rüya anlayışı, yeteri kadar bilimsel olmadığı gerekçesiyle elense de özellikle edebiyatçılar tarafından yaratılan yapay rüyalar için geçerli bir sistem olarak tavsiye edilmektedir. Bilincin incelenmesi, bağlamında Freud, şifre çözme yöntemini tercih etmiştir. Bu metoda göre rüyaların bir bütünü oluşturan parçalarının, kişinin uyanık hayatı ve psikolojisi üzerinden incelenmesi söz konusudur.
UYKUDA NEFES KESİLMESİ KABUS NEDENİ
Kabusların hastalıklarla ilişkisi var mı? Ateşlenen hastanın kabus görme riski artar mı?
Grip gibi ateşli hastalıklar, bazen kabuslara sebep olabilir. Uykuda nefesin kesilmesi ya da çok uyumak gibi diğer uyku bozuklukları da kabus görme sıklığını artırır. Kötü rüyalar ya da kabuslar, belirli ölçüde olduğu sürece normal karşılanırken, şiddet içeren rüyaların sıklıkla görülmesi halinde, bir terapiste danışılması gerekir.
HAP SORUNU ÇÖZMEZ!
Uyku bozukluğu ile rüyaların içeriği ya da kabuslar arasında ilişki var mı?
Uyku bozukluğu birçok psikiyatrik bozukluğun en önemli belirtisidir. Uyku bozukluğunun da birçok alt tipi vardır. Uykuya dalma güçlüğü, uykuyu sürdürme güçlüğü ve uyanma bozukluğu gibi... Uyku bozukluğu, tıbbi hastalıklar yanında birçok psikiyatrik hastalığın da önemli bir bulgusudur. Depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, alkol-madde bağımlılığı ve psikotik bozukluklar gibi... Bu hastalıklar uyku bozukluğu ile birlikte, rüyaların içeriğini de değiştirir. Böyle durumlarda asıl olan alttaki hastalığın tedavi edilmesidir. Uzmana danışılmadan 'uyku hapı' almak ciddi bir risktir. Sorunu çözmez, karmaşıklaştırır.
GELECEK HABERCİSİ DEĞİLLER!
'Rüyalar gelecekten haber verir' diye bir düşünce var. Rüyalar gelecekte olacaklar hakkında ipucu verir mi?
Rüyalar, gelecekten haber vermez. Bu konuda özel yetenekte bir insan söz konusu değildir. Rüyalar bilinçdışına itilmiş ya da bastırılmış muhtevanın sembolik bir şekilde yansımasıdır.
MANTIKLI DEĞİL
Rüyadaki öğelerin rüyayı oluşturan düşüncelerle arasındaki bağlantı özde temsiliyete dayanmaktadır. Yani rüyasını gördüğümüz şeyler, rüyada gerçekleşen düşünsel bir süreci ifade etmemektedirler. İfade edilen süreç kişinin uyanıkken gerçekleştirdiği entelektüel bir aktivitedir. Rüya, bu sürecin niteliklerini kalıp olarak alır ve belirli bağlantılarla malzemesine ekler. Bu nedenle rüyalarda mantık bağlantıları, neden-sonuç ilişkileri ya da çelişkiler doğrudan aranmaz.
ÇOCUKLAR GERÇEKLE HAYALİ AYIRAMAZ!
Çocukların mı yetişkinlerin mi rüyaları daha iyi ipuçları verirler?
Çocuklukta özellikle okul öncesi dönemde korkutan rüyalara daha çok rastlanmaktadır. Kabusların ortaya çıkması, çocuğun bu yaşlarda gerçek ile rüyayı birbirinden ayıramamasına ve fantezilerin, korkuların, hayali şeylerin yanlış anlaşılmasına bağlanmaktadır. Ergenlik döneminde ve erişkinlikte ortaya çıkarsa daha çok psikolojik faktörlerle ilişkili olabilir.
RÜYA İLE TERAPİ YAPILMASI GÜÇ!
Siz terapiye gelen hastalarınıza rüyalarını sorar mısınız, bundan ne tip sonuçlar çıkartılabilir?
Klinik psikolojik değerlendirmede kişinin duyguları, düşünceleri, algıları, yaşam durumları, geçmişi, bugünü, geleceği, hayalleri, bilinci ve bilinçaltı yani o kişiye ait her şey değerlendirilir. Bu bağlamda fantezileri de, rüyaları da ele alınır. Rüyadan tanı konmaz. Rüya ile terapi yapılmaz. Kişinin genel psikolojisinin ve bilinçaltının anlaşılmasında rüyalar yardımcıdır. Rüyalar bazı psikiyatrik bozukluklarda (travma sonrası stres bozukluğu gibi) daha anlamlı bir veri sunar.
RÜYAYA ANLAM YÜKLEMEK SAFSATA
Hep aynı rüyayı görmenin nedeni nedir? Sıkıntılı tüm anlarında benzer rüyayı görmenin altında ne yatar?
Tekrarlayan rüyalara özel anlamlar yüklemekten daha çok, rüyayı gören kişinin uzunca bir süredir uğraştığı bir sorunu olup olmadığı araştırılabilir.
PSİKOLOJİYİ ELE VERİR
Kabusların bir dili var mı? Yüksekten düşmek, ateş, kaybolmak gibi klasik rüyalar neyi ifade eder?
Rüya içeriğinin genelleştirilecek bir anlamı yoktur. Genel bir anlam yüklemek, bilimsel değildir. Kaygının ön planda olduğu psikiyatrik bozukluklarda daha çok tehlike temalı ve korkutucu rüyalar öne çıkmaktadır. Kişinin psikolojisini etkileyen yaşam durumları, algılanan tehditler, sosyal ve kültürel etkenler vardır. Kişinin psikolojisini dikkate almadan rüyaya anlam yüklemek, yorum yapmak safsatadır.
Kişi uyandığında rüyanın etkisinin hâlâ sürmesi normal mi?
Kafası devamlı bir konuyla meşgul olan kişi, uyuduğunda rüyasında karmakarışık şeyler görebilir. Heyecanlı bir sinema filmi izleyen kişinin rüyasında aynı şeyleri görmesi normaldir. Bu durum sadece etkisinde kalmaktır. Uykuda alınan bazı ilaçlar uyku görmeyi engelleyebilir.
Kabus nedenleri arasında stres faktörleri, travmatik deneyimler, kullanılan ilaçlar veya hastalıklar sayılabilir. Bununla birlikte, günlük hayatında hiçbir sorunu olmamasına rağmen sık sık kabus gören insanlar da vardır.
Korkutan ve bunaltan rüyalar, sabah uyanıldığında daha net hatırlanır. Genellikle ürkütücü rüyalar, daha çok yorumlatılır. Çünkü bir şeylerin işareti olabileceğine inanılır. Bu durum, aslında kişinin kaygısının ne derece yüksek olduğuna işaret eder. Normalde kabusun gün boyu etkisinde kalınmaz.
YAŞ SINIRI YOK!
Kabus bozukluğu her yaşta ortaya çıkabilir. Ancak en sık üç-beş yaşları arasında görülür. Herhangi bir dış etken olmadan, korkutucu rüyaların görülmesi uyanmaya yol açan bir bozukluktur. Bu bozukluk, toplumda yüzde 5 oranında görülmektedir. Cinsiyetler arasında bir fark yoktur.
Psikanalizin kurucusu Freud'a göre; rüyalar insanın uyanık hayatında arka plana itilmiş, sosyal ve etik değerlerle kontrol altında tutulmuş veya bastırılmış duygu ve düşüncelerin uykuda bilincin de rahatlamasıyla ön plana çıkmasıdır. Kimine göre; uyku durumu uyanıklık durumunun doğrudan devamı, kimine göre ise birbirinden tamamen bağımsızdır. Tartışmalarda iki yöntem ön plana çıkar; 'Sembolizm' ve 'Şifre' yöntemi... Sembolik rüya anlayışı, yeteri kadar bilimsel olmadığı gerekçesiyle elense de özellikle edebiyatçılar tarafından yaratılan yapay rüyalar için geçerli bir sistem olarak tavsiye edilmektedir. Bilincin incelenmesi, bağlamında Freud, şifre çözme yöntemini tercih etmiştir. Bu metoda göre rüyaların bir bütünü oluşturan parçalarının, kişinin uyanık hayatı ve psikolojisi üzerinden incelenmesi söz konusudur.
UYKUDA NEFES KESİLMESİ KABUS NEDENİ
Grip gibi ateşli hastalıklar, bazen kabuslara sebep olabilir. Uykuda nefesin kesilmesi ya da çok uyumak gibi diğer uyku bozuklukları da kabus görme sıklığını artırır. Kötü rüyalar ya da kabuslar, belirli ölçüde olduğu sürece normal karşılanırken, şiddet içeren rüyaların sıklıkla görülmesi halinde, bir terapiste danışılması gerekir.
HAP SORUNU ÇÖZMEZ!
Uyku bozukluğu birçok psikiyatrik bozukluğun en önemli belirtisidir. Uyku bozukluğunun da birçok alt tipi vardır. Uykuya dalma güçlüğü, uykuyu sürdürme güçlüğü ve uyanma bozukluğu gibi... Uyku bozukluğu, tıbbi hastalıklar yanında birçok psikiyatrik hastalığın da önemli bir bulgusudur. Depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, alkol-madde bağımlılığı ve psikotik bozukluklar gibi... Bu hastalıklar uyku bozukluğu ile birlikte, rüyaların içeriğini de değiştirir. Böyle durumlarda asıl olan alttaki hastalığın tedavi edilmesidir. Uzmana danışılmadan 'uyku hapı' almak ciddi bir risktir. Sorunu çözmez, karmaşıklaştırır.
GELECEK HABERCİSİ DEĞİLLER!
Rüyalar, gelecekten haber vermez. Bu konuda özel yetenekte bir insan söz konusu değildir. Rüyalar bilinçdışına itilmiş ya da bastırılmış muhtevanın sembolik bir şekilde yansımasıdır.
MANTIKLI DEĞİL
Rüyadaki öğelerin rüyayı oluşturan düşüncelerle arasındaki bağlantı özde temsiliyete dayanmaktadır. Yani rüyasını gördüğümüz şeyler, rüyada gerçekleşen düşünsel bir süreci ifade etmemektedirler. İfade edilen süreç kişinin uyanıkken gerçekleştirdiği entelektüel bir aktivitedir. Rüya, bu sürecin niteliklerini kalıp olarak alır ve belirli bağlantılarla malzemesine ekler. Bu nedenle rüyalarda mantık bağlantıları, neden-sonuç ilişkileri ya da çelişkiler doğrudan aranmaz.
ÇOCUKLAR GERÇEKLE HAYALİ AYIRAMAZ!
Çocuklukta özellikle okul öncesi dönemde korkutan rüyalara daha çok rastlanmaktadır. Kabusların ortaya çıkması, çocuğun bu yaşlarda gerçek ile rüyayı birbirinden ayıramamasına ve fantezilerin, korkuların, hayali şeylerin yanlış anlaşılmasına bağlanmaktadır. Ergenlik döneminde ve erişkinlikte ortaya çıkarsa daha çok psikolojik faktörlerle ilişkili olabilir.
RÜYA İLE TERAPİ YAPILMASI GÜÇ!
Klinik psikolojik değerlendirmede kişinin duyguları, düşünceleri, algıları, yaşam durumları, geçmişi, bugünü, geleceği, hayalleri, bilinci ve bilinçaltı yani o kişiye ait her şey değerlendirilir. Bu bağlamda fantezileri de, rüyaları da ele alınır. Rüyadan tanı konmaz. Rüya ile terapi yapılmaz. Kişinin genel psikolojisinin ve bilinçaltının anlaşılmasında rüyalar yardımcıdır. Rüyalar bazı psikiyatrik bozukluklarda (travma sonrası stres bozukluğu gibi) daha anlamlı bir veri sunar.
RÜYAYA ANLAM YÜKLEMEK SAFSATA
Tekrarlayan rüyalara özel anlamlar yüklemekten daha çok, rüyayı gören kişinin uzunca bir süredir uğraştığı bir sorunu olup olmadığı araştırılabilir.
PSİKOLOJİYİ ELE VERİR
Rüya içeriğinin genelleştirilecek bir anlamı yoktur. Genel bir anlam yüklemek, bilimsel değildir. Kaygının ön planda olduğu psikiyatrik bozukluklarda daha çok tehlike temalı ve korkutucu rüyalar öne çıkmaktadır. Kişinin psikolojisini etkileyen yaşam durumları, algılanan tehditler, sosyal ve kültürel etkenler vardır. Kişinin psikolojisini dikkate almadan rüyaya anlam yüklemek, yorum yapmak safsatadır.
Kafası devamlı bir konuyla meşgul olan kişi, uyuduğunda rüyasında karmakarışık şeyler görebilir. Heyecanlı bir sinema filmi izleyen kişinin rüyasında aynı şeyleri görmesi normaldir. Bu durum sadece etkisinde kalmaktır. Uykuda alınan bazı ilaçlar uyku görmeyi engelleyebilir.