Rehberlik hizmetleri özel okul ve dershanelerden sonra, devlet okullarının da en önemli birimlerinden biri haline geldi. Bunun nedeni, kuşkusuz kültürler arasındaki sınırların eridiği global dünyada, insan ilişkilerini belirleyen toplumsal davranış kalıplarının da gevşeyip, yaptırım gücünü yitirmesidir.
Çünkü bugün post modern ortamda, insan ilişkileri belirsizleşip anlaşılmaz olmuştur.
Bu olgu, insanların, toplum ve kurum ilişkisini soyut bir niteliğe dönüştürmüştür.
Bu da eğitim kurumlarında rehberlik hizmetlerinin yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
***
Gerçekten de bir okula kayıt yaptırmak için bile gittiğinde öğrenci, mutlaka rehberlik servisine gönderiliyor.
Okul sürecinde bütün öğrencilerin bu serviste dosyası mevcuttur. Kişisel bilgilerin yer aldığı bu dosyalarda; öğrencinin geçmişi hakkında bilgiler, dersteki durumu, arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle ilişkisi, yaşadığı sağlık problemleri ve aile bilgileri mevcuttur.
Bu yüzden rehber öğretmenler çocuğa ve ailesine ait çok özel bilgilere sahip olur. Dolayısıyla aile pek çok sorunu onlarla paylaşır. Bir tür sırdaş da denebilir. Öğretmenleri ve okul idaresini de rehber öğretmenleri yönlendirir.
Kısacası okullarda rehber öğretmenin çok kritik ve önemli rolü vardır.
***
İşte bu önemli rol bazen yanlış uygulamalar yapmalarına neden olabiliyor.
Teşhis koyucu ve tedavi edici olabiliyorlar.
Oysa onların görevi yönetimin bir parçası olmaktır. Yönlendirme ve filtre yapmak olmalıdır.
Pedagojik yaklaşımdan uzaklaşıp psikolojik tedavi işine asla soyunmamalılar.
Aksi takdirde, onların yanlışının bedeli, öteki yanlışlardan çok daha ağır oluyor. Örneğin öğrenciye ilaç tavsiye eden rehber öğretmenleri tanıyorum. Özellikle hiperaktif çocuklara çok kolay reçete yazabiliyorlar. Çünkü bu öğrenciler derste diğerlerini rahatsız ediyor. Problemin kaynağı olarak görülüyorlar.
En kolay yol, sınıfın huzuru için, çocuğun beynini yavaşlatan ilaçlar vermek.
Oysa bu öğrencilere gereken tolerans sonuna kadar tanınmalıdır. Çünkü dünyadaki bütün mucitler sıra dışı kişilerden çıkar. Son çare olarak uzmana yönlendirmeleri gerekir.
***
Belki velilerin ve öğretmenlerin bilinçsiz yaklaşımları rehber öğretmenleri psikolojik tedavi yapmaya itiyor. Alt yapıları da buna müsait olduğu için kendilerini geri alamayanlar çıkıyor.
Tekrar etmekte yarar görüyorum, rehber öğretmenlerin psikolojik manadaki işi 'bilgilendirme' ve 'yönlendirme' dir. Çocukta veya ailede var olan bir sorunu anlayabilmeli, veli veya öğretmeni bilgilendirmeli ve uzmana yönlendirmelidir.
Eğitimde 'rehberlik' ve 'psikolojik' hizmetler birbirinden mutlaka ayrılmalıdır.
Psikolojik hizmet okulun ve rehberlik servisinin işi değildir. Veliler de bu öğretmenlerden böyle bir hizmet beklentisi içerisinde olmamalıdır.
Yarar yerine zarar görürler.
Bir psikolog nasıl ki eğitimci değilse, rehber öğretmenleri de psikolog değildir.
Çünkü bugün post modern ortamda, insan ilişkileri belirsizleşip anlaşılmaz olmuştur.
Bu olgu, insanların, toplum ve kurum ilişkisini soyut bir niteliğe dönüştürmüştür.
Bu da eğitim kurumlarında rehberlik hizmetlerinin yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
***
Gerçekten de bir okula kayıt yaptırmak için bile gittiğinde öğrenci, mutlaka rehberlik servisine gönderiliyor.
Okul sürecinde bütün öğrencilerin bu serviste dosyası mevcuttur. Kişisel bilgilerin yer aldığı bu dosyalarda; öğrencinin geçmişi hakkında bilgiler, dersteki durumu, arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle ilişkisi, yaşadığı sağlık problemleri ve aile bilgileri mevcuttur.
Bu yüzden rehber öğretmenler çocuğa ve ailesine ait çok özel bilgilere sahip olur. Dolayısıyla aile pek çok sorunu onlarla paylaşır. Bir tür sırdaş da denebilir. Öğretmenleri ve okul idaresini de rehber öğretmenleri yönlendirir.
Kısacası okullarda rehber öğretmenin çok kritik ve önemli rolü vardır.
***
İşte bu önemli rol bazen yanlış uygulamalar yapmalarına neden olabiliyor.
Teşhis koyucu ve tedavi edici olabiliyorlar.
Oysa onların görevi yönetimin bir parçası olmaktır. Yönlendirme ve filtre yapmak olmalıdır.
Pedagojik yaklaşımdan uzaklaşıp psikolojik tedavi işine asla soyunmamalılar.
Aksi takdirde, onların yanlışının bedeli, öteki yanlışlardan çok daha ağır oluyor. Örneğin öğrenciye ilaç tavsiye eden rehber öğretmenleri tanıyorum. Özellikle hiperaktif çocuklara çok kolay reçete yazabiliyorlar. Çünkü bu öğrenciler derste diğerlerini rahatsız ediyor. Problemin kaynağı olarak görülüyorlar.
En kolay yol, sınıfın huzuru için, çocuğun beynini yavaşlatan ilaçlar vermek.
Oysa bu öğrencilere gereken tolerans sonuna kadar tanınmalıdır. Çünkü dünyadaki bütün mucitler sıra dışı kişilerden çıkar. Son çare olarak uzmana yönlendirmeleri gerekir.
***
Belki velilerin ve öğretmenlerin bilinçsiz yaklaşımları rehber öğretmenleri psikolojik tedavi yapmaya itiyor. Alt yapıları da buna müsait olduğu için kendilerini geri alamayanlar çıkıyor.
Tekrar etmekte yarar görüyorum, rehber öğretmenlerin psikolojik manadaki işi 'bilgilendirme' ve 'yönlendirme' dir. Çocukta veya ailede var olan bir sorunu anlayabilmeli, veli veya öğretmeni bilgilendirmeli ve uzmana yönlendirmelidir.
Eğitimde 'rehberlik' ve 'psikolojik' hizmetler birbirinden mutlaka ayrılmalıdır.
Psikolojik hizmet okulun ve rehberlik servisinin işi değildir. Veliler de bu öğretmenlerden böyle bir hizmet beklentisi içerisinde olmamalıdır.
Yarar yerine zarar görürler.
Bir psikolog nasıl ki eğitimci değilse, rehber öğretmenleri de psikolog değildir.