Ayaklarda, bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarına, el ve parmaklarla uygulanan baskı tekniği refleksoloji, migren, bel-boyun fıtığı, alt ıslatma, yürüme ve motor bozukluklar, gelişim gerilikleri, el bileğindeki sinir sıkışmaları, eklem ağrıları ve romatizma, depresyon, felç ve travmalar, konuşma bozuklukları ve cinsel sorunların tedavisinde uygulanıyor.
Yaklaşık beşbin yıllık tarihi olan ve dünya literatüründe ''Tamamlayıcı Tıp'' olarak bilinen ''Refleksoloji'' bilimi, Türk bilim insanlarının buluşuyla nörolojik birçok rahatsızlığa şifa olarak gösteriliyor.
Psikolojik Danışmanlık ve Refleksoloji Merkezi (PSİKOAKADEMİ) kurucularından Psikolog ve Refleksoloji Uzmanı Halil Tabur, yaptığı açıklamada, refleksolojinin ayaklarda, bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarına, el ve parmaklarla uygulanan bir baskı tekniği olarak tanımlandığını ve birçok hastalığın tedavisinde uygulandığını söyledi.
Refleksolojinin en çok migren, bel-boyun fıtığı, alt ıslatma, yürüme ve motor bozukluklar, spastik bozukluk, gelişim gerilikleri, otizm, karpaltunel-el bileğindeki sinir sıkışmaları eklem ağrıları ve romatizma, depresyon-anksiyete-panik atak, felç ve travmalar, konuşma bozuklukları kabızlık ve hazımsızlık, hormon sorunları, vajinismus-erken boşalma-cinsel soğukluk ve kas rahatsızlıklarında etkili olduğunu belirten Tabur, refleksoloji seans sıklığının hastalığın derecesine ve hastalığa göre değiştiğini ifade etti.
Tabur, bel fıtığında seans sayısının 20 ile 30 seans sürerken, spastik bir çocuğa uygulanan refleksolojinin haftada üç dört seanstan bir yıla kadar devam edebildiğini, seans süresinin değişmekle birlikte yaklaşık 20-40 dakika kadar devam ettiğini anlattı.
Seans süresine uzman tarafından karar verilebileceğini belirten Tabur, uygulamada yan etkiler olabileceğinden refleksolojinin kesinlikle uzman tarafından uygulanması gerektiğini vurguladı.
-REFLEKSOLOJİ NE SAĞLIYOR?-
Tabur, refleksoloji uygulaması ile kan dolaşımını düzenlenerek lenfatik sistemin çalışmasına katkıda bulunulduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
''Vücudun toksinlerden arınmasına yardımcı olur. Dikkat eksikliğinin giderilmesinde, algılamada, hafıza ve öğrenmeyi kolaylaştırmada etkili oluyor.
Ağrı kesici etkisi bulunuyor. Özellikle eklem ağrıları ve stres kökenli baş ağrılarında çok çabuk etki gösteriyor. Hücrelerin iyi şekilde beslenmesini sağladığından, yaşlılık belirtilerini geciktiriyor. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için hastalıklara daha dirençli olunmasına yardımcı oluyor. Stresi azaltmada başarılı etkiye sahip olduğundan anksiyete ve panik atak bozukluğuna etki sağlıyor. Vücut organlarının iyi çalışmasını imkan tanıyor. Ameliyat sonrası vücudun toparlamasına yardımcı oluyor. Kaslar ve tendonlardaki spazmı azaltıyor.
Sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahip oluyor. Depresyon düzeyini düşürüyor. Hastalık sonrası vücutta toplanan ödemin atılmasına yardım ediyor. Hareketsiz yaşam tarzı olan kişilerde olumlu etkiye sahip oluyor. Yağ ve ter bezlerini aktifleştirerek cildin nemlenmesini sağlıyor.''
-''ÜÇ AYLIK TEDAVİ SONRASINDA YÜRÜMEYE BAŞLADI''-
Psikolog ve Refleksoloji Uzmanı Tabur, spastik çocukların tedavisinde bu metotla merkezi sinir sisteminin uyarılarak beyindeki hasarlı bölgenin ve hasarlı bölgedeki nöronların onarıldığını, bu şekilde motor bozuklukların azaldığını anlattı.
Spastik çocuklardaki sorunların tamamen düzeltilmesinin mümkün olmadığını, ancak belirgin iyileşmeler elde edildiğini belirten Tabur, bu hastaların sol ayaklarına uygulanan tedavi ile omur ve beyin bölgesinin, sağ ayaktan ise kasların uyarıldığını ifade etti.
Hastalarından beyin felcine bağlı spastik özürlü olan 9 yaşındaki İlhan Taha Yıldırım'ın üç aydır refleksoloji tedavisi aldığını anlatan Tabur, Yıldırım'ın ayak uçlarına bastığı için yürüyememe, konuşma geriliği, algı sorunu ve dikkat eksikliği ile ileri düzeyde kabızlık sorunu yaşadığını söyledi.
Tabur, tedavi ile birlikte bu sorunların tümünde önemli gelişmeler elde ettiklerini belirtti.
Uygulanan tedavi sonrasında ayak tabanlarına basabildiğini, kollarından tutulduğunda yürüyebildiğini ifade eden Tabur, ''Artık konuşabiliyor, öğrenme hızı arttı ve kasılmaları azaldığından kıyafetlerini çok daha rahat giyinebiliyor. Üç aylık tedavi sonrasında yürümeye başladı'' dedi.
Yıldırım'ın bakımını üstlenen Dedesi İlhan Yıldırım da, torunları ile doğuşundan itibaren kendilerinin ilgilendiğini belirtti. Dede Yıldırım, ''Taha'nın kasları çok sertti. Botoks tedavisi yapılıyor, ancak iki ay sonra kasları yine sertleşiyordu. Kalıcı bir çözüm olmuyordu. Bu tedavi ile kasları yumuşadı. ayaklarının tabanına basabiliyor, kollarından destekle yürüyebiliyor. Kabızlık sorunu kalmadı. Konuşmaya başladı. Her sabah yeni kelimeler söylüyor. Boynunu tutabiliyor, yürürken koluma az yük veriyor. 2.5 ayda çok büyük gelişmeler oldu'' diye konuştu.
''25 ADIM ATABİLİYORUM''-
31 yaşındaki kas hastası Neslihan Doğan'da bu tedaviden yararlananlar arasında yer alıyor. Üç aydır refleksoloji tedavisi gören Doğan, ''Hastalığımın tedavisi yoktu. Yürüyemiyordum. Kol ya da baston desteği ile yürüyebilirken şimdi onlar olmadan 25 adım atabiliyorum. Bunun ne tadar önemli olduğunu anlatabilmek mümkün değil'' dedi.
-''İLERLEYEN DÖNEMDE KOŞABİLECEĞİNE İNANIYORUM''-
Erken doğuma bağlı gelişim bozukluğu bulunan ve şu an iki yaşında olan Atlas Köse de bir süredir bu tedaviden faydalanıyor.
Köse'nin annesi Sultan Köse, yaşanan süreci şöyle anlattı:
''Oğlum 5 aylık doğdu. Doktorlar yaşamayacağını, yaşaması halinde de parmağını dahi oynatamayacağını belirtmişti. Bazı tedaviler gördü. ardından buraya başvurduk. Geldiğinde başını oynatamıyor, sağa sola çeviremiyor, tutamıyordu. Henüz bir sene bile olmadı ama müthiş değişiklikler yaşadık.
Şu an oğlum basabiliyor ve adım atabiliyor. İlerleyen dönemde koşabileceğine hatta her şeyi yapabileceğine inanıyorum.''