Ramazan ayı vücudu disipline sokuyor

Ramazan ayı için vücudun 15-16 saat sürecek açlığa ve susuzluğa dayanabilecek şekilde hazırlanması gerekiyor.

Önceden aşırı alkol alıp, bir ay süre ile almayanlarda karaciğer açısından faydalı sonuçlar gözlediklerini belirten Prof. İlgün, normalde aşırı sigara içip bu ayda azaltanların da kendilerini zinde hissederek bu alışkanlıktan vazgeçebildiklerini ifade ediyor.

Ayrıca Ramazan ayında aşırı yemek yemeyip kilosunu azaltan kişilerin de kan yağlarında düşüşler gözlediklerini söyleyen Prof. İlgün, Ramazan ayında insan sağlığı açısından bazı risklerin de bulunduğuna değinerek bunları şöyle sıraladı:
 Uzun süre midenin boş kalıp iftarda fazla doldurulması
 Hızlı yemek yeyip iyi çiğnememek
 Sahurda fazla ve uygunsuz gıdalar yeyip hemen yatmak
 Mevcut uzun süreli ve önemli bir hastalığın olması
 Devamlı alınması gereken ilaçların olması ve onların alımındaki aksaklıklar

AZ YEYİN, ŞARKÜTERİ ÜRÜNÜNÜ AZ TÜKETİN
Ramazan ayında bilinçli beslenmenin nasıl yapılacağı, oruç tutanların en çok merak ettiği konu. Bu ayda oruç tutacak kişilerin pratikte zor uygulanacak önerilerden uzak durması gerekiyor.

Ramazan’da sağlıklı beslenmenin tarifini yapan Prof. Koptagel İlgün, “Az yemek yemek, şarküteri çeşitlerini daha az tüketmek, yavaş ve iyi çiğneyerek yemesi, iftar ve sahur arasında sıvı ihtiyacının karşılanması ve sahurda da muhakkak ve özellikle tok tutabilecek gıdalar alınması sağlıklıdır” diye konuştu.

TANSİYON VE ŞEKER HASTALARI DİKKATLİ OLMALI
Şeker hastalığı düzenli yemek yemeyi gerektiren bir hastalık olduğundan, hastaların mutlaka ara öğün tüketmesi gerekiyor.

Gün içinde yaklaşık 15 - 16 saat hiçbir gıda almayanlarda şeker normalin çok altına düşüyor. Ağız yoluyla şeker ilacı kullananlarda bu düşüş daha da fazla oluyor. İftarda fazla yenen bir yemek de şekerdeki denge bozukluğunu iyice artırıyor.

Prof. İlgün, şeker ve tansiyon hastalarının oruç tutmamalarının sağlıkları için yararlı olacağını belirterek şöyle konuştu:
“Çok dengeli seyreden, insülin kullanmayan ve ayrıca oruç tutmazsam ruhsal durumum bozuluyor diyen hastalarımız var. Bu hastalara sık sık şeker kontrolü yapmaları kaydıyla oruç tutmalarına izin versek de, vücut kendi biyoritmi içerisinde gerekli tepkiyi gösterince kişinin bu durumda oruç tutmaması gerekir. Aynı şeyi günde 1 defalık doz ilaç ile tansiyonu dengelenen tansiyon hastası için de söylemek mümkündür. Ama bu iki hastalıkta da bir kereden birşey olmaz diye tatlı ve tuzlu gıdalar fazla tüketilirse elbetteki doğru sonuç elde edilemez.”

KİMLER ORUÇ TUTMAMALI?
Ramazan ayında oruç tututlaması gereken özel durumlar var. Prof. Dr. Koptagel İlgün, bu durumları şöyle sıralıyor:
 Parkinson, Alzheimer, sara, psikiyatrik bozukluk, kanser hastalığı
 Mide şikayetleri olanlar (daha önce mide ülseri ve kanaması geçirmiş olan kişiler)
 Reflü şikayetleri olanlar (oruç tutmadan önce şikayetlerini doktorları ile paylaşıp aldıkları önerilere uymaları gerekir)
 Şeker hastaları
 Kronik böbrek yetmezliği olanlar
 Kalp ve tansiyon hastaları
 Yaşlı ve vücutça düşkün kişiler
 Mide ve barsak hastalığı olanlar
 Düzenli olarak ilaç kullanması gerekenler
 Ameliyatlı veya ameliyatın dinlenme döneminde olan kişiler
 Hamile veya çocuk emziren kadınlar
 Grip, zatürre, yüksek ateş, ishal yani mevsimlere veya vücut direnç düşüklüğüne göre ani başlayan rahatsızlığı olanların da hiç olmazsa hastalık günlerinde oruç tutmamaları gerekiyor

DİYETİSYENLER NE DİYOR?
Ramazan ayında, beslenme ve diyet uzmanlarının önerilerine de kulak vermek gerekiyor. International Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin, Ramazan ayında öğün sayısının azalmasıyla birlikte metabolizmanın da yavaşladığını ve kilo alındığını belirtiyor.

Ramazan döneminde insanlar belki bir yılda yemediklerini iştahlarının açılmasıyla birlikte bir ayda tüketiyorlar. Oruç tutmak isteyenlere mutlaka sahur yapmalarını önerdiklerini belirten Dilem İrkin, “Ramazan ayında en çok yapılan hataların başında sahura kalkmamak geliyor. Aç kalınan süre çok uzun olduğundan sadece akşam yemeğiyle oruç tutanlar gün içinde çok zorlanıyorlar” dedi.

AĞIR AKŞAM YEMEĞİ, İFTARDA KALP SPAZMI YAPABİLİR
Akşam yemeğinde yağlı, hamur işi, kızartma türü yiyeceklerin tüketilmesini önermediklerini belirten İrkin, “Bu ağır yiyeceklerin yenmesi, iftarda kalp spazmlarının yaşanmasına, tansiyonun yükselmesine, gün içinde baş dönmesi, tansiyon düşmesi, akşam yemek yenilmesiyle birlikte şeker yükselmesine bağlı baş ağrısı ve mide spazmına yol açabiliyor” diye konuştu.

RAMAZANDA BESLENME ÖNERİLERİ
Gün boyu oruç tuttuktan sonra orucu açma zamanı geldiğinde, birdenbire yemekleri hızlı bir şekilde yeyip masadan kalkmamak gerekiyor. Bütün gün boş kalan mide, tıka basa yenilen yemeklerle doluyor ve hazımsızlık şikayetleri de ortaya çıkıyor. Dilem İrkin, bu nedenle şu beslenme önerilerinde bulunuyor:
 Orucunuzu hafif bir çorbayla açın
 Çorbadan yarım saat sonra yemeğe devam edin
 Ana yemeği yerken, ekmek ve yoğurt da tüketmeye özen gösterin
 Ana yemekten 1-2 saat sonra meyve ya da sütlü tatlı tüketilebilirsiniz
 Sahurda beyaz peynir, kepekli ekmeği mutlaka tüketin. Çünkü esmer ekmek, kan şekerini dengede tutup, tok kalmaya yardımcı olur
 Ekmek yerine sahurda 4-5 yemek kaşığı yulaf ezmesi, iki tane ceviz, bir bardak süt içebilirsiniz.
 Sahurda domates, salatalık tüketmek kabızlığı önlemede etkili olacağı gibi, yumurta tüketmek de tokluk hissi verir
 Sahurda yağda kızartmalardan uzak durun ve bol bol su içmeye özen gösterin
 Akşam yemeği ve sahurda, ağır hamur işlerinden kaçının
 Ayva, kabak ya da süt tatlılarını akşam öğününden 1-2 saat sonra alabilirsiniz
 Haftada bir kez şarküteri tüketebilirsiniz, ancak her gün yemeyin
 Aç karnına spor yapmayın, ama iftardan 1-2 saat sonra, imkanınız varsa hafif bir yürüyüş, bol su içmek, meyve tüketmek kabızlığı da önler.

NTV

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri