Öncelikle şunu belirtmeliyim; Türkiye’de Ruh Sağlığı yasası olmadığı için Psikoloji alanında faaliyet gösteren bir kurumun açılışı için ruhsat verebilecek bir oda, federasyon yada konfedarasyon yok. Psikolojik etkinlikleri yada sertifikasyonları onaylayacak olan bir akreditasyon merkezi de yok. Aslında Türkiye Cumhuriyeti sanki Psikolojiyi bir bilim olarak görmüyor. Yada unutmuş. Psikoloji bilimi ile ilgili sınırlı bir ilişkisi var. Flört bile değil. Yasal olarak; Psikoloji bölümü var. Bir iki yüksek lisans programı var. Mevzuat yok, istihdam yok denecek kadar az.
Psikoloji Merkezi Açılışı İçin Faaliyet Kodu - Tıklayınız
Yasası olmayan bir bilim olarak psikoloji Türkiye’de nasıl yaşam alanı buluyor. Aslında yaşadığı falan yok. Pamuk ipe asılı bir bilim. Ne devlet bu bilimi tanıyor ne de özel sektör bu alana kucak açıyor. Neyseki Türkiye toplumu psikolojiyi seviyor. Belki de aleyhine bu kadar güçlü bir elverişsiz ortam olmasına rağmen psikolojinin hayatta kalabilmesini sağlayan en büyük faktör, toplumun psikolojiye olan sevgisidir. Psikoloji toplum nezdinde hem gizemli hem de sempatik…
Biz konumuza dönelim…
PSİKOTERAPİ MERKEZİ NASIL AÇILIR?
Bir psikolog psikoterapi merkezi açamaz. Nedeni ise içinde terapi kelimesi var. Terapi tedavi anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre tedavi yetkisi sadece tıp hekimlerine verilmiş. Dolayısıyla Psikoterapi Merkezi ancak tıp kökenli olduğu için Psikiyatri veya nöropsikiyatri hekimlerinin öncülüğünde açılabilir. Hastanelerin büyük bir kısmında psikoloji diye bir servis yok. Psikologu olanlar ya bir diyetisyenle yada farklı bir departman adına açılmış odaları kullanıyor. Bakmayın şu an piyasada psikoterapist ünvanı kullananlara. Aslında yok öyle bir unvan. Herhangi bir şikayet durumunda yasal işlem yapılabilmekte ve ilgili kurumun faaliyetleri durdurulabilmektedir. Nitekim 2011 yılında Türkiye Psikiyatri Derneğinin şikayeti ile İstanbul Sağlık Müdürlüğü İstanbul’da ki bir çok kurumu kapattırmıştı. Sonra araya siyasi irade girmek suretiyle söz konusu merkezler faaliyetlerine geri döndü. Gördüğünüz gibi oldukça muallak bir durum var ve bizim konumuz bile sürekli ana mecrasından uzaklaşıyor. Neyse biz devam edelim.
Şimdi cevabı merak edilen soru şu?
Psikoterapi merkezini psikolog açamadığına göre piyasada faaliyet gösteren bu kadar kurum neye dayanarak bu merkezleri açıp faaliyetlerine devam ediyor. Aslında çok basit. Çünkü Türkiye’de danışmanlık merkezleri ile ilgili yasal mevzuat oldukça geniş. Bunun hizmet alt kolları var. Mevcut kurumlar bunu dayanak göstererek -psikoterapi merkezi adı altında olmasa da- danışmanlık merkezleri adı altında faaliyet gösteriyorlar. Şimdi adım adım Psikoterapi Merkezi -Pardon düzeltelim- Psikolojik Danışmanlık merkezi nasıl açılır? Onun bilgisini vereyim.
Öncelikle bir mali müşavir ile görüşün.
Ona, psikolojik danışmanlık alanında faaliyet gösteren bir danışmanlık merkezi kurmak istediğinizi belirtin.
Mali müşavir size şahıs şirketi mi limitet şirket mi açmak istersin diye sorar. Şahıs veya limited fark etmez.
Sonra hizmet vereceğiniz ofisi kiralayın veya satın alın
O arada mali müşavir sizin adınıza tüm evrak ve belgeleri hazırlar. Size sadece ofisin içini dizayn etmek ve ekibinizi oluşturmak düşer.
Sonra web sitenizi hazırlayıp potansiyel danışanlarınıza gönül rahatlığıyla hizmet verin.
BUNLARI YAPMAYIN!
Danışanınıza hasta demeyin.
Kurumunuzu tanıtan web sitesi yada tanıtıcı broşürlerde terapi (tedavi) kelimesi kullanmayın. (Örneğin depresyon tedavisi yerine “depresyonla başa çıkmak için profesyonel destek” ibaresini kullanın)
İlaçlarla ilgili yorum yapmayın.
Beyaz önlük giymeyin.
İllaki danışanın size sayın doktor diye hitap etmesinden hoşlanıyorsanız gidin doktora yapın ve doktor unvanını gönül rahatlığıyla kullanın.
BENİM ÖNERİM ŞU!
Bu söylediklerim Psikotererapi Merkezi açmakla ilgili. Bununla beraber Aile Danışmanlığı Merkezi açmak gibi bir durum var. Psikolojik Danışmanlık faaliyetleri Aile Danışmanlığı Merkezi bünyesinde de yapılabilir. Hatta ruhsatlandırma ve faaliyet izni sadece Aile Danışmanlığı Merkezleri için yasal zemine sahip. Kurumunuz Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından ruhsat izni aldığı için Sağlık Bakanlığı’nın denetimine de tabi olmaktan çıkıyor. Hem Psikiyatri hekimlerinin yardımcı elemanı gibi çalışmaktan kurtulmuş olur hem de bağımsız bir meslek elemanı gibi hizmet vermiş olursunuz. Bence mevcut koşullarda Türkiye’de Psikolojik Danışmanlık faaliyetlerini Aile Danışmanlığı Merkezi bünyesinde yürütmek daha ideal.
AİLE DANIŞMANLIĞI MERKEZİ NASIL AÇILIR?
1 – Bir mali müşavirle görüşüp şahıs veya limitet şirket kuruyorsunuz.
2 –Şirket kurulduktan sonra hizmet vereceğiniz ofisin belli standartlara sahip olması gerekir. Kapıların açılış yönlerinden, levhalara, odaların büyüklüğünden binanın iskan veya doğal afetlere karşı sağlam olduğunu belirten raporlara kadar bir çok belge gerekiyor. Yangın merdiveni, engelli girişi gerekebilir. Bunlar fiziki koşullar.
3 – Bununla beraber aile danışmanlığı yüksek lisans diploması, YÖK veya MEB onaylı aile danışmanlığı sertifikası istenen evraklar arasında. Hizmet verecek olan personelin mezuniyet diplomaları, belli sayıda çalışan olması vb ayrıntıları da unutmamak lazım… Açılış prosedürü ile ilgili bulunduğunuz ildeki Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne başvurup istenilen belgeleri hazırlayıp ruhsatınızı alabilirsiniz. Biraz zorlu bir süreç ama bu ruhsatı almak kurum sahibine zihnen iyi rahatlama sağlar.. Hatta belli standartlara ve denetime tabi kurum açmak kaliteyi de yükselten bir faktör.
Son olarak dramatik bir tespitle sonlandırayım yazımı.
İlk kısımda bahs ettiğim psikolojik danışmanlık merkezi açmak için lise mezunu olmak yetiyor. Psikoloji diplomasının hiçbir anlamı yok. Kişisel gelişim merkezleri, yurtdışı danışmanlık merkezleriyle benzer prosedürlere tabi. Üzücü bir durum ama mevcut tablo bu. Her ne kadar istenilen düzeyde ideal olmasa da, bir çerçeve geliştirdiği için Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı tebrik ediyorum.
Bir sonraki yazıda görüşmek dileği ile… Saygılarımla
Sponsor Bağlantı
KISA SÜRELİ BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ Kitabı Çıktı