Psikolojik Danışman Adaylarına Öneriler

Psk. Dan. Yusuf BAYALAN

Zaman zaman psikoloji, psikolojik danışmanlık gibi bölümlerde okuyan ya da bu bölümlerden yeni mezun olanların sorularına muhatap olmaktayım. Bu sorular genelde “İyi bir psikolojik danışman olmak için neler yapmalıyım?” bağlamında soruluyor. Ben de, hem bu sorulara cevap hem de psikolojik danışman adaylarına ipucu olması amacıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Aşağıda sıralayacağım maddelerin bir kısmı kendi mesleki yaşantımda uygulayıp pozitif etkilerini gördüğüm tutumlar olurken bazıları da pişmanlıklarımın ürünüdür. Başkalarının deneyim ve pişmanlıklarından ders çıkarmayı becerebilenler için bu yazının faydalı olacağını umuyorum. İşte önerilerim:

Çok okuyun:Okumalarınızın merkezinde öncelikle mesleki kuramlar yer alsın. Özellikle öğrencilik sürecinde, karşılaştığınız kuram ve kuramcıları anlama çabanızı, ders materyali dışındaki okumalarınızla güçlendirin. Okurken, baştan savma davranmayın; dünyanın en önemli metnini anlamaya çalışıyor gibi davranın. Notlar tutun, hayret edin, eleştirin, küfredin; ama yazıyı yaşayın. Cesur olun, çünkü öğrencilik hata kaldıran bir süreçtir.

“En iyi pratiğin en iyi teoriden geçtiğini” hep aklınızda tutun. Teori, meseleye nereden başlayacağınızı tespit etmek için size ışık tutar. Ancak unutmayın ki “insan”, her teoriyi aşabilen gizemli bir varlıktır. “Teorik güven ihtiyacınız” ile “yaşayan insan” arasında uyuşmazlık gördüğünüzde ortaya çıkacak kaygıdan korkmayın. Unutmayın ki, büyük terapi kuramları bu kaygılar aşılmak üzere geliştirildi.

Alan dışı okumaları ihmal etmeyin. Şiir, roman, hikâye, deneme, tarih, sosyoloji, felsefe gibi yazın alanlarından da mümkün oldukça okumaya çalışın. İnsana dair olan her şey okunmaya değer.

Blog tutun:İnternet ortamında düşüncelerinizi, yaşadıklarınızı paylaşabileceğiniz bir bloğunuz olsun. Günümüzde bloglar, insanların kendilerini ifade etmek için kullandıkları önemli alanlardır. Blog yazarlığı sayesinde, düşüncelerinizin başkaları tarafından değerlendirilme, eleştirilme şansı yakalar; insanlar tarafından tanınma imkanına kavuşursunuz. Mesleğe atıldığınızda, internet ortamında bulunmanın ne kadar önemli olduğunu daha iyi göreceksiniz. Bu yüzden erken kalkın ve çok yol alın!

Eğitimlere katılın: Mümkün olduğunca çok eğitime katılın; ancak tüm algılarınız açık olsun. Önce anlamaya ve “olmaya” çalışın, sonra anlatmaya ve “oldurmaya”.

Teorik bir taban oluşturun: Psikolojik danışmanlık temel becerilerinin üstüne mutlaka teorik  bir bakış oturtun. Okuduklarınızdan kendinize en yakın olan teorik yaklaşımı iyice öğrenin. Danışanlarınıza, kendi gerçekliklerini ihmal etmeden belirli bir teorik çerçeveden yaklaşmanız son derece önemlidir.

Mütevazi olun: Kendinizi hafife almadan, mesleğinize tevazuyla yaklaşın. Psikoterapi, psikolojik danışmanlığın gerçekçi gücü tevazudan geçer diye düşünüyorum. Tevazu, mesleğinizin sınırlarını ve sınırlılıklarını bilmek ve kabullenmektir. Tevazunun olmadığı yerde kibir beslenme alanı bulur ve kibir en büyük insani hastalıklardan biridir.

Siyasi olun:Zamane insanının en önemli sorunlarından biri, kendisi dışında olan bitenleri umursamamaktır. Siyasi olmak, bir partiye üye olmakla eş anlamlı değildir. Siyasi olmak, dünyanın gidişatına, memleketin gidişatına, eğitim, aile, hukuk gibi alanlara dönük kaygı duymak ve bir şeyler yapma çabası gütmektir.

Not: Bu yazı zamanla güncellenmeye açıktır.

İletişim için:

http://www.yusufbayalan.com

yusufbayalan@hotmail.com

0 505 495 47 27

http://facebook.com/yusufbayalan

http://twitter.com/yusufbayalan