Toplumda çok sık görülen kronik ağrılara özellikle kadınlarda daha fazla rastlanıyor. İstanbul Tıp Fakültesi Liyezon Psikiyatri Bölüm Başkanı ve Humanite Psikiyatri Merkezi Kurucusu Prof. Dr. Sedat Özkan, "Ağrıların gelişmesi ve devam etmesinde öfkenin önemli bi faktör olduğunu biliyoruz" diyor.
Özkan, özellikle ev kadınlarında kronik ağrının daha Yaygın olduğunun altını çizerek şunları söylüyor:
"Kadınlar daha fazla psikolojik ağrı çeker. Kadının psikolojik sorunlarını, sorunlarını kendine yönelmesini, değersizlik hissini, suçluluk duygularını, çatışmalarını ve ifade edemediği öfkesini bedenindeki ağrılarla ifade etmesi daha fazla hissedilir. Duygularını, öfkelerini, beklentilerini ifade edemeyen kadınlarda ağrı daha fazla görülür. Özellikle de baş ağrısı en sık rastlanan ağrı çeşididir. Baş ağrılarının sebebi ne olursa olsun, kişiyi bezdirir, yaşam kalitesini bozar, verimliliğini aksatır, zamanla depresyona yol açar."
İçine atan ağrıya daha yatkındır
Prof. Dr. Sedat Özkan'ın için atan insanların daha fazla risk altında olduğunu vurgulayarak "Çok konuşan daha az risklidir. Genellikle gözlemlerimize göre içe dönük öfke, kronik ağrı hastalarında sağlıklı kontrollere göre daha yaygındır.
Ülkemizde yapılan bir çalışmadaki bulgular; kronik ağrı hastalarının bir kişilik özelliği olarak daha fazla öfke taşıdıklarını gösteriyor. Ruhumuzda biriken gerilimler ve öfkelere psikolojik çözüm üretilemezse bir süre sonra irademiz dışında sinir sistemimiz bozulmaya başlar. Baş ağrısı da bunun sembolik yansıması olur. Psikolojik kökenli ağrılar içinde en sık rastlananı baş ağrılarıdır" diyor.
Suçluluk duygusu ağrıları artırıyor
Özkan, kronik ağrılı hastaların yüzde 43'ünde depresyon tanımlandığını belirtiyor: “Bu oranın yarısından çoğunda hastalık öyküsü vardır. Kronik ağrılı hastalarda depresyon görülme sıklığı ve yaygınlığı normal nüfusa göre fazladır. Depresif hastalarda da ağrı yakınması sıktır. Ünlü psikiyatrist Freud'a göre psikolojik ağrı, bilinçdışına vuran suçluluk duygusuna bağlıdır. Kronik ağrı hastalarında; acı ve öfkeyle oluşan yaşam öyküsü, çocuklukta ihmal edilmişlik, ortaya konmamış agresiflik vardır.”
Psikolojik ağrıların dili…
Çene ağrısı
Çene ve ağız bölgesinin sembolik anlamı çoktur. Bu bölgelerdeki ağrılar daha çok sevgi nesneleri ile ilgili sorunlardan kaynaklanır.
Çiğnerken, konuşurken insanın ağzında 15-20 kiloya eşdeğer bir basınç oluşur. Diş gıcırdatmasında ise duygusal stres tetikleyicidir. Psikiyatrist yardım gerektirir.
Baş ağrısı
Psikolojik baş ağrısında; başını ağrıtan kişilerle ilgili, ikilemli sevgi, öfke ve bağımlılık ilişkisi sorgulanmalıdır.
Mide ağrısı
Psikolojik kökenli mide ağrısı özellikle erkeklerde görülür. Bağımlı kişilik yapısı ve psikolojik doyum, beslenmeyle ilişkilendirilebilir.
Kalp ağrısı
Heyecanların ve duyguların ifadesiyle kalp arasında bağlantı kurulur. Kişi, karşı cinsle ilgili gereksinim ve çatışmalarını, kalp bölgesiyle daha kolay ifade edebilir.
Karın ağrısı
Psikolojik karın ağrısı; karşılanmayan, doyurulmayan ebeveyn ya da onlar yerine geçen sembolik kişilerden sevgi ve ilgi beklentisini ifade edebilir.
Bel ağrısı
Bel bölgesindeki psikolojik ağrı; cinsellik ve güç algısı ile ilgili olabilir