Psikologluk elden gidiyor!

Yaşam koçu, maneviyat destekçisi gibi sözde yardımlar üniversite okumuş psikologların mesleğine göz dikti. Türk Psikologlar Derneği İzmir Şube Başkanı Mevlüt Ülgen...

Yaşam koçu, maneviyat destekçisi gibi sözde yardımlar üniversite okumuş psikologların mesleğine göz dikti. Türk Psikologlar Derneği İzmir Şube Başkanı Mevlüt Ülgen, psikologların meslek yasası olmadığı için psikolog olmayan kişilerin ruh sağlığı hizmeti verdiğini söyledi. Ülgen, "Bunlara yaşam koçu ya da kişisel gelişimciler denebiliyor. Aslında bu psikologları mağdur ettiği kadar toplum sağlığını da tehdit eden bir durum." dedi.

Halil Özcan - Psikologların en önemli sorununun meslek yasası olduğunu ifade eden Türk Psikologlar Derneği İzmir Şube Başkanı Mevlüt Ülgen, "Türkiye'de psikologların meslek yasasının olmaması sadece psikologları değil toplumun doğru bir şekilde ruh sağlığı hizmeti almasını engelleyen bir durum.

İvedilikle meslek yasasının çıkarılmasını istiyoruz. Hak ve yetkilerimizi belirleyecek, meslek ve özlük haklarımızı kazanmanın yanında kötü uygulamaların engellemesini sağlayacak. Meslek yasanının olmaması denetimsiz bir alan ortaya çıkarıyor. Bu alanda psikolog olmayan insanların ruh sağlığı hizmeti verdiğini görüyoruz. Bunlara yaşam koçu denebiliyor, kişisel gelişimciler deniliyor. Ruh sağlığı dolayısıyla psikoloji eğitimi almamış kişilerin, zaman zaman psikolog ünvanını da kullanarak çalıştığını biliyoruz." diye konuştu.

Ruhsat ve onay almalılar

Meslek yasasının çıkması durumunda psikolog olmadığı halde bu işi yapmaya kalkanlara yaptırım uygulanabileceğini ifade eden Ülgen, şöyle devam etti: "Psikologların özel sektörde hizmet verecekse ruhsat ve onay alması gerekecek ve dolayısıyla kontrol edilebilecek. Bu yasanın olmaması bizim oda olarak bu alanı kontrol etmemizi engelliyor. Sosyal medyada polüler kişiler, daha önce farklı uğraşılarla ünlü olmuş kişiler televizyona çıkıp psikologluk yapacağım diyebiliyor. Bunlar toplum sağılığını tehdit ediyor."

İlahiyat mezunları 'manevi danışman'

Psikologlar için özel sektörde istihdam sorunu olduğu kadar kamuda da çok sıkıntı yaşandığını ifade eden Ülgen, "Psikologların çalışma alanları kısıtlanıyor. Psikolog kadrosu değil de manevi danışmanlık diye meslek tanımı yaparak bunlara kadro hazırlığı yapılıyor. İlahiyat mezunlarına yönelik şu anda bir çok hastanede, yurtlarda istihdam yaratyama çalışıp bunlara kadro açmaya çalışıyorlar. Şu an bir çok kurumda bu istihdam var. Ruh sağlığı konusunda psikologların görev ve yetki tanımına giren alanda ilahiyat mezunlarına manevi danışman olarak atayacaklar." diye konuştu.



Psikoloji eğitimi almadan olmaz

Manevi danışman tanımının da doğru olmadığını kaydeden Ülgen, şöyle devam etti:Bazı ülkelerde dini danışman hizmeti vardır. Bunu yapabilirler. Bu memlekette Alevi, Musevi ya da farklı inanışlara sahip insanlar var. İnanç gereksinimlerine yanıt vermek için dini danışman olabilir. Manevi danışman din psikologu tanımını da kullanıyorlar ama böyle bir tanım yok. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın önerisiyle manevi danışman kadrosu oluşturmaya çalışıyorlar ki biz de bunun doğru olmadığını, toplum sağlığını tehdit ettiğini söylüyoruz. Bu tanımla kadro oluşturma girişimi psikologların çalışma alanlarını kısıtlayacak. İlahiyat mezunu kişiyi kısa süreli eğitimle manevi danışman olarak alıyorlar. Psikoloji eğitimi almamış birini danışman olarak alamazsınız."  

Yaşam koçluğu pazarı oluştu

Türkiye'de 'yaşam koçluğu olarak bir pazar oluştuğuna dikkat çeken Dernek Başkanı Ülgen, şöyle konuştu: "3-5 aylık yaşam koçu eğitimiyle para da varsa reklam yaparak toplumda karşılık bulabiliyor. Bunlar denetlenmiyor. Terapi yapıyorum diyorsa, psikologluk yapıyorum diyorsa acilen müdahale edilip kapatılmalı. Psikologlara yapılan denetimler bunlara yapılmıyor. Bu tür kişilere dava açmaktan yorulduk. Birisi şikayet ediyor araştırıyoruz, psikolog olmadığını tespit edersek savcılığa şikayette bulunuyoruz ve dava açıyoruz. Suç duyurusunda bulununca kapatıp başka yerde açıyorlar. Ceza almaları için dava açmamız gerekiyor. Buna da gücümüz yok. Meslek yasamız olsa bu kadar hukuki sürece gerek kalmadan yasa çerçevesinde işlem yapılır.

Devlet üniversitelerinde özellikle klinik alanda yüksek lisans olanaklarının çok kısıtlı olduğuna dikkat çeken Ülgen, "Özel üniversitelerde yüksek lisans olanağı sağlıyor ama çok ciddi paralar dönüyor. 60 bin liraya kadar para isteniyor. Uzmanlaşmanın teşvik edildiği bir meslekte yeterli olanak sağlanmadığı için mezunlar çok zorlanıyor. İşin içinde para olması kaliteyi bozuyor. Oda olarak imkanlarımız da sınırlı. Uzmanlaşma adına çok fazla eğitim almaları gerekiyor. Ücretleri çok yüksek ve maliyetli. Mezunlara şu belge varmı bu belge varmı diye soruyor işverenler. İşe giremediği için eğitim alamıyor. Meslek odası, güçlü yapıları olan odalar mesela baro, mimarlar mühendisler gibi odalar bu alanda iyi çalışıyor." dedi.

Türkiye'de psikoloji eğitiminin Avrupa standartlarında olabilmesi için 5 yıla çıkarılması gerektiğini ifade eden Ülgen, "3 yıl temel, 2 yıl da uygulamaya yönelik eğitim olmasını istiyoruz. Son 2 yılda uzmanlaşmaya yönelik imkan tanınmasını istiyoruz." diye konuştu.

Yeni mezunlar iş bulamıyor

Yeni mezun psikologların istihdam sorununa dikkat çeken Ülgen, "Kamuda ve özel sektörde ciddi bir psikolog işsizliği oluşmaya başladı. Bunun farklı nedenleri var. Mesleğin popüler olmasıyla birlikte özel üniversitelerde çok fazla bölüm açıldı. Mezun sayısı Türkiye'deki istihdamın çok üzerinde. Aynı zamanda yeterli alt yapı oluşmadan açılan bölümler nedeniyle eğitimin kalitesi düştü. Özel sektörde çalışan psikologların ücretleri çok düşük. Asgari ücretin altında maaş teklif ediliyor. Bu yaralayıcı ve üzücü bir durum. Kamuda istihdam alanları açılmıyor. Toplumda psikolog talebi var." dedi.

Kaynak

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri