Psikologlar Yasal Tanımlama İstiyor

Psikologlar Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Gonca Soygüt, “Mesleğimizi temsil etme, haklarımızı savunma ve kamuyu koruma konusunda yetkilerimiz sınırlı” dedi.

BAŞKENT’te geçen ay yaptıkları eylemle ilgili olarak açıklamalarda bulunan Türk Psikologlar Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Gonca Soygüt, “Yasal olarak tanımlanmak ve oda olmak istiyoruz” dedi. Şu anda herhangi bir yasal tanım olmadığı için oda olma şansları bulunmadığına dikkat çeken Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Soygüt, “Mesleğimizi temsil etme, haklarımızı savunma ve kamuyu koruma konusunda yetkilerimiz sınırlı. Ciddi belirsizlikler var” diye konuştu.
Emniyet kayıtlarına göre bin kişinin eyleme katıldığını belirten Soygüt, psikologların sıkıntıları ve odalaşma talepleriyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Meslek Yasası’nın kilitlendiği noktalardan biri, psikologların veya sağlık çalışanlarının serbest çalışma koşullarıyla ilgili düzenlemeler. Türkiye’de, Avrupa’daki meslektaşlarımızın özlük haklarına sahip olmak istiyoruz. Uzman psikologluk alanları ve serbest çalışma koşulları tanımlansın, oda olmamız halinde de yeterlilik ve yetki belgeleri oda tarafından verilsin.

Eylemde bir imza kampanyası başlattık. İmza kampanyamız hala devam ediyor. Birkaç hafta içinde kampanyamızı tamamlamayı düşünüyoruz.

Belirsizlikler nedeniyle şu anda topluma sunulan psikolojik hizmetlerin kalitesini denetleyemiyoruz. Psikoloji denince akla sadece klinik alandaki çalışmalar, ruh sağlığı hizmetleri geliyor ama psikolojinin, örgüt psikolojisinden sosyal psikolojiye çok geniş bir yelpazesi var. Uzmanlıkların bu anlamda tanımlanması ve sunulan hizmetin ehil kişiler tarafından yürütülüp yürütülmediğine dikkat edilmesi gerekiyor.

Özlük haklarımız korunsun

İkinci aşamada da meslektaşlarımızın özlük haklarını koruyabilmek istiyoruz. Şu anda belirsizlikler olduğu için, psikologlara yönetmeliklerle iş alanları açılabiliyor. Örneğin diyaliz merkezlerinde psikolog çalıştırma zorunluluğu ortaya çıkıyor ama sonra bu kararname alınıyor ve bu zorunluluk da ortadan kalkabiliyor. Aynı şeyi özel eğitim kurumlarında da yaşadık. Özel eğitim kurumlarında eğitimciler, psikolojik danışmanlar ve psikologların çok farklı rolleri var. Bu gözden kaçabiliyor. Bu meslek gruplarından birini zorunlu eleman olmaktan çıkarma konusunda girişimler sıklıkla gündeme geliyor.

Tanınmış bir derneğiz

Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle tanınmış bir derneğiz. Yasal yollardan haklarımızı aramaya çalışıyoruz, Bu haklar kayboluyor ama yasal tanımımız ve odamız olmadığı için haklarımızı resmi düzeyde temsil ederek koruyamıyoruz.

Psikologlar, biyologlar ve fizyoterapistler resmi kurumlarda yardımcı sağlık personeli olarak tanımlanıyor. Bir bilim dalının temsilcileri olarak, hiçbir meslek dalının diğerinin yardımcısı olmayacağını düşünüyoruz.
 
Dernek olarak etik süreçlerimizi işletebiliyoruz ama etik ihlallerine neden olanların önemli bir bölümü üyemiz değil. Dolayısıyla bir yetkimiz yok. Oda olsak, bu kişiler mesleklerini icra edebilmek için odaya kayıtlı olmak durumundalar. Oda olmamız halinde, mesleğin etik ilkelere uygun icrasını da denetleme şansımız olacak.”
 
Hürriyet

Psikoloji Haberleri

1. Dalga Terapiler nelerdir?
ABD Kollektif Travmayla Boğuşuyor
Alışveriş Hastalıkları Hangileridir?