Yenişafak Gazetesi Pazar Ekinde UZM. PSK. CEYDA ŞENEL özel bir TV kanalına davet ettiği bir psikoloğun programa katılmama gerekçesini mesleki etik açısından değerlendiriyor.
Psikolog Ceyda ŞENEL'in Yeni Şafak Gazetesinde yayımlanan köşe yazısındaki ayrıntılar şöyle:
Problemlerle baş etmekte zorlandığımızda profesyonel yardım almak eskiye göre daha yaygınlaştı. Fakat kat etmemiz gereken daha çok yolumuz var. Bazen, arkadaşlar akrabalar ve konu komşularla paylaştığımız olur dertlerimizi. Hatta kuaförler bile artık danışmanlık hizmeti veriyorlar. Bir yandan saçınıza fön çektirip bir yandan da kızınızın ergenlik problemlerine tavsiyeler alabilirsiniz.
Arkadaşlar, birbirlerine tavsiye verirler. Kendi deneyimlerinden yola çıkarak, neyi nasıl yaparsanız sizin için daha iyi olurun cevabını alırsınız. Tavsiyeleri ne kadar çok kişiden alırsanız seçme sansınız o kadar çok olacak ve ufkunuz da bir o kadar genişleyecektir. Fakat hangisini seçerseniz seçin, yaşadığınız olumsuz olaylardan dolayı tavsiye aldığınız kişiyi suçlayamazsınız. Çünkü yana yakıla ne yapmalıyım diye o kişinin başının etini yiyen sizdiniz. Kimse sizin için doğruyu bilemez. Bu konuda, Psikologlar da çoğu zaman yanlış anlaşılıyor. Psikolog tavsiye veren değil, kendinizi daha iyi tanıyıp, görmenizde yardımcı olan ve alacağınız kararlarda yol gösteren kişidir. Birçok meslekte olduğu gibi etik kurallar, biz psikologlarda da çok önemlidir. Ama maalesef, etik kuralları hiçe sayan meslektaşım demeye utandığım kişilerde yok değil.
Geçenlerde yaşadığım ve üzücü bulduğum bir tecrübeyi paylaşmak istiyorum sizlerle. Tvnet kanalında Çarşamba sabahları yayınlanan “Psikoloji Rehberi” isimli ruh sağlı programını yapıyoruz. Her hafta da konuyla ilgili uzman konukları davet edip, canlı yayında, telefon bağlantılarıyla aldığımız sorularla izleyicilerimizi bilgilendiriyoruz. Geçen hafta bu düzen bir şekilde sabote edildi. Hem de bir psikolog tarafından. Programın başlamasına on beş dakika kala Psikolog Pınar Aydın Bıyıklı Hanım asistanımı arıyor ve girişindeki Yeni Şafak Gazetesi yazısını gördüğü için “Benim kişisel tercihim gelmiyorum” deyip kapıdan dönüyor. Bize öğretilen ve etik kuralların içinde olmazsa olmaz bir kural vardır.
“Psikolog, her durumda insan haklarına ve onuruna saygı gösterir. Yaş, kimlik, cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel tercih, etnik köken, din, mezhep, sosyo-ekonomik düzey ve engelli oluşa karşı ayrımcılık yapmaz.”
Bu sadece terapi esnasında değil, toplumu bilgilendirme konusunda da aynı hassasiyeti göstermesi beklenir. O zaman başı örtülüler danışanlar, başı açık psikologlara gitmesinler. Bu bölücü ve ayırımcı düşünceyi kendi adıma çok üzücü ve profesyonelliğe hiç yakışmayan bir davranış olarak görüyorum ve kınıyorum.