Psikiyatrist Fatih Altınöz ile Röportaj

Star Gazetesi'nden Esra Cengiz, 90’ların unutulmaz dergilerinden Şizofrengi’yi kuran psikiyatrist Fatih Altınöz ile yeni çıkan "Kutsal Aile" adlı romanı hakkında konuştu.

Star Gazetesi'nden Esra Cengiz, 90’ların unutulmaz dergilerinden Şizofrengi’yi kuran psikiyatrist Fatih Altınöz ile yeni çıkan "Kutsal Aile" adlı romanı hakkında konuştu. Önemli tespitlere yer verilen söyleşide  Altınöz’e göre son 20 yılda büyük bir kırılma oldu; yeni neslin bilgisini, algısını önceki kuşağın anlama ve hazmetme şansı artık yok...

Esra Cengiz / ecingiz@stargazete.com


Şizofrengi yayın hayatı bundan 12 yıl önce sona ermiş ama yeri doldurulamamış, birçokları için efsane haline gelmiş bir dergi. Psikiyatriye farklı bir açıdan bakmayı hedefleyen, sloganı “Bütünüyle kuşkudayız” olan bu ‘değişik’ dergiyi çıkaran, o dönemler Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde görev yapan psikiyatrist Fatih Altınöz’dü. Şizofrengi’ye ilgi büyüktü fakat Altınöz kendi deyimiyle işi tadında bıraktı ve o dönemden sonra yazı-çizi işlerine ara verdi. Ta ki geçen yıl kurulan Afilifilintalar adlı internet sitesine kadar. Altınöz siteye aklında sürekli dönüp duran aile mevzusunu işleyebileceği kurgu bir karakterin hikayelerini yazmaya başladı. Sonunda yazdıkları o kadar sevildi ki kurgu karakter İsmail, Kutsal Aile romanının başkahramanı oldu.

Hemen her gün karşılaştığımız birilerini hatta belki de bizzat bizi anlatan İsmail’e geçmeden önce Altınöz ile Şizofrengi ve psikiyatriye ilişkin yaptığımız sohbeti aktaralım.

Tabii önce “Altı yıl boyunca çok sevilmiş bir dergiyi niye kapattınız?” sorusunun yanıtı geliyor Altınöz’den: “Bütünüyle kuşkudayız’ bizi tanımlayan bir sözdü. Altı senenin sonunda kuşkuda olduğumuz konular pek kalmamıştı. Tımarhanedeydik biz o zaman, Bakırköy’de çalışıyorduk. Yıllar içinde aslında tımarhanenin bütün memleket olduğuna kanaat getirdik. Psikiyatride bir çığlık arayışı içindeydik. Hasta-hekim hiyerarşileri, ilişki biçimleri, bilginin asıl sahibi olması gereken hastanın bu süreçte dışlanıyor olması gibi noktalardan rahatsızdık. Dergiyi bu amaçla da çıkardık. Ama işin bütün aşamalarını ben yapıyordum. Benim açımdan artık işin bütün aşamalarını yüklenmek de ağır gelmeye başlamıştı. Tadında bırakıp kapattım.”

HAVADAN İLAÇLAMA LAZIM!

Şizofreni Dostları Derneği’ni de aynı dönemde kuran Altınöz, Şizofrengi’nin ardından Bakırköy’deki görevini bırakarak mevcut psikiyatri anlayışına muhalif tavrını sürdürdü. Halen bir arkadaşıyla açtığı ufak bir klinikte hastalarıyla ilgilenen Altınöz ile psikiyatriste giden ve ilaç kullanan kişi sayısının neden bu kadar arttığını da konuşuyoruz. İşte Altınöz’ün tespitleri: “Bence psikiyatrik sorunlar çok yaygınlaşmış durumda. Hatta öyle bir durumdayız ki büyük şehirlerde havadan ilaçlama yapmak lazım. Bundan 20 yıl önce benim de içinde bulunduğum bir araştırmada gecekondu bölgelerinde depresyon ve diğer ruhsal hastalıkların oranı çok yüksek çıkmıştı. O zamanlar günde bir sorti yeterdi.  Şimdi en az birkaç sorti yapmak lazım. Psikiyatriste başvuranların profili de değişti. Eskiden psikiyatri hekim adaylarının ilgisini çekmeyen bir daldı. Şimdi televizyonlarda pek çok programda ‘Yangında ilk kurtarılacak’ gibi oturtuluyorlar. Bunun bir de ilaç tekabülü oldu. Tamamen kişisel fikrim olarak şunu söyleyebilirim: Büyük bir dönüşüme girdi dünya ve insanoğlu buna uyum sağlayamıyor. Uyum kabiliyetimiz bu denli yer değiştirebilir, hareketli aktiviteler için yeterli değil. Televizyon, internet gibi teknolojiler hayatımızı kaplıyor ve belki ancak depresyona girerek bu hayata uyum sağlıyoruz.”

ARTIK CUMARTESİ BABALARI VAR

Altınöz, uyum sorunumuzun en önemli tezahürünün aile yapılmasının çözülmesi olduğunu söylüyor: “Şu anda çekirdek aile ‘parçalanmış aile’ye dönüşmüş durumda. Anneler çalışıyor, çocuklarla vakit geçirmek zorlaştı. Mesela babalar çocuklarını sadece cumartesi günleri gezdiriyor. Cumartesi babaları... Aldatılmalar, terk edilmeler arttı ya da halı altına süpürülen şeyler daha aleni hale geldi. Aile yapısındaki kırılma ve bozulmalar 20 sene gibi çok kısa bir sürede açığa çıktı. Dolayısıyla psikiyatra başvurma ve ilaçlara ilgi arttı.”

Sekiz yaşındaki çocuklar oy verecek durumda

PSİKİYATR Fatih Altınöz, yeni nesil ve kuşak çatışmalarıyla ilgili de şunları anlatıyor: “Bir kırılma oldu bir süre önce. Bu dünyaların eskileri eski kafalarıyla bunu anlamlandırmaya çalışıyor çaresizce. Gençlerin aileleriyle geçirdikleri zaman, bilgisayar ya da cep telefonu başında geçirdikleri zamanın onda biri bile değil. Hiç evden çıkmadan monitör başında çalışan, yiyen, içen, seks yapan milyonlarca insan yaşıyor artık bu dünyada. Sekiz yaşında çocuklar seçmen olacak kadar dünyadan, etraflarında olup bitenden haberdarlar artık. Bu yeni gelen kuşakların algısına 40 yaş ve üstü insanların erişmesi mümkün değil. Herkes bir şeyler söylüyor ama onlar da tam olarak ne olduğunu bilmiyor. Bilgisayar neslinin bilgi ve algısını ondan önceki kuşağın anlama, hazmetme ve onlara yol gösterme şansı hiç yok. 14-15 yaşında hackerların olduğu bir dönemden bahsediyoruz. Dünyaya son 20 yılda gelenlerle onlardan önce burada olanlar arasında bir köprü artık yok. Ortada yeni bir lisan var ve boşuna kafa yormayalım, biz eskiler onları tam olarak çözme şansına sahip değiliz.”

Orta sınıf bir ailenin reisi kafasını nelere yorar? 

APRİLYayınları’ndan çıkan, bir çırpıda okunan, oldukça eğlenceli bir kitap Kutsal Aile. Altınöz kitapta sıradan bir orta sınıf aile reisinin gündelik yaşamdaki sorgulamalarını ve açmazlarını anlatıyor. Kitabın kahramın İsmail oldukça tanıdık bir tip. Zaten Altınöz’e kitabı yazdıran da tam da bu sıradan aile tipinin düşünce ve fikir dünyasını sorgulamak olmuş: “Ortada büyük bir riyakarlık var. Kimse dışarda ailesine toz kondurmuyor ama evinde mutsuz. Ben de bir orta sınıf ailesinin reisi nasıl yaşar’dan yola çıktım. Bu adam düşünür mü? Düşünürse neler düşünür? Düşündüklerinin bir tutarlılığı var mıdır? Bunları sorguladım ve ortaya böyle bir hikaye çıktı.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri