Dilek GEDİK- AKŞAM
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Psikiyatri Kliniği Şefi Doç. Dr. Erol Göka, AKŞAM'A MHP'nin 'Kürt Açılımı'na gösterdiği sert tepkinin analizini yaptı. Göka, MHP'nin, açılımın kendisine değil de zamanlamasına tepki göstermiş olabileceğini söyledi. PKK'ya karşı 30 yıldır sürdürülen mücadelenin ardından böyle bir girişimin ortaya çıkmasının, MHP ve tabanında, 'Bunca mücadelenin, verilen şehitlerin ardından Türkler mağlup mu oldu?' şeklinde bir endişeye, bu endişenin de hınç ve öfkeye neden olduğunu anlattı. Doç. Dr. Göka'nın, konuyla ilgili değerlendirmeleri özetle şöyle:
ANA DİL ÖZGÜRLÜĞÜ: Bugün, genç Türkiye Cumhuriyeti'nde yapılacak demokratik kimlik açılımlarından, Türk ulusal kimliğinin içinde yaşayan insanların etnik ve dinsel kimliklerinin serbest bırakılmasının gerekliliğinden bahsediliyor. Ancak 'Türk ulusal kimliği' ile bu ulusal kimliğin içinde yer alan 'etnik kimlik'lerin arasındaki farklılıkların neler olduğu konusunda yeterince aydınlanma sağlanmış değil. Ulusal kimliğimiz, bizim Cumhuriyeti birlikte kurmuş olmamızla ilgilidir. Ancak Türkiye Cumhuriyetini birlikte kurmuş olan insanların hepsi, etnik olarak Türk değildir. Etnik kimlik, ulusal kimlikten çok farklıdır ve daha ziyade aynı dili konuşan, aynı örf ve adetlere bağlı olan insanlar için geçerlidir. .'
KİMSE ÜRKMEMELİ: Eğer güçlü bir ulusal kimliğimiz, sağlam bir millet olma mayamız varsa, yapılacak açılımlardan kimse ürkmemelidir. Ancak teslim etmek gerekir ki, Cumhuriyet tarihimizde çoğu zaman Türk ulusal kimliğinin Türk etnik kimliğiyle bir ve aynı olduğunu söyleyen politikaların ve eğitimin sonucu olarak, insanımızın çoğunda, 'Burada yaşayan herkes etnik olarak Türk'tür' gibi hatalı bir algı ortaya çıkarmıştır. Yöneticilerimiz, açılım sırasında yılların oluşturduğu bu hatalı algıyı dikkate almalı, öncelikle bunu düzeltmeye çalışmalıdır.'
MAĞLUBİYET PSİKOLOJİSİ: Bugün etnik kimlikle ilgili demokratik açılımlardan bahsedildiğinde, kendisini sadece Türk ulusal kimliğine değil, fakat aynı zamanda Türk etnik kimliğine de ait hisseden insanımızın iç dünyasında bir anda beliriveren olumsuz hissiyatın temelinde bu hatalı algı bulunuyor. Otuz yıla yakın bir süredir, varlığını etnik kimlik üzerine inşa eden teröre karşı mücadelenin sonucunda, böyle bir açılımın gündeme gelmesi de kafaları karıştırmakta, içten içe yayılan bir mağlubiyet psikolojisi de olumsuz hissiyatın çeperlerine hınç ve öfke yığınağı yapılmasına neden olmaktadır. Kendisini Türk milliyetçisi diye takdim eden partinin bu süreçte vermiş olduğu tepkiler, bu Türk etnik bilinç dışının yansımaları olarak okunmalıdır.
İKNA EDİLMELİ: Elbette bu kadar zorlu ve karmaşık bir süreçte, böyle tepkiler olacaktır ve hatta olmalıdır. Zira tepkilerin demokratik biçimde ifadesi, hınç ve öfkenin apseleşmesini ve yarın patlamasını engelleyici bir unsurdur. MHP'nin verdiği tepkilerin böyle olumlu bir yanı olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır.