Adını ruh ve sanat kelimelerinin birleşmesinden alan Psikeart dergisi eylül sayısında şiddeti konu ediyor.
“Benim payıma düşen de var mı bu sayfalarda?” diyorsanız, sanatın çeşitli dalları ile ruhun pencerelerinden bakılan şiddet türlerine göz atmanızda fayda var Psikeart dergisinin beşinci sayısında bireyselden toplumsala şiddet konusu çok geniş bir açıdan, çeşitli pencerelerden bakılarak işleniyor. İki ayda bir yayınlanan derginin genel yayın yönetmenliği psikiyatri uzmanı Prof. Dr. M. Emin Önder yapıyor.
“Farklı boyutu ve çarpıcı kapak fotoğrafları ile dikkati çeken Psikeart’ın konuları nasıl belirleniyor?” sorusuna Prof. Dr. Önder’in cevabı şöyle: “Konuların başlıklarını belirlemede çok da güncel olaylar etkili olmuyor. Çünkü konuları yıllık belirliyoruz. Ancak mevsimsel kimi etmenler de var tabii. Yaz sezonunda özellikle seçtiğimiz bir konuydu aşk. Kış aylarında da örneğin depresyonun çok yaşanacağını biliyoruz.”
KENDİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZDE BİR ÇELİŞKİ
“Durun kışa geçmeyin hemen, arada sonbahar var!” diyorsanız, bu ayki konuyu hatırlatalım; şiddet. “İnsanlık son derece olumlu gelişmeler içinde. Modernizm, gelişim çağı diyoruz. Ama savaşlardan ya da birtakım şiddet olaylarıyla kendimize acı verecek unsurlardan da bir türlü kurtulamadığımızı görüyoruz. Bir taraftan en modern olmayı hedeflerken bir taraftan da en ilkel diyebileceğimiz davranışları sergilememiz kendi bütünlüğümüzde bir çelişki” diyen Prof. Dr. Önder, Eylül sayısında bu durumun nedenlerini ele almaya çalıştıklarını söylüyor. Psikiyatrist Cem Kaptanoğlu ile psikiyatrist Ayhan Eğrilmez, eski büyükelçi Oğuz Demiralp, felsefeci Ali Kaymak’ın yazılarının yanı sıra sinema ve şiddet bağlantısı Gökçe İspi Turan ve İnci Demirkol’un yazılarıyla dile getiriliyor dergide.
Halime Sürek KAHVECİ / STAR GAZETESİ