Nezihat Bakar / TİMETURK
Kim Psikolojik Danışmanlık Merkezinde Robert Frager Söyleşilerini gerçekleştiren Amerikalı Psikoloji Profesörü, Ben Ötesi Psikoterapi Enstitüsünün Kurucusu Prof. Dr. Frager, Spiritüel Psikoloji ve özellikle de kişiliğin dönüşümü hakkında konuştu.
Freud'a göre 6-7 yaşından sonra değişim diye birşey yoktur.
Son yorumlara göre Freud, psikoseksüel gelişim için de aynı şeyi söylüyor. Freud, psikoseksüel evrelerden bahsetmesine karşın; yetişkinlerin zihinsel olarak değişmediğini söyler. Ben Eric Ericson'un asistanıyken şanslıydım. Çünkü Ericson, değişimin olabileceğini savunan ilk psikologdur. Benim için manevi rehberlik, insanın değişebileceği ve olgunlaşabileceği üzerine kuruludur. Bu, tasavvuftaki makamlar bağlamıyla ilintilidir.”
Manevi Değişim ve Biyolojideki Metamorfoz Örneği
“Manevi Değişim, biyolojideki metamorfozla da alakalıdır. Metamorfoz, tırtılın kelebeğe dönüşüm sürecidir. İnsanoğlu olarak içinde bulunduğumuz durum, tırtılın durumu gibidir. Danışanların durumu da aynı şekildedir. Danışanlar, hayatlarını değiştirmek ister ve bunun için başvururlar. Nevrotik kişi, gerçeği arayan tırtıl gibidir. Bu sürece bakarsak, psikolojik süreçle bağlantı bir yakalarız. Tırtılın, kelebek olmakla ilgili herhangi bir fikri yoktur. Tırtıl, koza sarmaya başlar. Kelebek olmadan önce koza, likit haline gelir. Bu suretle değişim başlar. Artık formunu kaybetmiş olur. Her şeyini kaybeder ve bir nevi organik bir çorbaya döner. Çorbadan yavaş yavaş kelebek oluşmaya başlar.”
Manevi Rehberlik ve Doğum Süreci
Manevi rehberliğin bir kısmı, bu zor sürece rehberlik etmektir. Birçok yönüyle bu, yeni bir benliğin doğuşu gibidir. Burada manevi rehber, doğum yaptıran ebe gibidir. Manevi rehberler olarak bizim yaptığımız iş, doğuma yardım etmektir. Manevi değişim sürecinde, biz de ebelerin yaptığı işi yapıyoruz. Maalesef tırtıl için doğum süreci bir kez gerçekleşirken insanlar birkaç kez bu zor süreci tecrübe edebilirler. Aslında bu tırtılda olduğu gibi normal bir süreçtir. Danışmak için gelen kişiyi dinlediğinde onu yatıştırmak ve bu değişim için bir harita sunabilmek gerekmektedir. Yani dönüşümün haritası...
Ergenlik Ritüeli Evreleri
Afrikalı toplumlarda çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemini inceleyen 'Rite of Passage' (Ergenlik Ritüeli)' isimli antropoloji kitabında 3 ayrı ritüelden bahsedilir; Ayrılış, Eşik ve Geri dönme Ritüelleri. Birinci evre olan 'Ayrılış Ritüeli'nde, gençler, ailelerinin yanından ayrılıp, başlangıç kampına götülürler. İkinci evre 'Eşik Ritüeli, yani çocukluktan yetişkinliğe geçme ritüelidir. Frager', metomorfoz örneğinde tırtılın, koza içerisindeki tırtıl ila kelebek arasındaki hali bu eşik dönemine benzetir. 'Geri dönme' olarak adlandırılan 3. evrede, 'Ayrılış' ve 'Eşik' ritüellerini tecrübe eden çocuk, yeni kimliğiyle ailesine geri döner. Frager'e bu süreci, metamorfozdaki kelebeğin, kozayı yırtması ve dışarı çıkmasına benzetir.
Değişimin Safhaları
Manevi rehberlikte, danışmak için gelen kişiler, bu sürecin herhangi bir noktasında olabilir. Neler yaşadıklarının farkında olmayabilirler. Bu değişim sürecinin nasıl gerçekleşeceğini bilmedikleri için korku hissiyle gelebilirler. Daha da kötüsü geçmiş ile gelecek arasında eşikte kalma durumunda olabilirler. En sonunda değişim gerçekleşir. Ancak yaşadıklarının ne olduğunun ve değişimin farkında değildirler. Metamorfozdaki kelebek gibi, kanatlarına bakar ve ben, bunlarla ne yapacağım sorgulamalarına başlarlar. Biz, bu kişilere, bu süreçte cesaret veririz. Manevi rehberlik, insanlara, eski benliklerini terk edebilecekleri şekilde rehberlik yapmak, yani doğum sürecinde ebelik yapmaktır. Tasavvufta buna, manevi çocuğun yani manevi benliğin doğması denir: Veledü'l-kalb.
Birinci adımdaki 'Ayrılış' süreci, şu şekilde bir tasavvurla açıklayabilirim: Bu süreç, yıllardır yaşadığınız bir odanın içinden, daha önce hiç yaşamadığınız yeni bir odaya geçmek gibidir. İçinde bulunduğunuz oda, makamı işaret eder. Odanın eşyalarını pratikte değiştirebilir, odayı başka bir renge boyayabilirsiniz ama hala aynı odadasınızdır. İnsanlar, yaşamlarıyla ilgili bir sürü değişiklik yapabilir. Ama bu, kalplerinde gerçekleşen bir değişiklik değildir. İşinizi değiştirip, farklı bir şehre taşınsanız da, yine aynı kişisinizdir. Bazı psikoterapistler, danışanın içinde bulunduğu odayı iyileştirmeye yönelik yardımda bulunurlar. Manevi rehberler olarak biz ise, insanların yeni bir odaya geçmelerini ve o odaya uyumlarını sağlamaya çalışırız. Bu anlamda problem çözmeyiz. Tam tersine problem çıkartırız. Eğer değişmek istiyorsanız, yapmanız gereken ilk şey; yaşadığımız odayı terk edip diğerine geçmektir. Bu, birinci ayrılış evresidir.
İkinci adım 'Eşik' sürecinde; odadan dışarı adım atıp, bütün alışkanlıklarınızı geride bırakırsınız. Ve koridordasınızdır. Koridorda yaşamak da kolay değildir. Arada, boşlukta bir yerdesinizdir. Burada olmanın da faydası vardır. Çünkü henüz eski alışkanlıklarınızı bırakmamışsınızdır. Terapi de aynı şekilde aradaki boşlukta olma durumudur. Yani eski alışkanlıkları, bırakma durumudur. Namaz da öyledir mesela. Namazda ellerinizi havaya kaldırdığınızda, bu, sahip olduğunuz dünyayı arkaya almanız anlamına gelir. Yani, arada kaldığınız anlamına gelir. Daha fazla geçmişe sahip olamadığınız bu noktada ne geçmişte ne de gelecektesinizdir. Bilinci şu anda tutabilmek zordur. Yani değişim sürecinde eski rol, tam olarak bırakılmamış; yeni role de tam olarak adapte olunamamıştır.
Üçüncü adım olan sürecin sonunda; tanımadığınız bir odaya yani, yeni makama adım atar, odayı tanır ve yeni role uyum sağlarsınız. Bu metamorfoz örneğinde tırılın, kelebek haline gelmesidir.
Daha zor bir süreç ise; koridorun uzun olmasıdır. Odayı terk ettiğinizde, koridordan, yeni odayı görebilirseniz süreç, kolay olabilir. Koridorda sıkışıp kalmak ise en zorudur. Eğer diğer oda, alt kattaysa bu çok daha zordur. Nerede olduğunuzu bilmiyorsunuzdur. Manevi rehber de, bu süreçte yardım etmeye çalışır.
Aziz John (St. John of the Cross), koridorda kalma haline, 'Ruhun karanlık gecesi' ismini vermiştir. Burada yaşanan hal, depresyona benzetilse de aslında değildir. Bu, üzerinde çalışılması gereken bir süreçtir. Bazı psikologlar, bu hale, depresyonu tedavi eder gibi yaklaşırlar. Ancak bu, kesinlikle depresyondan farklı bir durumdur. Bu, bir anlamda, eski benliği üzerimizden atma, arınma ve yeni benliği kazanma sürecidir. Hepimiz, bu, değişim sürecini yaşarız. Fakat farkında olmayız.
Manevi rehberin, bu süreci deneyimlemiş olması gerekir. Terapiye, danışanlara süreci açıklayarak başlayabiliriz. Bu sayede rahatlamalarını sağlayabiliriz.
İnanıyorum ki, farklı değişim çemberleri vardır. Bazıları büyük, bazıları küçük... Bazıları direnç göstererek, değişime karşı dururlar. Bu insanların, eski benliklerini geride bırakmaları için cesaretlendirilmeye ihtiyaçları vardır. Bu, doğum sürecindeki kadının, rahatlatılması gibidir. Yani kendini doğal sürece bırakmalıdır. Bazıları ise, sürekli değişimin peşinde koşarlar. Odayı, bırakıp giderler. Onlar da daha sabırla kalabilmeye cesaretlendirilmeye ihtiyaçları vardır.
Bu süreç, bütün insanlar için ortak bir süreçtir. Hayatın bir döneminde tecrübe edilir. Manevi rehberin amaçlarından biri, bu dönüşüm hakkında konuşmaktır. Psikoloji bilimi, tırtılın psikolojisine odaklanmıştır. Aslında sağlıklı insanın psikolojisi de buna dahildir.
Tasavvufa bakıldığında bu sürecin çok zor olduğunu zaten göreceksiniz. Sistem teorisi ve Kognitif yaklaşım açısından değerlendirildiğinde: Tasavvuftaki makam, uyumak ya da uyanık olmak gibi bilincin bir halidir. Her bilinç halinin, o durumu, sabit tutmaya çalışan alt durumları vardır.
Bazı insanlar, direnci görmeksizin kendilerini değişmek için zorlarlar. Manevi rehberliğin bir yönü de, değişimin ritmini ayarlamaktır. Çok hızlı ya da çok yavaş olmasını engellemektir. Herkesin içinde bir direnç vardır. Biz psikologlar olarak, kendi direncimizi aşmalıyız ki danışana, yardım edelim. Bizi, değişimden alıkoyan şeyi anlamalıyız ki böylece değişime geçebiliriz.
Eski odadaki hali sabit kılan durumu zayıflatıp, yeni odadaki hali güçlendirmeliyiz. Aksi takdirde başladığımız noktaya yani, eski odaya geri dönebiliriz.
Man