Performans ilaçlarından fayda görmeyen erkekler bunalıma giriyor. Oysa sertleşme sorunun altında hormonsal bir problem yatıyorsa ilaçlarla sertleşme sağlanamıyor. Prof. Dr. Halim Hattat doğru tedavi için eczaneye değil doktora başvurulması gerektiğini söylüyor.
Türk toplumunda en çok görülen cinsel sorun hangisi?
Türkiye’de genç erkeklerde en sık erken boşalma problemini, daha ileri yaşlarda ise sertleşme sorununu görüyoruz. Türkiye’de hafif, orta ve şiddetli olmak üzere her 10 erkekten 7’si sertleşme sorunu yaşıyor. Aile Sağlığı Araştırma Derneği olarak yaptığımız çalışmalarda Türkiye’de her 10 kadından 8’i cinsel hayatından mutsuz. Kadınlarda en sık görülen sorun cinsel isteksizlik. Ayrıca uyarılma, orgazm sorunları da yaygın. Ancak özellikle vajinusmus Türk kadınlarında oldukça sık görülüyor. Bunun dışında Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin isim sorulmayan, ücretsiz telefon danışma hattına (0212 282 01 01) gelen aramalarda erkeklerde penis boyu, kadınlarda ilk gece korkusu gibi sorunlar da yoğun şekilde soruluyor.
Kadınlar mı erkekler mi daha çok sorun yaşıyor?
Kadınlarda cinsel sorunlar aslında erkeklerden daha fazla görülüyor. Yapılan çalışmalar kadınların neredeyse yarısının (yüzde 40-45) bir cinsel sorun yaşadığını gösteriyor. 27 bin 500 kadın üzerinde yapılan bir çalışma kadınların yüzde 39’unun en az bir cinsel sorun yaşadığını ortaya koydu. Yaklaşık 13.000 kadın üzerinde yapılan başka bir araştırma kadınların yaklaşık yüzde 70’inin tam olarak tatmin olmadığını gösterdi. Üstelik bu sorunlar yaşla birlikte artıyor. Kadınlarda en sık cinsel isteksizlik, orgazm sorunları, cinsellikten zevk alamama, uyarılma ve ağrı hastalıkları ile performans endişesi görülüyor. Bunların sebeplerine bakıldığında organik faktörlerle yani damarsal, hormonal, sinirsel sorunlar gibi problemlerle birlikte kadının cinselliği nasıl öğrendiği, eski deneyimleri, ilişki problemleri, iletişim sorunları, kültürel baskılar gibi psiko-sosyal nedenler de önemli yer tutuyor. Bir de erkeğin sorunu kadını etkiliyor. Partneri sertleşme sorunu, erken boşalma, penisteki anatomik şekil veya hacim bozuklukları kadının cinsel hayatını olumsuz etkiliyor, tatminini azaltıyor.
Erkekler rahat doktora başvurabiliyorlar mı?
Türkiye’de erkekler cinsel sorunlarını doktora açamıyorlar. Bunun sebebi çoğu zaman utanma duygusu. Yapılan çalışmalar erkeklerin yüzde 74’lük bir kısmının utanma sebebiyle cinsel konuları doktorlarıyla konuşmadığını gösteriyor. Sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin yüzde 92’si doktora başvurmuyor. Burada kadının sorunu kişiselleştirmeden anlayışlı bir dille erkeği doktora başvuramaya ikna etmesi önem kazanıyor.
İnsanlar sessizce acı çekiyor
Cinselliği zora sokan Türk işi faktörler var mı?
Türk toplumunda cinsellik hâlâ bir tabu. Cinsellik konuşulması ayıp bir konu olarak algılanıyor. Aile içinde cinsel eğitim verilmiyor. Bu nedenle pek çok yanlış bilgi ve şehir efsanesi doğuyor. Birçok kişi partnerleriyle bile bu konuyu konuşmaktan kaçınıyor. Sonuçta bir cinsel sorun olduğunda (ki dünyada her üç yetişkinden biri en az bir cinsel sorun yaşıyor) insanlar sessizce acı çekiyor. Türkiye’de her 10 kişiden yalnızca biri doktora başvuruyor. Kulaktan dolma bilgilerle yanlış tedaviler uyguluyor. Örneğin performans ilaçlarını kullanıp fayda görmeyenler “Bu bile işe yaramadı” diyerek cinsellikten uzaklaşıyor. Oysa sertleşme sorununun altında hormonal bir problem yatıyorsa önce hormonal tedavi yapılması gerekiyor. Yapılmazsa sertleşme ilaçları yardımcı olmuyor. Bu hastalar doktora başvurmadıklarından doğru tedaviye ulaşamıyor. Cinsel sorunlar giderek büyüyor, bir kısırdöngü şeklinde partnerin de cinselliğini etkiliyor. Kısa sürede tedavi edilebilecek bir cinsel problem zamanla ilişki çatışmalarına hatta ayrılıklara yol açıyor.
Spontan cinsellik önemli mi?
Cinselliği her zaman, mekan ve koşulların uygun olduğu anda yaşayamazsınız. Çok yorgun olsanız da, kendinizi bakımsız hissetseniz de bazen kendiliğinden gelişen karşılıklı istekler oluştuğunda bunun keyfini çıkarmanız gerekir. Mesela erkek eve yorgun gelir, banyo yapmamıştır, streslidir. Kadın da tüm gün koşuşturmuş ve bakımlı olacak, eşi için hazırlanacak vakti bulamamıştır. Bu durumda cinsellikle ilgili hisler spontan olarak oluşursa cinselliği ertelemeden o anı yaşamak doğrudur.
Cinsel ilişki sıklığı “normalde” ne kadar olmalı?
Cinsel ilişki sıklığının “normal” bir sayısı yoktur. Bu bazı çiftler için her gün bazıları için haftada ya da ayda birkaç keredir. Önemli olan cinsel ilişki sıklığından ziyade yaşanan cinselliğin erkek için de kadın için de fiziksel, duygusal, psikolojik tatmin sağlamasıdır.
İlişkiden daha çok zevk almanın yolu var mı?
Sebep organikse yani hormon eksikliği, altta yatan hastalık, ilaçlar gibi faktörler varsa tedavi edilir. Hormonlar takviye edilir, altta yatan hastalıklar ve ilaçlar düzenlenir. Sertleşme problemi, erken boşalma gibi başka cinsel sorunlar tatmin ve zevki azalttıysa ilaç tedavisinden cerrahiye kadar değişik tedaviler uygulanır. Tatmin ve zevk azalması partnerden kaynaklanıyor olabilir. Örneğin partnerdeki bir cinsel sorun veya isteksizlik eşi de etkiler. Bu durumda partner de incelenir. Ancak tatmin ve zevk hisleri ilişki ve kişiye ait faktörler nedeniyle azalmışsa bunlar da incelenerek önerilerde bulunulur.
Bel çevresi ile cinsellik arasında nasıl bir ilişki var?
Karın içi yağlar ve kilo fazlalığı hem hormonal dengesizlik yaratır, hem de tansiyon, şeker hastalığı, kalp-damar problemleri gibi sağlık sorunlarını sıklaştırarak cinsel performansı azaltır.Son yıllarda yapılan çalışmalar özellikle bel çevresi kalınlığının seks hormonlarının seviyelerini önemli ölçüde azaltarak, cinsel istek ve performansı olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Bu nedenle bu yıl bel çevrenizi kadınsanız 80 cm, erkekseniz 94 cm altında tutmaya gayret edin. Vücut kitle endeksinizi (boy/ kilo) de 25’in altına indirin.
Erkek bir kere başarısız olunca hemen panik olur, bu ne kadar doğru?
Cinsel performans fiziksel sorunlar kadar uyku seviyesi, stres düzeyi, duygusal durum, ortam, partner gibi pek çok faktörden etkilenir. Ancak tek sefer başarısızlık nihai sonuç değildir. Sorununuz devam ediyor ve cinsel yaşam kalitesini azaltıyorsa doktorunuza danışmak gerekir. Tabii burada tekrar belirtmekte fayda var. Her türlü cinsel sorunun bir tedavisi vardır. Önemli olan zamanında doktorunuza başvurmaktır.
Hedef uzun bir performans mıdır?
Pek çok kişi cinselliğin uzun sürmesini iyi performans olarak düşünür. Oysa iyi bir performans sadece süreyle belirlenmez. Önemli olan partnerle birlikte mutluluk ve tatmin yaratan bir cinsellik yaşamaktır. Bu nedenle kişilerin kendilerine fiziksel ve psikolojik olarak yıpratıcı hedefler koymaması gerekir. Ancak eğer erken boşalma sorunu olduğunu düşünüyorlarsa hekime danışmalılar.
Uzun ilişkilerde cinsellik
Uzun ilişkilerde spontan hislerde bir azalma görülebilir ancak her çift bunu yaşayacak diye bir sonuç yoktur. Uzun süreli ilişkilerde cinsel beraberlik sıklığının azalması da normaldir. Ancak tatminkâr, doyurucu, kaliteli ve sevgi dolu bir beraberlik durumunda cinsel ilişki sıklığı azalsa da cinsel ilişkiden alınan doyum değişiklik göstermez. Tabii burada önemli olan, cinsel isteğin duygusal, karşılıklı hisler, düşünceler kadar hormonlar, altta yatan organik nedenler, hastalıklar, kullanılan ilaçlar ve yaşam tarzı faktörlerinden de etkilendiğinin bilinmesidir. Yaşla birlikte meydana gelen hormonal değişimler, altta yatan sistemik hastalıklar, yaşam tarzı cinsel isteği azaltabilir. Uzun süreli ilişkilerde iş- aile-okul sorumlulukları, finansal problemler, vakitsizlik, cinsellikte yenilik arayışına girmemek, belirli bir monotonluğu takip etmek, cinselliği “oldu, bitti” anlayışıyla kabul etmek, cinsellikte kalite aramamak gibi pek çok sorun cinselliği etkileyebiliyor. Zamanla cinselliği karşılıklı bir zevk aracı olmaktan çıkarıp bir görev haline getirmek de uzun süreli ilişkilerde seksi keyifsiz kılabilir. Cinselliğin “sensuality” yani duygusal yakınlık kısmı çok önemli. Beş ülkede yaklaşık 1100 çift üzerinde yapılan bir çalışma ilişki kalitesi ve mutluluk için sadece cinsel birlikteliğin değil öpmek, sarılmak ve okşamanın gerekli olduğunu gösterdi. Cinsel sorunların partnerler arasında hiç konuşulmaması da olayları daha içinden çıkılmaz bir hale getirir. Bazen sadece bu sorunları dile getirmek bile çiftin cinselliğini tekrar ateşleyebiliyor.