Pazar Nevrozu

Volkan KUMAŞ
Sorgulanmayan bir hayat yaşanmaya değmez.

Sokrates


Hafta sonu büyük bir alışveriş merkezi'ne (AVM) gittim bunalmak için. İnsanların hınca hınç doldurduğu, nerdeyse yürümekte zorlandığımız bir AVM de amaçsız ve anlamsız bir seyrüsefer yaptım. Hafta sonu yoğun iş temposu içerisinde yorulan ve dinlenmesi için kendine verilen kısa hafta sonu tatillerinde ise dinlenmenin hakkını veremeyen insanların oluşturduğu çok büyük bir topluluk vardı her tarafta. Büyükşehirlerde yaygın olarak bulunan AVM'lerin artık Anadolu da yer alan çeşitli şehirlerde de yaygınlaştığını görüyoruz. Büyük sermaye sahipleri insanların mutlu olması için (!) her geçen gün yeni bir yatırımla çıkıyorlar karşımıza. Peki, siz en son ne zaman bunaldınız? Kendinizi amaçsız ve anlamsız olarak bulduğunuzda en son ne zaman sorguladınız?

Girizgâhtan bakan konumuzu AVM'ler, konumumuzu AVM sanabilir. Ancak bizim derdimiz AVM'ler değil. İnsanın varoluşu. Kendisine sunulan onca sınırsız teknoloji ve maddi olanaklar olmasına rağmen insan yine mutsuz. Gün geçmiyor ki cinnet geçiren bir babayı, intihar eden ya da öldürülen bir kadın haberini almayalım. Bu satırları yazarken Taksim meydanında aracını yakan bir taksi şoförünün haberi veriliyor haberlerde. Dünyanın dört bir yanındaki savaşları, ölümleri, katliamları, açlığı, sefaleti, doğal afetleri bu tablonun neresine çizeceğinize siz karar verin. Bu aslında varoluşsal bir problem. Nedeni ile, nasılı ile, amacı ile kendini sorgulamayan, düşünce dünyasından bir pencere açıp bak/a/mayan insan sonunda kendini bir boşlukta bulur. Günümüzde gelişen bilim ve teknoloji insanların boş zamanlarında ki artışı da beraberinde getirmiştir.  Zaman konusunda zaten hoyrat olan insanoğlu yeni boş zaman dilimlerini nasıl değerlendireceğini pek bilememektedir. Genelde can sıkıntısı diye adlandırdığımız ve soluğu AVM'lerde aldığımız eylemlerimizde bunun bir yansımasıdır. Bu zaman dilimlerinde insan yapacak bir şey bulamadığında ya başka insanların yaptıklarını yapmak isteyecek ya da başka insanların ondan istediklerini yapacak. Her ikisinde de bir doyumsuzluk hali bizleri kapıda bekliyor olacaktır. Anlamsızlık duygusu yaşamımızın merkezine oturduğunda kendi aklımızın değil kolektif aklın ürünü olacak eylemlerimiz bizi varoluşsal bir boşluğa götürmek için bize yol arkadaşlığı yapacaktır. Anti depresanlarla kucaklaşmamız, saldırgan davranışlar sergilememiz, madde kullanımına yönelmemiz, suisid düşünceler içerisinde olmamız hep bu varoluşsal boşluğun bir yansımasıdır.

Bu nevrotik semptomların genelde hafta sonlarında veya tatillerde daha fazla ortaya çıktığı gerçekliğini halen korumaktadır. Bu durumla ilgili olarak Viktor Emil Frankl (1905-1997) "hafta içi kendini işine vererek bu boşluk, anlamsızlık duygusundan kaçabilen kişi yapacak bir iş bulamayınca anlamsızlık, boşluk, boşunalık duyguları da olanca yoğunluğuyla bilince ulaşır ve onu anlamlı-anlamsız bir şeyler yapmaya zorlar" demekte ve bu duruma "Pazar Nevrozu" adını vermektedir. 

Aslında hafta sonlarında yüzleştiğimiz şey kalabalıklar içerisinde nasıl yalnız olduğumuzun bir göstergesi. İş yaşamının dışına çıkan birey öznel hayatında yaşadığı boşluk belirginleşmeye başladığında hayatının nasılda içerikten yoksun olduğu gerçeği ile yüzleşmektedir. Bu yoksunluğu bilgisayar oyunu oynayarak, sosyal paylaşım sitelerinde tanımadığı arkadaşları ile sohbet ederek,  AVM'lerde gezip-yemek yiyerek, dinlenmek yerine daha çok yorularak dönülen kısa tatillere çıkarak gidermeye çalışmaktadır. Bu eylemlerin olmadığı zamanlarda ise kişi kronik yalnızlığı ile baş başa kalmaktadır.  

Paulo Coelho'nun ölmek isteyen Veronikası da aynen bu dertten muzdarip bir roman kahramanı olarak aslında günümüz insanına yaşamında bir şeylerin eksik olduğunu bağırarak anlatıyor. Her gün yaptığımız ama bir türlü duygularımızla ilişkilendiremediğimiz günlük eylemlerimiz bu varoluşsal boşluğun sorgulanması ile yüzleşmekten kaçmamıza sebep oluyor. "Anlamsızlık duygusu bir nevrozun belirtisi ve semptomu olmaktan çok, insan olmanın bir kanıtıdır" diyen  Frankl bizlere artık cesaretli bir sorgulama ile anlamsızlık duygusundan anlam çıkartmamız gerektiğini söylemektedir. 

Tercih hakkınızı kullanın. Cesaretli, bir sorgulama mı? Yoksa alışverişe devam mı? 


Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.