Zaman zaman kalp atışlarınızın hızlandığını mı hissediyorsunuz? Terleme, göğüs ağrısı, baş dönmesi veya nefes darlığı gibi sorunlarla mı karşılaşıyorsunuz? Ya da ruhunuzu ölüm korkusu mu sarıyor? Bu ve buna benzer belirtilerden en az dördü sizde görülüyorsa panik atak olabilirsiniz...
VKV Amerikan Hastanesi Psikiyatri Bölümü'nden Dr. Gülçin Arı Sarılgan'ın verdiği bilgilere göre, panik bozukluk, tekrarlayan ve beklenmedik anlarda ortaya çıkan panik ataklarıyla seyreden, hastanın sonraki ataklarla ilgili beklenti korkusu yaşayıp, kaçınma davranışı sergilediği bir bozukluktur. Eğer tedavi edilmezse yaşam kalitesini oldukça düşürür.
Panik atak aşağıdaki belirtilerden en az dördünün birden başladığı ve 10 dakika içinde en yüksek düzeye ulaştığı yoğun korku ve rahatsızlık dönemidir:
- Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma olması
- Terleme
- Titreme ya da sarsılma
- Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları
- Soluğun kesilmesi
- Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma hissi
- Bulantı ya da karın ağrısı
- Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
- Derealizasyon ya da depersonalizasyon (Çevrenin veya bedenin değişiyormuş hissi)
- Konrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu
- Ölüm korkusu
- Vücutta uyuşmalar
- Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
Tehlike Yok Ama Belirti Var
Panik atak, herhangi bir gerçek tehdit ya da tehlike olmaksızın ortaya çıkar ve belirtiler birkaç dakikada doruğa ulaşır. Atak, tipik olarak şiddetlidir ve hasta hastaneye acil servise gitmek ister. Panik ataklar, üç guruba ayrılır:
• Beklenmeyen panik atakları: Panik bozukluk tanısı koyabilmek için gereklidir.
• Durumla bağlantılı panik atakları: Özgül fobi ya da sosyal fobi gibi diğer anksiyete bozuklukları için daha tipiktir.
• Durumun öncülük ettiği panik atakları: Panik bozukluğunda sık görülmekle birlikte, fobilerde de sık olarak ortaya çıkabilir.
Agorafobili ya da Agorafobisiz Olabilir
Panik bozukluk agorafobili ya da agorafobisiz olabilir. Agorafobi “panik atağın ortaya çıkması durumunda kaçmanın zor olabileceği (ya da sıkıntı doğurabileceği) yerlerde bulunmaktan aşırı sıkıntı duyma” demektir. Kişi bu durumlardan ya kaçınır ya da eşlik eden birinin yardımı ile duruma katlanır.
Panik bozukluk sık görülen bir psikiyatrik bozukluktur ve yaşam boyu yaygınlık oranı yüzde 1.5-3 olarak bildirilmektedir. Panik bozukluk her yaşta ortaya çıkabilmekle beraber tipik olarak geç ergenlik döneminde ve otuzlu yaşların ortalarında görülmektedir.
Kadınlarda Daha Sık Görülüyor
Kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha fazla sıklıkta görülmektedir. Kadınlarda daha sık görülmesinin birkaç nedeni olabilir:
- Kadınlardaki hormonal değişikliklerin etkisi önemlidir; ayrıca kadınların aile ve toplum içinde görevlerinin daha fazla olması ve bu nedenle daha fazla stres altında olduğu bir gerçektir.Fakat kadınların sıkıntılarını erkeklere göre daha rahat ifade edebildikleri ve bu nedenle daha fazla psikiyatrik başvurularda bulundukları unutulmamalıdır.
- Çocukluğunda cinsel tacize uğramış kişilerde panik atak daha sık görülmektedir. Öyküsünde ergenlik dönemi öncesi ebeveyn kaybı yaşamış olmak, boşanmış-dul olmak, düşük eğitim düzeyi, aile içi şiddet, genetik yüklülük,kentte yaşamak diğer risk faktörleridir.
Fiziksel Sorun Olmamalı
Çeşitli tıbbi durumlar ya da kullanılan bazı psikoaktif maddeler Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu oluşturabilir. Kardio-vasküler hastalıklar, pulmoner hastalıklar, nörolojik hastalıklar ve tirioid bozuklukları gibi çeşitli endokrin hastalıklarında panik atak benzeri kaygı bozukluğu oluşabilir. Bu nedenle hastanın ilk başvurduğunda genel dahili bir muayeneden geçerek bu tıbbi durumların dışlanması zorunludur. Ayrıca kafein, kokain, marihuana ve nikotin entoksikasyonlarında ve alkol yoksunluğunda anksiyete atakları ortaya çıkabilir. Panik atak diyebilmemiz için genel tıbbi durumların ve madde kullanımının dışlanması zorunludur.
Nasıl Tedavi Edilir?
Panik bozukluğunun erişkinlerde tedaviye iyi yanıt vermesine rağmen, süregen ve tekrarlayıcı bir seyir izlediği bilinmektedir. Tedavisinde çeşitli antidepresan ilaç tedavilerinin yanında Bilişsel-Davranışçı tedaviler yer alır. Eğitimin (Psycho-education) önemi büyüktür. Hastaya panik atakla ilgili bilgi verilir, içgörü kazandırılması hedeflenir. Solunumun yeniden eğitimi verilir ve hastaya çeşitli gevşeme egzersizleri öğretilir. Yalnış yorumların düzeltilmesi amaçlanır. Hastaların günlük tutarak panik ataklarını ve ataklara ilişkin duyumları kayıt etmeleri istenir. Psikodinamik psikoterapinin önemi büyüktür. Panik atak destek guruplarının da tedavide yeri vardır.