Panik atak kadınlara musallat oluyor

Çoğu zaman kalp krizi, felç, mide ve beyin kanaması gibi korkulan bir hastalığı andıran “Panik atak”ın ağına düşenlerin yüzde 80’ini kadınlar oluşturuyor.

Psikolog Ceyda Subaşı, son yıllarda panik atak hastalığına yakalananların sayısında hızlı bir artış yaşandığını, yapılan araştırmalarda Türkiye'de her 100 kişiden 4'ünde panik atak hastalığı görüldüğünü söyledi.

Panik atağın kişide beklenmedik dönemlerde ortaya çıkan, ani fiziksel belirtilerin yaşandığı, kişiyi bir anda en uç sınıra götürebilen bir psikolojik sendrom olduğunu kaydeden Subaşı, "Kişinin hiç beklemediği bir anda hayatının içerisine girebilen, en mutlu ya da keyifsiz gününde başlayabilen bir sendromdur. Bu nedenle de korkutucudur. Kişi ilk başlarda adını koymakta zorlanır” dedi.

Subaşı, “Genelde acil serviste biten ilk ataktan sonra kişi tahlil ve ölçümler yaptırır. Yaşadığı korkunç bir olaydır. Neredeyse ölüme yaklaşmıştır, ancak tüm tahliller normal değerleri göstermektedir. Sıradan bir gün içerisinde bir anda başlayan bir durum olduğu için kimi nerede, nasıl yakalayacağı belirsizdir. Zaten hastayı ileride de zorlayan bu ikinci kısmıdır. Nerede nasıl yaşayacağını bilemediği için hastanın üzerindeki baskı artar" diye konuştu.

KİŞİLERE GÖRE DEĞİŞİR…
Panik atak hastalığının belirtilerinin diğer hastalıklara benzediğine dikkat çeken Subaşı, "Genel fiziksel belirtiler kişiye özgü farklılık gösterebilir. Genelde ilk atakta kalp krizi benzetmesi çok görülür. Çok şiddetli bir kalp atımı, sanki kalbiniz yerinden fırlayacakmış gibi, buna eşlik eden beyinde uğultu, basınç, sanki tansiyonu çok yükselmiş gibi bir his.” “Bu arada düşüncelerde değişim gözlenir, kişide ölüm korkusu ve 'sonum geldi' düşünceleri gelişir. Bazen nefes düzensizliğiyle başlar, nöbet şiddetlenir, dilinizin boğazınıza kaçtığını düşünür nefes alamaz hale gelirsiniz. Bayılma hissi, acil yardım arama ve yine ölüm korkusu hissedebilirsiniz. Belirtiler çoğu kez korkulan bir hastalığın taklididir. Kişinin yaşadığı tüm belirtiler kalp krizi, felç geçirme, mide kanaması, beyin kanaması gibi korkulan bir rahatsızlığı andırır ve kişi gerçekten bu şikayetle acil müdahale altına alınır" diye konuştu.

FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLER…
Panik atakta görülen fiziksel değişiklileri de anlatan Subaşı, "Panik atak hastalığına yakalananlarda ilk önce mideye bir şey çöküyor hissi, avuç içlerinde terleme, hızlı ve şiddetli kalp atışları, ellerde titreme, diz ve bacaklarda güçsüzlük veya esneklik, ağız kuruluğu, göğüste basınç, hızlı nefes alıp verme, bulantı veya ishal, baş dönmesi, sersemlik, göz kararması, açık olarak düşünememe, bulanık görme, görülür. Bu değişiklikleri yaşayanların mutlaka en yakın hastaneye başvurmaları gerekir" dedi.

İYİLEŞME ŞANSI YÜZDE 95…
Özellikle son yıllarda toplum içerisinde neredeyse her sıkıntı, her belirti 'panik atak hastasıyım' olarak yorumlanır hale gelmiştir. Bu nedenle hastalığı doğru saptamak önemlidir. Atakların sıklaşması, diğer düşünce ve duygusal tepkileri de beraber getirmesi gerekmektedir. Bir kez yaşanan bir sıkıntıya hemen panik atak diye bakmak yanlıştır.

Zaten panik atakta önemli olan ilk ataklar değil, kişinin ataklara dair duyduğu beklenti ve bu beklenti nedeniyle sürekli benzer ortamlardan kaçınma isteğidir. Çünkü birey yaşadığı sıkıntının fiziksel olduğunu düşünür, hastaneye gider, birçok tahlil, test bazen ameliyata varan dönemler geçirir. Ancak halen net bir bulgu bulunmaz. Bu sefer belirsizlik kişiyi sıkıntıya sokar.

Gizli bir hastalığı olduğunu düşünmeye başlar. Psikolojik olduğunu keşfetmesi zaman alır. Panik atağın, gittikçe popüler anlamda yayılan bir rahatsızlık haline geldiğini ifade eden Subaşı, "Bunun nedeni giderek yaygınlaşması, toplum sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmasıdır. Yakın zamanda yapılan bir araştırma sonucuna göre, ülkemizde her 100 kişiden 4'ünün tedavi gerektirecek düzeyde panik atak problemiyle karşı karşıya olduğu sanılmaktadır. Her 100 kişiden 10'u da panik atak için sırada beklemektedir" dedi.

(AA) Fatih KEÇE

Psikoloji Haberleri

1. Dalga Terapiler nelerdir?
ABD Kollektif Travmayla Boğuşuyor
Alışveriş Hastalıkları Hangileridir?