Öztanrıöver: "Duygusal şiddete maruz kalan çocuklar saldırganlaşıyor" 

Psikiyatrist Sümer Öztanrıöver, duygusal istismara maruz kalan çocukların öfke kontrolünü sağlayamadıklarını, saldırgan davrandıklarını, sağlıklı agresyon gösteremediklerini söyledi. 

Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Sümer Öztanrıöver, duygusal istismara maruz kalan çocukların öfke kontrolünü sağlayamadıklarını, saldırgan davrandıklarını, sağlıklı agresyon gösteremediklerini söyledi. 
Sümer Öztanrıöver, çocukluk çağında yaşanan fiziksel ve cinsel istismar ile ihmalin travmaya yol açtığının herkes tarafından bilindiğini belirterek, "Az bilinen ya da fark edilmeyen ve daha fazla görülen bir durum daha vardır ki, o da duygusal istismar ve duygusal ihmal" dedi.
Dünya Sağlık Örgütünün 2017 yılı verilerine göre her 4 çocuktan birinin fiziksel istismara her 3 çocuktan birinin ise duygusal istismara maruz kaldığını anlatan Öztanrıöver, "Toplumda psikiyatrik rahatsızlıkların neden bu kadar yüksek oranda görüldüğünü de açıklayan, endişelendiren ve önlem alınması gereken bir veridir bu. Travma olduğu fark edilmeyen duygusal istismar örneklerine bakacak olursak hemen her ailede yaşanan türden olduğunu kolayca görebiliriz. Bunların çocuğa yapılması ya da başkasına yapılsa bile çocuğun buna tanık olması travmaya yol açmaktadır" diye konuştu.

Ebeveynlerin öfkelerini kontrol edememelerinin, çocuk hata yaptığında orantısız tepki vermenin, çocuğu 'daha iyi olsun diye' sürekli eleştirmenin, kuralcımükemmeliyetçiotoriter ebeveynliğin, çocuğu dinlememe ve aşırı öğüt vermenin birer duygusal istismar olduğunu anlatan Öztanrıöver, ebeveynlerin çocuğa sarılmaması, çocuk hata yaptığında ebeveynin küsmesinin, ebeveynin aşırı meşgul olması veya hasta olması, çocuğun küçük yaşta ebeveynlerden uzun süreli ayrılmasının, çocuk mutlu olsun diye ebeveynin çocuğun her istediğini yapmasının, ebeveynin rehberlik yapmaması ve sağlıklı sınırlar koymamasının da duygusal ihmaller olduğunu ifade etti.

Öztanrıöver, çocukluk çağında travmaya uğramış olan çocuk ve gençleri fark etmek için bazı ipuçların olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Travmaya uğrayan çocukları iki gruba ayırabiliriz. Bir grup sürekli tehlike beklentisiyle aşırı uyarılma yaşayan, hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon azlığı gösteriyor. Bu çocuklar evdeokulda problem yaratıyor ve fark ediliyorlar. Erken yaşlarda uzun süren fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalmak şefkat eksikliği ve empati yoksulluğuna yol açarak kendinden güçsüzlere saldırgan davranmalarına ve eziyet etmelerine yol açabilir. Bu grup 'sorunlu çocuk' olarak etiketleniyorlar. Diğer grubun ise birden fazla travması var. Kendileri, çevresindekiler tarafından fark edilmiyorlar. İçine adam kaçmış gibi görünüyorlar, çocukluklarını yitiren çocuklar bunlar. Kendilerinden küçüklerle ya da büyüklerle iyi anlaşıyorlar."

Öztanrıöver, çok uslu, olgun, ebeveynlerini hiç üzmeyen, çok zeki, üstün zekalı, kontrolsüz öfke patlamalarının olması, sağlıklı agresyon gösteremeyen, tartışmaktan kaçınan yani kendi çıkarını koruyamayan, sağlıklı sınır koyamayan çok kaygılı ve takıntılı olan çocukların da travma mağduru olma ihtimallerinin yüksek olduğunu sözlerine ekledi. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Psikoloji Haberleri