Oyunların İçerik Üretimini Yönetmek Çok Önemli"

Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metehan Irak, oyun oynamanın bu kuşaktan geri alınamayacağını belirterek, "Oyun oynamayı bırakalım' demek çözüm değil.

Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metehan Irak, oyun oynamanın bu kuşaktan geri alınamayacağını belirterek, "Oyun oynamayı bırakalım' demek çözüm değil. Bunun içerik üretimini yönetmek çok önemli. Bu oyunların içerisinden şiddeti çıkarırsak hiçbir şey kaybetmeyiz.

Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metehan Irak, oyun oynamanın bu kuşaktan geri alınamayacağını belirterek, "Oyun oynamayı bırakalım' demek çözüm değil. Bunun içerik üretimini yönetmek çok önemli. Bu oyunların içerisinden şiddeti çıkarırsak hiçbir şey kaybetmeyiz." dedi.

TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı'nın "Çocuk Gelişiminde Ekran Etkisi" oturumunda konuşan Irak, oyun bağımlılığının belirtilerini, "oynarken heyecan duyma", "zihnin sürekli bununla meşgul olması", "oyun oynamakla ilgili yalanlar söyleme", "oyunu bıraktığında yoksunluk yaşama", "olumsuz duygulardan kaçınmak için oynama", "oyuna zaman ayırdığı için ilişkilerinin zarar görmesi" ve "işe devam etmekle ilgili sorun yaşama" şeklinde sıraladı.
Irak, oyun oynamanın ruh sağlığında değişiklik, kötüye kullanma, bağımlılık ve uyumsuz davranış geliştirme gibi farklı psikolojik sonuçlara neden olduğunun altını çizdi.

Bazı oyunların reklamında kullanılan ifadelerle şiddet içeriğinin abartıldığını anlatan Irak, oyunlarda ırkçı yaklaşımlara yer verildiğini de dikkati çekti.

Prof. Dr. Irak, oyun bağımlılığıyla birlikte çocukların ve ergenlerin evlere hapsolduğunu, bu sosyal izolasyonun da büyük problemlere sebep olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Oyun bağımlılığına bir bağımlılık olarak tanı konulmaması tartışılıyor. Uyuşturucu, alkol, sigara, madde kullanımı sırasında edinilen haz ve bu hazzın yarattığı durum beyindeki hangi alanları tetikliyorsa oyun bağımlılığının da yapılan beyin görüntüleme çalışmalarında, aynı bölgelerle ilişkili olduğu belirtiliyor. Yani diğer bağımlılık türleriyle aynı nöral temelleri paylaşıyor."

Şiddetin ve bu tür uyarıcılarına devamlı maruz kalmanın bilişsel süreçler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğine işaret eden Irak, "Oyun oynamayı bu kuşaktan geri alamazsınız. 'Oyun oynamayı bırakalım' demek çözüm değil. Bunun içerik üretimini yönetmek çok önemli. Bu oyunların içerisinden şiddeti çıkarırsak hiçbir şey kaybetmeyiz. İçinde yaşama dair kurguların olduğu alternatif oyunlar var. Oyunla vakit geçirmek içerik açısından yönetilebilir bir şey." değerlendirmesini yaptı.



- "Eğitimi kolaylaştıran oyunlar çocuklar için faydalı"

Onward Kurucusu ve Ceo'su Gabe Zichermannn, çocukların ekranı çok sevdiğini ve etkileşim içine girdiğini dile getirerek, günde 2 saat ekran kullanımının özellikle ergen çocukların entelektüel kapasitesini etkilediğini vurguladı.

Çocuklarının ekran karşısında uzun zaman geçirmesinden endişe duyan ebeveynlerin bir çoğunun da ekranda uzun zaman geçirdiğine dikkati çeken Zichermannn, ebeveynlerin ekranın kendilerini nasıl etkilediğine, çocukları üzerinden bakarak endişeye kapıldıklarını söyledi.

Çocukların ekranda vakit geçirme sürelerinin problem teşkil edip etmediğiyle ilgili tartışmaların olduğunu belirten Zichermannn, şunları kaydetti:

"Eğer çocuk Youtube'da bir video izlediği için okul ödevlerini yapmıyorsa bu bir problemdir fakat böyle bir sorumluluğu olmayıp hasta olduğu için ekran karşısında vakit geçiriyorsa bu problem değildir. Bunun içinde bulunan bağlam çok önemli. Benim yaptığım bazı oyun programları, çocukların ekranda iyi şeyler kazandıklarını gösteriyor. Dil öğrenmeye ve otizmli çocuklara yönelik okulda eğitimi kolaylaştıran oyunlar var. Bunlar çocuklara faydalı ve ekranın olumlu yönleri. Sonraki neslin bizden daha iyi olabileceğine inanıyorum. Çocuklarla ilgili bir problemimiz aslında yok."

Çocuklar için "güvenli içerik ve süre sınırı" uyarısı

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Burak Açıkel, çocukların ekrandan bazı şeyleri öğrenebileceğini fakat bunun bazı yaş gruplarına göre değişiklik gösterdiğini belirtti.

Bebekler ve çocukların ekranlar başta olmak üzere tüm iki boyutlu ortamlarda karşılıklı etkileşime girdiğini fakat bilgiyi aktarmakta güçlük çektiklerini aktaran Açıkel, şu bilgileri verdi:

"Çocuklar 24 aya kadar ekranlardan çok öğrenemez. Sonrasında ise güvenli içerik ve süre sınırıyla birlikte vakit geçirmeleri öneriliyor. Çocuklara ekranların nasıl kullanılacağı öğretilmeli yani kılavuzluk yapılmalı. Hiçbir zaman okul öncesi dönemde bir çocuğun ekran karşısında tek başına kalmasını hem öğrenme hem de güvenlik açısından önermiyoruz. 2 yaş üzerine 1 saat ile sınırlandırmak önemli. 5 yaş altında ekran, günlük yaşamın bir parçası olmamalı. Özellikle yemek yerken ekran olmamalı. Ebeveynler kendi medya kullanımını düzenlemeli ve aile medya planı oluşturulmalı."

Kaynak:www.haberler.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Rehberlik Haberleri