Otizm, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen karmaşık bir gelişimsel farklılık. Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nükhet İşiten, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde hastalığın belirtilerine ve tedavisine dikkat çekti.
Otizmli çocuklarda kendini ifade edebilme, duygu ve düşüncelerini aktarabilme özelliği ile sözel iletişimin kısıtlı olduğunu aktaran İşiten, otizmli bireylerin özellikleri hakkında şunları söyledi:
"Otistikler kendi anlam dünyalarında yaşayan çocuklardır. Otizmin Türkçe karşılığı, ‘kendi dünyasında yaşamak’tır. Tedavi de bunun üzerine kurulur. Yani onu kendi otistik dünyasından çıkarıp hepimizin yaşadığı normal dünyaya adapte edebilmek amaçlanır.
Bu çocuklarda zihinsel gelişim yani IQ ayrı bir şeydir. Yüksek de olabilir, normal de olabilir, düşük de olabilir. EQ yani duygusal zeka, daha kısıtlıdır. Sosyal, duygusal iletişim kısıtlıdır. Zekası çok yüksek olanlar üniversiteye bile gidebilirler ama insan ilişkilerinde ya da kendini ifade etmede çok zorlanırlar. Dış dünyaya kendini kapatıp kendi dünyasına girme ve dışarıdan gelen uyarıları kabul etmeme, reddetme çabası görülür.”
ERKEN TANI VE EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ
Bir beyin hastalığı olan otizmde erken tanının önemine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. İşiten, otizm tedavisinde eğitimin esas olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Erken tanı eğitim ile otizmli çocuk kendi başına bazı işleri yapabilecek hale getirilebiliyor. Bazı durumlarda da çocuk aldığı eğitim ile neredeyse bu hastalığı yok edecek düzeye gelebiliyor ancak tamamen iyileşmesi mümkün olmuyor. Burada yapılacak tek şey erken tanı ile eğitime başlamaktır. Özellikle anne-babanın ikinci aydan itibaren bebeği çok iyi izlemesi, otizm işaretleri taşıyıp taşımadığını gözlemlemesi gerekir. En önemli belirti göz temasıdır. Bebek başta annesi olmak üzere karşısındaki kişiyle göz teması kurmaz. Gözleriyle bir şeyi takip etmez, seslere tepki göstermez.”
BEBEĞİNİZ GÖZ TEMASINDAN KAÇIYORSA...
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nükhet İşiten, çocukta otizmi düşündürecek belirtilere dikkat çekerek ailelere şu önerilerde bulundu:
-Göz teması kurmaz, seslenmeye tepki vermez.
-Kayıtsızdır, duymuyormuş gibi davranır.
-Taklit etmez, oyun oynarken bir senaryo ile oyun kurmaz. Dönen bir şeyi saatlerce takip edebilir.
-Yaşıtları ile oynamaz, annesi yanından ayrıldığında kayıtsız kalır.
-Ayak parmakları üzerinde ve kendi etraflarında dakikalarca dönebilir. Anlamsız vücut hareketleri yapar.
-Anlamsız sesler çıkarır, aynı kelimeyi defalarca anlamsız şekilde tekrarlayabilir. Konuşma becerileri ile sosyal gülümsemesi yok ve sarılmaz.