İzmirli eğitimciler, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim Terbiye Kurulunun ÖSYM ile görüş alışverişi yaparak hazırladığı ve üniversiteye giriş sisteminde köklü değişiklikler öngören düzenlemeyi değerlendirdi.
ÖSS sisteminde yapılması düşünülen ve üniversiteye girişte 10, 11 ve 12. sınıf öğrencilerine yıl sonunda uygulanacak performans sınavından alınan notun üniversite giriş puanının yüzde 25'ini oluşturmasını içeren taslağı AA muhabirine değerlendiren İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, MEB'in gelecek yıl hayata geçireceği OKS sistemine benzeyen bu taslağın, ÖSS için de doğru olacağını belirtti.
Var olan ÖSS sistemiyle öğrencilerin geleceğinin birkaç saatlik sınava sıkıştırılmasının adaletli olmadığını ifade eden Aydoğan, öğrencinin çalışma performansının yıllara yayılması gerektiğini vurguladı. Aydoğan, öğrencinin okuldan aldığı notların üniversite giriş puanına mutlaka yansıması gerektiğinin altını çizerek, ''Öğretmenin puanı öğrencinin notuna yansımadığı sürece öğrenciyi okula bağlamak mümkün değil'' dedi.
Düşünülen sistemin öğrenciyi okula bağlayacağını, her yıl düzenli ders çalışmak zorunda bırakacağını, öğretmenin de etkinliğini artıracağını belirten Aydoğan, şunları kaydetti:
''Okullar öğrencileri üniversite sınavına hazırlama yeri değildir. Okullar eğitim yeridir. Bu her yıl yapılması düşünülen performans sınavı sistemi okullardaki eğitimin kalitesini de artıracaktır. Esas konu mesleki eğitim konusu. Vatandaş çocuğunu üniversiteye endeksli olarak okullara gönderiyor. Önemli olan üniversiteyi okumak değil. Orta öğretimden mezun olmuş birine meslek kazandırmak önemli.
Üniversiteyi kazanan da mutsuz, kazanamayan da. Kazanan ilk gün seviniyor, ikinci gün gelecek korkusuna düşüyor. Uygulanan ÖSS sistemi toplumu geriyor. Toplumda bir sürü mutsuz insan var sınav nedeniyle. Okuldaki performansın değer kazandığı sistem toplumda rahatlama da sağlar.''
Eğitim Bir-Sen İzmir Şube Başkanı Abdürrahim Şenocak ise tek sınav uygulamasının ''gelecek belirlemede sıkıntılar yarattığı'' ifade ederek, öğrencinin öğrenim boyunca sınava girecek olmasının okulların işlevini artıracağını söyledi. Şenocak, yeni sistemle okullardaki disiplinsizliğin de öğretmen ve okulun değer kazanmasıyla azalacağını savunarak, ''Bu uygulamadan sonra öğrenciler, okullar, dershaneler kendilerine yeni yol haritası çizecektir'' dedi.
Sistemin ilk uygulandığında bazı aksaklıkları da olabileceğinin altını çizen Şenocak, şöyle devam etti:
''Sınıf geçme ve not kaygısı olmadan, tek bir sınavla işin başarılacağı düşüncesi dershane merkezli bir eğitime neden oluyor. Okullarda otorite sorunu yaşanıyor. Öğrencinin gözü dışarıda, sadece diploma almak için okula gidiyor. Yeni sistem öğretmenleri ön plana çıkaracağından faydalı olacağını düşünüyorum. Sık olan depremler, bir kere olan depremin yıkıcılığını azaltır. Yani tek sınav yerine her yıl sonu yapılacak sınavlar daha az yıkıcı olur. Öğrenci eksikliklerini, sorunlarını telafi etme fırsatı bulacaktır.''
Türk Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ahmet Coşkun Ergin de sistemle ilgili bir değişiklik yapılırken öğretmenlerin de görüşünün alınması gerektiğini savundu. Okullar arasında eğitim kalitesi farkı olduğunu, bunun da adaletsizlik yaratacağını ileri süren Ergin, ''Sistem güzel ama adil değil'' dedi.
Ergin, ''merkezdeki okulla kenar semtlerdeki okulun eğitiminin faklı olacağını'' söyleyerek, ''Okullardaki eğitim seviyesini dengelemek lazım. Önce okulların altyapısını kurtarmak lazım. Mahalle içindeki okullar kaldırılmalı, eğitim kampüsleri kurulmalı. Böylece eğitim kalitesi dengesizlikleri engellenebilir'' dedi.
Gazeteport