ÖLÜM MEMATİNİN ADINDA SAKLI

Volkan KUMAŞ

          “sen ölümü hayat sandın, tohumu çorak toprağa ektin.

 ey akılsız! yalancı akıl tersini gösterir; hayatı, ölüm görür.”

                                                                                             Mevlana


 Onu bir mezarın başında tanıdık. Tanışmaya gelmeden önce. Tanıştıklarıyla yaptığı yol arkadaşlığı kalıcı ve vefalı olduğunu gösteriyor. Onun içindir ki aradan ne kadar zaman geçerse geçsin her geldiğinde aynı baki muhabbetle selamlıyor yol arkadaşını.

İnsanın hayatından çıkaramadığı ve kabul ettiği tek gerçekliğin bu kadar yok sayıldığı ikinci bir durum daha yok zannedersem. Yok saymak için hayatta var etmişiz kendisini ve adına “Thanatos” demişiz. “Thanatos” yani ölüm içgüdüsü. Her insanda ölüm içgüdüsünün varlığından söz edebiliriz. Evet, düşündüğünüz gibi bu bir ölme isteği, bir ölme arzusudur. İstemenin her zaman yeterli olmadığı durumlardan biridir bu durum. İnsanın benliği buna izin vermez ve bir doğrunun gerçekleşmesine ön ayak olur. Benliği sağlam olan insan kendini bu güdüden korur ve yaşamına devam eder. Asıl meselede bundan sonra ortaya çıkar. Benlik kendini korumak da muzafferdir ama ya diğerleri. Ölüm içgüdüsü bu durumda dışa yönelir ve başkalarına zarar verir. İnsanoğlunun doğasında yer alan tüm yıkıcı ve öldürücü dürtüleri temsil eden Thanatos, yapıcılığı, üretkenliği, sevgiyi temsil eden Eros'un tamamen karşıtıdır. Ve kendi benliğini korumak için farklı benliklere savaş açar.

Freuda göre kişide var olan bu ölüm arzusu, kişiyi saldırganlığa, şiddete, nihai anlamda öz yıkıma yönelik olarak güdüler. İnsanoğlu çağlar boyunca yaptığı tüm yıkımları, kıyımları, insanlık trajedilerini bu duygunun eşliğinde kanla kaleme almıştır. İlk kalemi kemik olan Kabil kardeşi Habil’in kanını mürekkep olarak kullanmıştır bu trajedide. Bu öldürme içgüdüsünün, insan eliyle yaratılan trajedilerde belirleyici olduğunu ve insanda ölüm duygusunu arttırdığını ifade eden Freud pek de yanılıyor sayılmaz. Günümüz dünyasına baktığınızda haklı olduğunu bile düşünebilirsiniz.

Bu içgüdünün mağduru olan insan kendi benliğine hoşgörülü davranıyor ama başka benliklerden esirgiyor aynı büyüklüğü. Günlük yaşamın getirdiklerine dayanamayan, açlık ve sefalet çeken, mazlum ve mahzun bir şekilde mağdur olan insanın dili, dini, cinsiyeti, tabiiyeti ne olursa olsun yaşam arzusu kalmıyor. Akabinde ise yaşam arzusu olmayanın ölüm arzusu artıyor. Bir savaş çıkıyor ortaya.  “Eros” ile “Tanatos” savaşıyor ve ben ruhen olmasa da madden ölüyorum.

Bu savaş da taraf olmak insanın ruhunu daraltıyor. Onun içindir ki kimse Mematiyi suçlamasın. Ölüm Mematinin adında saklı.

 “Freud içimizdeki gerçeklerin çoğunun bilinçli olmadığını, bilinçli olan şeylerin çoğunun gerçek olmadığını fark etmiştir.” der Erich FROM. Herkes her şeyi fark etmiş de bir biz mi kalmışız farkı fark etmeyen. Kendi benliğinizi “Tanatos” dan korurken başka benlikleri de koruyun ve hoşgörüyü barındırın tepkilerinizde. Acele etmeyin. Aramasak da tadacağız bu dünya nimetini. Her canlı tadacak…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.